Sugar traduction Turc
9,906 traduction parallèle
Sugar.
Şeker.
Must get sugar.
Şeker yemeliyim.
Come on, sugar.
Hadi, şeker.
- Thank you sugar.
- Teşekkür ederim, şekerim.
- Nullifies the afternoon sugar cravings.
Öğleden sonra gelen şeker krizlerini kesiyor.
- Sugar and tea down below
- Şekerle çay altta.
Then once your blood sugar drops, the whole world looks gloomy, hmm?
Kan şekerin düştüğünde de her şey kasvetli oluyor, değil mi?
I'm getting a little sugar crashy...
Biraz şekerim düştü de...
You get that brown sugar.
Esmer bombayı aldın.
Blood-sugar thing?
Kan şekerin mi düştü?
Blood sugar.
Kan şekerim.
You get the tobacco and sugar and I get what?
Sana tütünle şeker düşüyor ya bana?
Don't want that blood sugar dropping.
Kan şekerinin düşmesini istemeyiz.
I gotta get myself a sugar daddy.
Kendime paralı bir moruk bulmalıyım.
And no more sugar-daddy stuff either, okay?
Daha fazla paralı moruk muhabbeti de yok, tamam mı?
Any sugar?
Şeker var mı?
Sugar!
- Sugar!
- He needs sugar. - Glucose.
- Şekere ihtiyacı var.
Oh, a sugar daddy.
Babalık.
Beat it, sugar.
Bastır, tatlım.
He already has high sugar the doctor has advised him rest.
Şekeri zaten yüksek, doktor dinlenmesi gerektiğini söyledi.
Farmers, men skilled in the cultivation of sugar and tobacco.
Tütünle şeker ekip biçecek yeterlilikte çiftçiler.
Sugar merchants, most likely.
Şeker tüccarı muhtemelen.
All that sugar isn't good for you.
Şeker sağlığın için iyi değil.
And I know, if you eat too much sugar, you can, um... You can be very tired and it can... It can wear down your body.
Eğer çok fazla şeker yersek, çok çabuk yorulabiliriz ve vücudumuz zarar görebilir.
You put sugar in my Vespa tank.
Vespa tankıma şeker koydun.
- Sugar? - Yeah.
- Şeker mi?
This is where Sugar's old crap goes to die.
Burası Sugar'ın eski eşyalarının ölüme terk edildiği yer.
Sugar here.
Sugar konuşuyor.
Look at you, Sugar, already trying to cut me out.
Şu konuşmalara bak Sugar, şimdiden beni kesmeye çalışıyorsun.
I could butter it up, sprinkle on a little cinnamon and sugar.
Sana verebilirim. Tarçın ve şeker attım üstüne.
Sugar?
Şeker?
Yes, well, regardless of what we've decided on calling it, pounding caffeine and sugar is not exactly going to help.
Evet, ne isim takacağımızı dikkate almayarak kafein ve şeker tüketiminin bir faydası olmayacak.
My ships, your sugar. The return of legitimate commerce and the return of law.
Benim gemilerim, senin şekerinle meşru ticaret ve hukuka geri döneceğiz.
No sugar, no caffeine.
Şeker ve kafein yok.
And one of the guys does a coffee run, brings my pal someone else's latte with six spoonful's of sugar.
Sonra biri, dostuma.. ... başkasının altı şekerli içtiği.. ... latte'yi ona getirir.
- Yeah. No, if anything, you're employed, and you make more money than me, so, they'd probably think you're my sugar mama.
Bizi gördüklerinde düşündükleri bir şey varsa, o da benden daha fazla kazandığın için, benim senin paranı yediğimdir.
And he never said a word about it and neither did I, but every Christmas, there's a plate of sugar cookies arrives on our doorstep.
Ve o bu konuda bir kelime söylemedim ve ne ı did Ama her yılbaşı, şeker çerezleri bir tabak var. Bizim kapılarına geldi.
Little reindeer sugar cookies and I know it's Dave bringing them.
Küçük ren geyiği şeker çerezleri. Ve ı o Dave getirerek biliyorum.
Where you going without my sugar, though?
Şekerimi vermeden nereye gidiyorsun öyle?
Honey, sugar, milk?
Bal, şeker, süt?
That was six years ago, sugar.
- O 6 sene evveldi, tatlım.
Look, sugar tits.
Dinleyin, şekerlikler.
Please, don't regret, sugar tits.
Lütfen, pişman olma, şekerlik.
Drowned in sugar... ~ Ah...
Şekerde boğulmuş. - Konuşmadığını duydum.
I wanted cream and sugar.
Krema ve şeker istemiştim.
♪ Sugar and spice and everything nice ♪
♪ Şeker ve baharat ve güzel olan her şey ♪
♪ sugar and spice and everything nice ♪
♪ şeker ve baharat ve güzel olan her şey ♪
Smoked. Glazed. Served on a sugar cane quill.
Tütsüledim, kapladım ve şekerkamışıyla birlikte servis ettim.
I just picked bits and pieces off A / i, the way he'd throw his jabs, Sugar Ray Leonard, you know, I copied a bit, you know.
Ali'den ufak tefek şeyler aldım yumruk atış şeklini, Sugar Ray Leonard bilirsiniz, onları biraz kopyaladım, bilirsiniz.
You need to add sugar.
- Şeker eklemelisiniz.