English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ S ] / Stash

Stash traduction Turc

1,990 traduction parallèle
I'm betting that's the stash house.
Bahse girerim bu zula evi..
My only question is, do we hit his club or his stash house?
Tek sorum, kulübü mü, yoksa evi mi basalım?
Now he is coming after your stash.
Şimdi de senin zulanın peşinde.
He is coming after you and your stash!
Senin peşinde, ve zulanın!
After my stash?
Zulamın mı?
Got a great angle on the stash house.
Eve mükemmel açıdayım.
Stash that until Vaughn is gone.
Ve Vaughn gidene kadar şunu zulala. Tabii.
Yeah, we found your stash of books, buddy.
Evet, kitap zulanı bulduk dostum.
It might be a stash of por...
Porno zulası olabilir...
Bro, you still got that stash?
Kardeşim, zula hala sende mi?
Keep your eye on the stash.
Gözünü mallardan ayırma.
Came to her, asked her to stash it, ran away. When she heard it was red in trouble, she coughed it up.
Kırmızı'nın başına gelenleri duyunca her şeyi öttü.
Harry found her stash and did a bunk.
Harry onun zulasını bulup almış.
Found Ivy's stash of candy.
Ivy'nin şekerleme kasasını buldum.
You steal this from Lightman's stash?
Bunu Lightman'ın zulasından çaldın, değil mi?
Listen up, the minute Nino reveals the stash, we move.
Dinleyin, Nino zulasını ortaya çıkardığı an, giriyoruz.
Hudson has stash houses all over the neighborhood.
Hudson'un tüm muhitte gizli yerleri var.
These stash houses you say Hudson's got... any pictures?
Hudson'ın zula evlerinin hiç fotoğrafını çektin mi?
Hey, stash my gear.
Teçhizatımı iyi bir yere koyun.
Stash the kid with brooke and get my baby,
Jamie'yi Brooke'a bırak ve bebeğimle birlikte...
Where's your stash, Tevon?
Zulan nerede Tevon?
You stash me in some godforsaken motel, and now you're asking me to strong-arm that jerk on the House ICtelligence committee again?
Beni, saklanmam için dandik bir otele sürüklüyorsunuz. Şimdi de kalkıp Senato İstihbarat Komitesi'ndeki o dallamanın gözünü korkutmamı istiyorsunuz? Tek yol bu, Mad.
And we found that secret stash of Fudgsicles!
Biz de dondurmaları sakladıkları yeri bulduk!
Hey, uh, I need some more of our money from that stash.
Şu sakladığın paradan biraz almam gerekiyor.
I knew your boss Broxton was skimming our snack stash. Oh my god ;
Aman tanrım ;
Which you broke reaching for your private stash of fudge.
Onu da tatlı zulana ulaşmaya çalışırken kırdın.
Did I stash something else that I need?
İhtiyacım olan başka bir şeyi mi gizlemiştim?
Okay, after you guys have spooked Whitman, Sophie, you go and hook him with a new place to stash his cash.
Siz Whitman'ı korkuttuktan sonra Sophie, parayı saklamak için yeni bir yer ile onu oltaya getir.
If you were mossad, where would you stash your briefcase?
Eğer bir Mossad ajanı olsan çantanı nerede saklardın?
Elka, we don't care about your stash, just let us in!
Elka, zulan bizi hiç ilgilendirmiyor. Sadece içeri girelim!
Plus, I always keep a stash in my golf bag.
Ayrıca golf çantamda hep bir zulam olur.
[laughter] Just got to sneak around until we find his lightning-bolt stash.
O enerjiyi bulana kadar gizlice hareket etmeliyiz.
A couple nights ago he got past the best I could throw and found my stash. - I got home, and it was gone.
Birkaç gece önce elimden gelenin en iyisini yapmama rağmen onu durduramadım ve zulamı buldu.
We're gonna go finish the deal with Keller and get him to transport our secret stash of treasures back to the States.
Biz gidip Keller'la olan anlaşmayı sağlama alacağız ve gizli hazinelerimizi Birleşik Devletlere ulaştırmasını sağlayacağız.
What secret stash of treasures?
Gizli hazineler de ne?
Nate, these guys want me to take them straight to Sophie's secret stash.
Nate, bu adamlar kendilerini Sophie'nin hazinesine götürmemi istiyorlar.
Your own personal stash?
Senin kişisel hazinen miydi?
The trap door is harder to find than my dads petty cash stash.
Bu kapağı bulmak babamın bozuk para çanağını bulmaktan daha zor.
I visited him in prison, and he tells me that the--the stash gets confiscated, so I let it go.
Hapishaneye onu görmeye gittiğimde bana mallara el konulduğunu söyledi, ben de üstüne düşmedim.
We hear you faggots have a stash.
Duyduğumuza göre siz ibnelerin zulası varmış.
Stash it for you?
Bunu senin için zulalamak gibi mi?
Cash, stash, pie'n'mash!
'Para, banka, pasta ve püre! '
Yeah, but this one's got a hidden pocket to stash your pot...
Doğru ama bunun gizli cebi var.
Why would I need to stash my pot... Tery barn coupons?
Neden zulak-çömlek koymak için gizli bir cebe ihtiyacım olsun ki?
You at the back can grab the stash of booze under my bed. It's an emergency, after all.
Sen gidip yatağımdaki zulaları getir, çünkü bu acil bir durum.
Charlie, you can get your secret stash of ciggies.
Charlie, sen de sigara stoğunu getir.
Rico, stash the invention!
Rico, icadı kaybet.
This is a CIA cash stash.
Burası CIA'in nakit deposu.
I've seen the stash you carry.
Taşıdığın zulayı gördüm.
I'm not a fucking dealer... that's my personal stash, man.
Ben satıcı değilim...
Stash.
Gördüm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]