English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ T ] / Taiga

Taiga traduction Turc

88 traduction parallèle
in the Siberian taiga
Sibirya ormanları
We are erecting Giants of Industry in the unpopulated taiga.
Bizler, yani ıssız tayganın, dev sanayi tesisleri.
Now at every rest stop I will write to you about everything that fills our nomadic days in the taiga.
Artık her mola yerinde Taiga'daki göçebelik günlerimizde yaşadığımız her şey hakkında sana yazmayı sürdüreceğim.
Walking the taiga, looking for other men's treasures.
Taiga'da yürümek, başkalarının servetlerini aramak.
That happened on one stormy night, in the spring of 1908. I was informed that a murdered gentile was found in the taiga. The dead man had my business card in his pocket.
1908 ilkbaharının fırtınalı bir gecesinde Taiga'da bulunan bir cesedin cebinde kartvizitimin bulunduğu haberini aldım.
It was the fourth day of our journey through taiga.
Taiga'ya yolculuğumuzun dördüncü günüydü.
Taiga warned us that our journey to the sea would not be easy.
Taiga, denize olan bu yolculuğun zorluğu hakkında uyarıyordu bizi adeta.
I live in taiga.
Taiga'da yaşarım.
There are many hunters in taiga.
Pek çok avcı var buralarda.
Taiga listen to me!
Taiga dinle!
For him, taiga was like an opened book.
Onun için Taiga okunmaya açık bir kitap gibiydi.
There are many different people in taiga.
Çok çeşit insan var Taiga'da.
There is enough space in taiga for all of us.
Burada hepimize var yetecek yer.
Avoiding fight with a tiger, we soon got into the clutches... of a swampy taiga river.
Kaplanla savaştan kurtulmuştuk ama yakında bataklıklı Taiga Nehri'nin... pençelerine düşecektik.
We have walked through taiga for 2 months already.
Halihazırda iki aydır yürüyorduk.
( Dersu sings on Udegei language ) Taiga, taiga, this is my taiga.
Taiga, Taiga, benim Taigam.
I was born here, in my dear taiga.
Doğduğum yer, benim canım Taiga'm.
Over there... in taiga.
Orada. Taiga'da.
We encountered one of the fiercest predators of the taiga.
Taiga'daki en acımasız yırtıcılardan biriyle karşılaşmıştık..
And people of taiga would kill each other for it.
Uğruna insanlar birbirinin hayatını sonlandırıyor.
He thinks he owns a taiga.
Taiga'yı kendinin sanar.
We're afraid of wolves, we will not go through taiga.
Kurtlardan çekindiğimiz için taygadan geçmek istemiyoruz.
( Speaking Udegei ) You broke the sacred law of the taiga!
Taiga'nın kutsal kanununu çiğnedin!
Seems that it is more difficult to hide in the taiga, then in the city.
Taiga'da adaletten saklanmak, şehirde saklanmaktan daha zormuş.
We would build another in no time.
- Taiga'da ağaç çok, yenisini yaparız.
Who would ever need this God-forsaken taiga?
Tanrı aşkına! Kime gerek bu Taiga? Kime?
He doesn't need taiga.
Onun Taiga'ya ihtiyacı yok!
I must go back in taiga, to walk, to hunt sables...
Bana gerek geri dönmek Taiga'ya. Yürümek, samur avlamak...
But from the taiga to the British Seas
Ama taygadan İngiliz denizlerine
He was the best hunter in the whole taiga.
Babam tüm Taiga'daki en iyi avcıydı.
My taiga.
Taiga'm.
It's nice here in the taiga
Tayga burada oldukça güzeldir.
They say you can't survive alone in the taiga.
Tundra ormanlarında yalnız başına hayatta kalamazsın, diyorlar.
Do you think you're in the taiga?
Tundrada olduğunu mu sanıyorsun?
These stunted shrubs mark the tree line, the beginning of the Boreal forest, the taiga.
Bu bodur çalılar, kutup ormanlarının sınırını yani tayganın başlangıcını da işaret eder.
But as spring creeps up from the south, the taiga is unveiled.
Ama güneyden gelen baharla beraber tayga ortaya çıkar.
This is the Taiga Forest.
Burası tayga ormanı.
The Taiga circles the globe and contains a third of all the trees on Earth.
Tayga yerküreyi çevreler ve dünya ağaçlarının üçte birini barındırır.
At the Taiga's northern extent the growing season can last for just one month a year.
Tayganın kuzey ucunda bitkilerin üreme mevsimi yılda topu topu bir aydır.
The Sun's energy powers these forests not for one month as it does in the Taiga but for half the year.
Bu ormanlara güneş enerjisi güç verir, hem de taygada olduğu gibi bir ay değil, yılın yarısı boyunca.
These are as inedible as those in the Taiga so animals are still scarce, but they are present.
Bunlar da taygadakiler kadar zor yenir. Bu yüzden hayvan yaşamı az, ama yine de mevcuttur.
Here in South America araucaria trees or monkey puzzles are like the conifers of the Taiga.
Güney Amerika'da arokaryalar, maymun çıkmazlar tayga kozalaklısı gibidir.
Yes. Taiga is a fine person.
Evet, Taiga iyi niyetli bir kişi.
How is Taiga?
Taiga nasılmış?
TAIGA, BANK OF THE RIVER KAN.
TAIGA, KAN NEHRİ KENARI.
Which one of you is Narumi Taiga?
Narumi Taiga hanginiz? !
Where's Narumi Taiga? !
Narumi Taiga neredesin?
I'm Narumi Taiga!
İsmim Narumi Taiga!
One guy we were hunting disappeared, probably somewhere in the Taiga.
Peşinde olduğumuz bir adamı kaybettik. Büyük ihtimal taygada bir yerlerdedir.
The endless wilderness that surrounds this place is known as the taiga.
Köyü çevreleyen uçsuz bucaksız arazilere tayga adı veriliyor.
But he's stopped working in the taiga.
Ama taygada çalışmayı bıraktı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]