English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ S ] / Suse

Suse traduction Turc

34 traduction parallèle
- Suse, are you here?
- Susan, burada mısın? - Dr.
Hey, Suse, come on, open up.
Suse, açsana.
All right, Sue, so I'll call you as soon as I know if that room is free.
Şükran Günü'nden Önceki Pazartesi Tamam, Suse.
The same way that I think that Red Hat Linux is fine or SuSE Linux, or Debian Linux.
Aynı şekilde, bence RedHat linux olur SuSE Linux olur veya Debian Linux olur.
Jon "Mad dog" Hall was also there by phone. uh.. And then Todd Anderson, who later worked for SuSE for a while was there.
Jon "Mad dog" Hall da telefonla katıldı, hah... sonra Todd Anderson da ( ki, SuSe için çalışan biridir ) kısa bir süreliğine ordaydı
The license can't be specific to a product in other words if I distribute my software on a Red Hat system the license can't say you can't distribute this on a SuSE or Debian system
Lisans bir ürüne özgü olamaz diğer bir ifadeyle ben yazılımımı Red Hat sistemine dağıtırsam lisans şunu diyemez bunu Suse ya da Debian sistemine koyamazsın
- You've got to think for yourself.
- Kendin için düşünmelisin Suse.
What's the use of all this fanciness?
Bu kadar suse puse ne gerek var?
tim.hi, suse.
Selam, Suse.
- Suse, suse, suse, suse.
- Suse, Suse, Suse, Suse.
Suse, kate... go. Go.
Suse, Kate hadi hadi.
We'll find him, suse.
Onu bulacağız Suse.
- No, suse.
- Hayır Suse.
Nearly tore suse and I apart.
Neredeyse bu Suse ve benim ayrılmama neden oluyordu.
Brian : suse!
Suse!
Suse, it was a night and a half.
Suse, yarım gecelik bir şeydi.
Suse, just put the presents in the trunk.
Suse, hediyeleri bagaja koyun.
If you're not gonna help yourself, then just leave me, my friends and my family alone. Suse, come on, Suse.
- Suse deme böyle, Suse.
There's things I gotta tell him, Suse, you know.
Ona söylemem gereken şeyler var, Suse.
Suse?
Suse?
You're gold, Suse.
Altın bir kalbin var, Suse.
- Okay, come on, Suse, get out.
- Tamam, hadi dışarı Susie.
Ya look a little ruly, Suse!
- Yakıyorsun Susie.
Hey, Suse.
Selam Suse.
- Suse, have you seen Antonia yet?
- Suse, Antonia'yı gördün mü?
- Suse, he likes it.
- Hoşuna gitti Suse.
Sorry, Suse.
Pardon Suse, kapatmam lazım.
Defense lawyer Suse the term "duress" to describe the use of force, coercion, or psychological pressure exerted on a client in the commission of a crime.
Savunma avukatı "zorlamak" tabirini zorla güç kullanımı olarak baskı, psikolojik baskı ya da müvekkilinin suça bulaşması olarak tanımlar.
Oh, Suse.
- Suse.
- Bye, Suse.
Seni seviyorum. Ben de seni.
When it was clear that Suse and I couldn't return from France,
Suse ve benim Fransa'dan dönemeyeceğimiz anlaşıldığında
Suse, could you give me a hand, please?
Suse, yardım eder misin?
Suse, the damage is done.
Zarar mı? Suse, zarar zaten verildi.
God, Suse, I'd expect that from Carrie, but you, of all people...
Suse, Bunu Carrie'den beklerdim, ama o kadar insanın içinden sen...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]