Suture traduction Turc
515 traduction parallèle
Now, if you take this one, for example, these lines across here, we call them the suture lines.
Şimdi, örneğin bunu ele alalım. Şuradaki çizgilere, birleşme çizgisi denir.
Watch while I suture.
Ben dikerken izle.
Suture.
Dikiş at.
Suture.
Dikiş atın.
Suture.
Neşter.
Write this : "There is visible on the trachea a suture about one-quarter inch long."
Şöyle yazın : " Kafasını kaldırdığı zaman, soluk borusunda 40 milimetrelik, dikiş gibi bir iz görünüyor.
Suture, Maty.
Dikiş at, Mary.
- A suture.
- Dikiş.
- Let me have another suture.
- Bir dikiş daha atayım.
- Nurse, I need a suture.
- Hemşire, iplik lazım.
- l'm gonna need two vascular clamps and an arterial suture.
- İki damar kıskacı lazım ve atar damar dikişi.
You got an arterial suture ready?
Damar dikişi hazır mı?
- Will you let me have a skin suture?
- Dikiş atar mısın?
- It's a time for summing up... - Suture. And these are the most up-to-date figures we have.
Anestezi uzmanını bul, hastayı uyutsun.
- I never did get any official information, so I slipped 20 bucks to one of the suture nurses, and she told me that... Dominique Blanchion had died on the operating table.
- Resmi ağızlardan bir bilgi alamadım bu yüzden bir hemşirenin eline 20 dolar sıkıştırdım o da bana Dominique Blanchion'ın ameliyat masasında öldüğünü söyledi.
- Suture. Frying pan.
Tava.
That this side is smashed as far as the cranial suture.
Cranial suturanın yan tarafındaki kemik parçalanmış.
The bullet penetrated the skull above the left eye, traversing the left frontal lobe through the cerebellum and then exited from the skull at the back of the head by the left occipital parietal suture.
Mermi, sol gözün üst kısmından kafatasına girmiş, beynin ön lobu ve beyinciğin içinden geçerek kafatasının arka tarafından, sol'occipital parietal suture'nin yanından çıkmıştır.
Suture.
Dikiş.
Depression at the junction of the coronal suture with the saggital suture.
Koronal sütür junksiyon çukuru sagital sütüre denk.
I need the auto suture.
Otosutüre ihtiyacım var.
You can suture the tear direct or use a Dacron graft.
Yıtrık ya doğrudan dikilir ya da Dacron greft konur
Andrew Lloyd Webber's LATEST re-arrangementof Evita, to suture vocal range of Kylie Minogue.
Çünkü seyirciler Andrew Lloyd Webber'ın, Kylie Minogue'un ses oktavına uydurmak için yeniden düzenlemesini yaptığı "Evita" ya gitmek yerine burada yaygara koparıyorlar.
Do you know how to suture?
Dikiş atmayı biliyor musun?
Here's the suture room.
Burası dikiş odası.
- Suture demonstrations.
- İlaç tanıtımları.
There's a surgeon here who's just dying to show me some new suture-tying techniques.
Pekala. Burada bana dikiş atma yöntemlerini göstermek için can atan bir doktor var.
I'll meet you in the suture room.
Dikiş odasında görüşürüz.
Irrigate with normal saline, close with interrupted 6-0 nylon suture dress with antibiotic ointment, wound check two days suture removal four days, update the tetanus.
Salinle yıka, 6-0 kesik naylon iplikle dik, antibiyotik yağla pansuman yap 2 gün sonra kontrol et, 4 gün sonra dikişi al, tetanosu yenile.
- Let Mr. Davelle wait in the suture room.
- Bay Davelle dikiş odasında beklesin.
She's restrained in the Suture Room if anyone wants to check that ear.
Kulağına bakmak isterseniz Dikiş Odası'nda zaptedilmiş durumda.
Gangbanger in the suture room.
Dikiş odasında gangster.
Okay, looks like we're gonna need two suture kits.
İki dikiş seti gerekecek gibi görünüyor.
We got a dead shovel in 2 and a paper cut in the Suture Room.
2 no. Da bir ölü kürek ve Dikiş Odası'nda kağıt kesiği var.
If you need anything else, I'll be in the Suture Room.
Başka bir şey gerekirse, Dikiş Odası'nda olacağım.
Suture kit.
Dikiş takımı.
Harper, scalp lac in the Suture Room.
- Harper, Dikiş Odası'nda kafa yarığı.
Gangbanger in the suture room.
Dikiş odasında gangster. Birini çağır.
Hamster vs. Finger in the Suture Room.
Dikiş Odası'nda hamster parmağa karşı.
Take him to the Suture Room.
Dikiş Odası'na götür.
- Suture Room.
- Dikiş Odası'nda.
She's in the Suture Room, and she's a tad senile.
Dikiş odasında ve bunama var.
Personnel must exercise prudence in the use of expendables i.e. 4x4s, gloves, surgical tape, suture kits. "
Personel tutumlu davranmalı, örnek : Tüpler, eldivenler, ameliyat bantı, dikiş malzemeleri. "
As inspiration, I've drawn on an ancient medical technique known as a suture.
Esin kadar, yüzü asık dikiş atmayı yi bilen eski bir tıbbi teknik.
"Suture"?
"dikiş atmayı"
Then it is very likely that this vessel could serve the life-form's needs in much the same manner as a suture.
Bu gemi o yaşam formunun ihtiyacı olan şeyi aynen dikiş atar gibi yapabilir.
- No, he's still in the Suture Room.
- Hala dikiş odasında.
Gauze, syringes, Ace wraps saline, suture sets, eye patches.
Gazlı bez, şırınga, Ace sargısı salin, dikiş seti, göz maskesi.
- Gant's screaming for a suture kit.
Söz vermiyorum. - Gant dikiş paketi istiyor.
- Dr. Gant needs this suture kit.
- Dikiş takımını Gant'e götürmeliyim.
- Suture.
- Sütur.