Stampy traduction Turc
29 traduction parallèle
I think I'm gonna call him Stampy.
Ona Silindir diyeceğim.
Here you go, Stampy.
Al bakalım, Silindir.
Strip the bark now, Stampy.
Filizleri de sıyır, Silindir.
Good night, Stampy.
İyi geceler, Silindir.
Hmm. - Taught Stampy any tricks yet, Bart?
Silindir'e yeni numaralar öğrettin mi, Bart?
You guys don't understand Stampy.
Sizler, Silindir'i anlamıyorsunuz.
Stampy's food bill today was $ 300.
Silindir'in bugünkü yiyecek tutarı 300 dolar.
Lisa, a guy who has lots of ivory is less likely to hurt Stampy... than a guy whose ivory supplies are low.
Lisa, çok miktarda fildişi olan birisinin, az olan birisine göre Silindir'e zarar verme olasılığı daha azdır.
Stampy is my friend.
Silindir benim arkadaşım.
I'll be back in the morning to pick up Stampy.
- Yarın sabah Silindir'i almak geleceğim
Don't worry, Stampy.
Endişelenme Silindir.
Stampy! -
Silindir.
Mom, Dad, Bart and Stampy are gone!
Anne, baba! Bart'la Silindir gitmiş!
Stampy! Stampy, where are you, boy?
Silindir!
Stampy! Stampy, where are you, boy?
Silindir, neredesin oğlum?
- Stampy!
Silindir!
Stampy and I are friends. Ow!
Silindir ile ben dostuz.
Stampy, quick!
Silindir çabuk.
Thanks, Stampy.
Sağ ol, Silindir.
I guess it wouldn't be right to sell Stampy... after he saved my life.
Sanırım hayatımı kurtardıktan sonra Silindir'i satmak doğru olmayacak.
So long, Stampy.
Elveda, Silindir.
No, Stampy, no!
Yo, Silindir, hayır!
Attaboy, Stampy.
Aferin, Silindir.
Some of them act badly because they've had a hard life- - Stampy! or have been mistreated.
Bazıları böyle davranır çünkü zor bir hayatları olmuştur ya da eziyet edilmişlerdir.
His name was Stampy.
Adı Silindir'di.
Welcome to stampy town, population five.
Damga şehrine hoşgeldin, nüfus beş.
A rogue elephant, played by my old friend Stampy is about to crush sweet young Milhouse. Okay, here's the drill.
Tamam, olay şu.
Then you run up and save the day by saying Stampy's safety word, "magumbo."
Sonrasında sen ortaya çıkıp Stampy'i sakinleştiren kelimeyi söyleyerek günü kurtarıyorsun.
Spencer, the guy with the stampy thing, he's top-drawer.
Spencer, onay veren, mükemmel biri.