Sputters traduction Turc
49 traduction parallèle
[sputters] What are you saying?
Sen ne diyorsun öyle?
[engine SPUTTERS]
( MOTOR BOĞUK SESLER ÇIKARIYOR )
That was a party political... [sputters ]... cast on behalf of the Liberal Party. ANNOUNCER : [ men laughing]
Liberal Parti adına yayınlanan programı izlediniz.
It patters. They break. It sputters.
Çatırdıyor, kırılıyor, eğiliyorlar.
- Uh, you know, uh... [Sputters]
- Bilirsiniz...
[ENGINE SPUTTERS] - What's happening? - We're out of fuel.
- Benzinimiz bitti, inmeliyim.
well, my cousin's cockatoo... [chain saw sputters and dies] alf?
Kuzenimin Avustralya papağanı hariç. ALF?
The first thing they told me to do... was to make sure everyone here is in the right class. [Sputters]
Bana ilk söyledikleri şey herkesin sınıfta olup olmadığını kontrol etmem.
- [Sputters ] [ Mechanical Voice] I'm Sir Loves-A-Lot... the bear who loves to love.
Ben "Şövalye Acayipsever" im sevmeye aşık bir ayı.
[Sputters] You signed my name?
Benim imzamı mı attın?
. [Sputters] I knew it was too good to be true.
Gerçek olamayacak kadar iyi olduğunu biliyordum!
[Sputters]
Delilik bu!
[SPUTTERS THEN COUGHS] Oh, I'll never mock the Coast Guard again.
Bir daha asla, sahil güvenlikle alay etmeyeceğim.
Just - ( Sputters ) let go, you moron!
Bırak gitsin gerizekalı!
He'd done it for so long... he could almost'hear trouble coming... in the spits and sputters of the engines and the brakes.
Bunu o kadar uzun zamandır yapıyordu ki tükürükler saçarak homurdanan makinalarda çıkabilecek sorunları duyuyordu neredeyse.
You fix the roof, and then later on tonight - [Sputters]
Çatıyı tamir edeceksin ve daha sonra gece..
[Sputters] And you know, of course he has to be a free-baller.
Ve tabii ki iç çamaşır giymemeli. Alo?
It sputters and then it stops.
- Titriyor ve duruyor.
"Dr. Holden sputters back to life"?
"Dr. Holden hayata geri mi dönüyor?"
( engine sputters )
Hey! Sen kimsin?
# An'the lamp-wick sputters, an'the wind goes woo # # An'you hear the winds quit, an'the moon is gray #
# Bir lamba fitili titrer, rüzgar esince # # ve sen rüzgarı duyarsın.
( sputters )
( Kişner )
( Motor sputters )
( Motor boğulma sesi )
( sputters ) Um, grant, I think you're killing him.
Grant, sanırım onu öldüreceksin.
[Engine sputters] Uh, let's bring the mechanic out.
Tamirci çağıralım.
[Engine sputters] Ooh, it is a funny- -
Komik oldu...
( Sputters ) Yeah?
Efendim?
[Car Sizzles and Sputters]
( Araç Sizzles ve boğulup )
( engine sputters ) Come on.
Hadi ama.
- Oh, I don't want to hear it! - [Sputters]
Duymak istemiyorum.
( sputters ) Stupid baby.
Aptal bebek.
And how do you know that? ( Sputters )
Peki bunu nereden biliyorsun?
( Sputters ) Mimes freak me out.
Mimler beni ürkütüyor.
- ( Sputters ) All right. Well, I'm going to go to the gym.
Neyse ben spor salonuna gidiyorum.
[Sputters] Hello, General.
Merhaba, General.
( sputters ) Okay, we respect your decision not to cheat on Kayla.
Tamam, sevgilini aldatmama tercihine saygı duyuyoruz.
[sputters] Poured water...
Su mu döktün...
That is what's gonna happen. [car sputters, stops outside]
Olacak olanlar bunlar.
( sputters ) No, that's ridiculous.
Hayır, bu çok saçma. Sence işe yaradı mı?
- [sputters] Oh, Jesus!
- Tanrim!
( engine sputters ) ( Joanna : ) Help!
İmdat!
[ENGINE SPUTTERS]
FBI!
[engine sputters]
Ah.
( engine sputters )
- Ben de seni görüyorum.
Ooh. ( sputters ) About 118.
118 falan.
( sputters )
- Selam, Nick!
[Groaning continues] - [ Sputters - Oh, god!
Tanrım!
[Sputters, retches] What is wrong with truckers?
Bu tırcıların sorunu ne!
[sputters]
Aiya!