Stories traduction Turc
13,042 traduction parallèle
And so after she died, stories started that if you went and knocked on her door she would come and get you.
O öldükten sonra hikayeler başladı. Eğer gidip kapısına vurursan gelip seni yakalar.
But the funniest, the funniest old stories I always.. I hear it from the plants and the trees themselves.
Ama her zaman en komik hikayeleri ağaçlardan ve bitkilerden duyarım.
- Look at us with these hard-hitting stories.
- Can alıcı hikayeler yakalıyoruz.
I need bigger stories, better stories, Richard.
Bana büyük ve daha iyi hikayeler lazım Richard.
Telling the same old stories.
Hep aynı hikayeleri anlatıyor.
Oh. Theia, I love your sex stories.
Theia, seks hikayelerini seviyorum.
You need experienced journalists to lead the public through some very, very complicated stories.
Çok ama çok karmaşık hikayelerde kamuoyunu yönlendirmek için deneyimli gazetecilere ihtiyacın var.
Keep the focus on the stories.
Hikâyelere odaklanmaya devam edin. Önemli olan tek şey bu.
Your sleepwalking stories are epic.
Uyurgezer hikayeler epiktir.
I remember, she used to come home and she would tell us... These stories about being abroad and...
Eve geldiğinde bize yurt dışında olmak hakkında hikâyeler anlattığını anımsıyorum.
My dad would tell me stories at nighttime about the constellations.
Babam geceleri bana takımyıldızlarla ilgili hikayeler anlatırdı.
They're just ghost stories, okay?
Bunlar sadece hayalet hikâyeleri, tamam mı?
We like traumatic stories.
- Acıklı hikâyeleri severiz.
Nothing beats stories about Karen and her parents shower massage.
Hiçbir şey, Karen ve ailesinin duş hikâyesini geçemez.
And I noticed you've published another of your stories, Dr. Watson.
Dr. Watson, yeni bir hikâyenizi yayınlamışsınız.
There are two "features of interest", as you are always saying in Dr. Watson's stories.
Dr. Watson'ın hikâyelerinde hep söylediğiniz gibi iki önemli noktası var.
No, I just said that in one of your stories.
Hayır, bunu bir hikâyende söyledim.
Because of your idiot stories?
Aptal hikâyelerin yüzünden mi?
Yes, because of my "idiot stories".
Evet, "aptal hikâyelerim" yüzünden.
There do two stories in this city. There is the polite story and rumors.
2 çeşit hikaye var buralarda, birisi iyi olan, diğeri kötü...
Look at us, first time we meet and we're exchanging sob stories.
Şu işe baksana, ilk kez karşılaşıyoruz ve birbirimize acıklı hikayelerimizi anlatıyoruz.
We're gonna have a big house, like at least three stories.
Büyük bir ev almalıyız. Mesela en az üç katlı.
And how can you tell true stories about the human condition if you deny it, or choose only the good bits?
Ve inkar edersen, insanlık durumuyla ilgili gerçek hikayeleri nasıl anlatabilirsin? Ya da sadece iyi kısımları mı seçmelisin?
But that means no more stories.
Ama bu, hikayeler son buluyor demek.
The thing he did that I think was interesting is that sort of using the narrative of his own life to create these stories.
Diğerlerinden farksız bir oğlan vardır. Bence yaptığının ilginç yanı, bu hikayeleri, kendi hayatına ilişkin bir anlatıya dayandırmasıydı.
A spider that has climbed 13 stories so far without falling.
Şu ana dek, düşmeden 13 kat tırmanan bir örümcek.
Indian hill, no you won't, I always drive, you can regale me with more hot chick stories.
Ve hayır, arabayı ben kullanırım sen seksi manita hikâyelerinle keyfimi yerine getir.
And beyond that, papers don't usually print stories of conspiracy against the bank they owe money to.
Ve onun da ötesinde, gazeteler genelde borçlu oldukları bankaya karşı komplo teorileri basmıyor.
Why is she telling me these stories?
- Neden bana bunları anlatıyor?
Do you know any good stories?
Hiç güzel hikâye biliyor musun?
I'm just an old man who likes dirty stories.
Ben müstehcen hikâyeler okumayı seven yaşlı bir adamım sadece.
I bet you probably did the same thing, make up little love stories for each of them.
Eminim sen de aynı şeyi yapmışsındır. Her biri için küçük aşk hikâyeleri uydurmuşsundur.
What kind of love stories?
Ne gibi aşk hikâyeleri?
Mr. Bishop, I've heard stories of tactics that you employ on Purge Night.
Bay Bishop. Arınma Gecesinde kullandığınız taktiklerle ilgili bazı şeyler duydum.
All those stories about the Sudan?
Peki ya o Sudan hikâyeleri?
- Yeah, there were stories I had never heard, before.
- Evet, daha önce hiç duymamıştım hikayeler vardı.
Just think about all the stories you've heard about Seagate.
Seagate hakkında duyduğunuz onca hikayeyi düşünsenize.
The ghost stories, millionaires hidden in dungeons.
Hayalet hikayeleri, zindanda saklanan milyonerler.
You hear the stories about Poland.
Polonya'yla ilgili hikâyeleri sen de duyuyorsun.
I just came up 90 stories.
90 adım merdiven çıktım.
I know all your stories and so does every boy that ever came courting.
Hem ben hem de çıktığım her çocuk hikâyelerinin hepsini biliyor.
And I can tell you stories of her terrorizing the boys of our neighborhood.
Size mahalledeki çocukları nasıl korkuttuğuna dair hikayeler anlatabilirim.
It's been three hours since 10-year-old Annabel Beam fell headfirst three stories down the center of this giant hollowed-out tree.
On yaşındaki Annabel Beam bu koca çukurlu ağacın ortasına kafa üstü düşeli tam üç saat oldu.
He has been telling scary stories to my daughter, dorsa.
Kızım Dorsa'ya korku hikayeleri anlatıyormuş.
Please ask him not to tell dorsa those kind of stories...
Lütfen Dorsa'ya bir daha böyle hikayeler anlatmasın...
- Has she said what stories?
- Hangi hikayeden bahsetti?
You know, the stories you mentioned this morning...
Bu sabah bahsettiğin hikayeler var ya...
Well, sogand and Ali also tell me stories.
Şey, Sogand ve Ali de bana hikayeler anlatıyor.
I have heard their stories.
Hikayelerini dinledim.
Larry, these stories, where they emanate from, I really can't imagine.
Larry, bu hikayeler nereden sızıyor bilmiyorum, kavgayı düşünemiyorum bile.
I'm doing a piece on cash-for-trash stories, Witnesses selling their testimony.
Hikayeleri para karşılığı alıyorum tanıklar hikayelerini satıyor.