Swan traduction Turc
1,835 traduction parallèle
How about I dance the Black Swan for you?
Senin yerine Siyah Kuğu olayım, ne dersin?
Black Swan, places in five.
Siyah Kuğu, beş dakika içinde.
Maybe there's a purple swan out there, too.
Belki orada mor bir kuğu da vardır.
I waited a century to marry you, Miss. Swan.
Miss Swan, evlenmek için bir asır bekledi.
Edward Cullen and Bella Swan.
Edward Cullen ve Bella Swan.
"I accept you, Bella Swan..."
"Ben Bella Swan, kabul ediyorum..."
I accept you, Bella Swan...
Bella Swan, kabul...
And like that, she became a swan.
Beğendim, kuğuya dönüşmüşsün.
Sounds like a swan, okay?
- Söylenişi'swan'kelimesine benziyor, tamam mı?
Think about a swan.
Swan kelimesini düşün.
You know, sometimes, kid, a toad and a swan get together and make something pretty special.
Bazen kurbağa ile kuğu bir araya gelir ve güzel şeyler yapabilirler.
I would punch out and that would be my fucking swan song, right?
Bilseydim 31 çekerdim de jübilemi öyle yapardım, değil mi?
That was you that dug out that nest of vamps back in Swan Valley, wasn't it?
Swan Valley'deki vampir yuvasını ortaya çıkaran sendin değil mi? "
David Mitchell wrote a novel called Black Swan Green, right?
David Mitchell, Black Swan Green adlı bir roman yazmamışmıydı?
And the star of Black Swan, the movie, is Natalie Portman, who I hear is supposed to be starring in Cloud Atlas.
Ve Black Swan filminde, Natalie Portman oynadı, Duyduğum kadarıyla Cloud Atlas filminde olması gerekiyordu.
What did you think of Black Swan?
Black Swan hakkında ne düşünüyorsun?
And it's about, uh, Black Swan, which is what we were talking about today.
Sormak istediğim, uh, Black Swan, hakkında bugün konuşuyorduk.
Black Swan... Okay, you know how when Nina is looking at her doppelganger in that one scene where she's, like, in the dance studio looking in the mirror?
Tamam, Nina'yı biliyorsun onun benzerinin bir bakışı vardı, dans stüdyosunda aynaya bakışı?
And, by the way, the whole Black Swan thing...
Ve, bu arada, Tüm Black Swan şeyi...
Look, I just had a thought, and it's about Black Swan.
Bak, benim bir fikrim var, ve bu Black Swan hakkında.
- Swan song, how you living?
- Swansong, nasıl gidiyor?
"The Swan"
"Kuğu"
Black swan.
Siyah kuğu.
Let's burn these counterfeits and paddle the next swan boat the hell out of Boston.
Hadi şu sahte paraları yakalım ve Boston'a giden ilk tekneye atlayalım.
♪ NCIS 8x23 ♪ Swan Song Original Air Date on May 10, 2011
Navy NCIS 08x23 Swan Song
A mute swan, actually... believe it or not.
Sessiz kuğuyu düşünüyorum.
When's a swan know he's about to die? Ooh, some animals just know.
- Kuğu ne zaman öleceğini nasıl biliyor?
Mike's swan song.
Mike'ın kuğu şarkısı.
About the mute swan?
Sessiz kuğular mı?
Looked like a swan, but walked like a duck.
Kuğu gibiydi ama ördek gibi yürürdü.
You are a Swan Lake girl, aren't you?
Kuğu Gölü kızıydın sen, değil mi?
I'm here to audition for the black swan.
Siyah Kuğu seçmeleri için buradayım.
Swan's observation of what good it because there are hot springs lake Sawajiri even in winter will not freeze Oh
Kuğuları gözlemlemek iyi bir ödev konusu olsa gerek. Sawajiri Gölü'ne birçok ılıca suyu aktığından kışın bile sıcaktır.
I love Swan
Kuğuları seviyorum!
The same day yes ah relaxed and quiet village on the same day there were two big events the whole village is a riot winter horse over there then the possibility of committing the crime police determined the accident investigation that the cliff from the winter horse like a swan by the lake close
- Aynı gün mü dediniz? - Evet. O eski huzur dolu, sakin köyümüzde aynı gün iki büyük kaza yaşanınca tüm köy birbirine karıştı.
be it I was like winter horse he really is the day you see a swan so beautiful
Gene bir şeyler peşindesin sanırım? Sayılır. Touma-kun'un buralara gelme sebebi kuğular mıdır dersin?
that is to say that day is not necessarily see a swan ah goes to send my horse in winter he is really like black ah and wanted to look at these winter horse paintings and photographs along with chat
Bu doğruysa, kuğuları izlemek için gitmemiş olabilir. Bu resmi bana Touma-kun vermişti. Kuro'yu gerçekten çok severdi.
What is it you're talking of course, is to buy swan cup friends
Bence ayı çöreklerinden alalım! Saçmalama be! Elbette kuğu resimli kupa bardak alacağız!
Ballerina, then the elephant my brother gave me, then the swan, then the cat, then the mouse, then your bear.
Balerin sonra kardeşimin verdiği fil sonra da kuğu, sonra kedi, sonra fare ve sonra da senin ayıcık.
John W. Davis let everyone know, that this was his swan song, his final argument.
John W. Davis bu davanın kendisi için bir jübile niteliği taşıdığını açıklamıştı.
This is a high-profile, heavy-coverage trial. And Childs is gonna wanna make it his swan song.
Bu, herkesin takip edeceği bir duruşma olacak ve Childs da son gösterisini yapmak isteyecek.
He can stop this case based on new evidence, but Glenn Childs won't. It's his swan song.
Yeni delil sebebiyle davayı durdurabilir ama Glenn Childs durdurmayacak.
Float the swan.
Swan kateteri getir.
As thick as possible, while still being swan-shape foldable.
Kuğu şeklinde katlanabilecek en kalın havlulardan olmalı.
And I never got my swan-shaped towels.
Kuğu şekilli havlularım da gelmedi.
I swan.
Çok şaştım!
If he can just hang it together there will certainly be some Guinness drunk in the Swan in Ramsey tonight.
Böyle devam ederse akşama
Pretty she was, looked like a swan.
Güzeldi.
It is said that to a lot of swan oh
Şu sıralar göçmekte olan bir sürü kuğu sürüsü köy yakınlarındaki Sawajiri Gölü'ne uğruyorlar.
What souvenirs do you want to ah can be friends how can I choose friends that a bar that is really what Nick a lot of bread ah ah like a bear ah well as wood owl Swan Cup
Hediye olarak ne istersin? Benim için fark etmez. Böyle dersen ben bir karar veremem ki!
Swan...
Ve bir de üstünde kuğu resmi olan kupa bardaklar var. Kuğu resmi...