English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ T ] / Talon

Talon traduction Turc

356 traduction parallèle
He was a guard at Talon Prison.
Talon Hapishanesinde gardiyandı.
You were a jailer at Talon Prison weren't you?
Talon Hapishanesinde gardiyandınız değil mi?
Ramson was shot three years later trying to escape from Talon Prison.
Ramson üç yıl sonra Talon Hapishanesinden kaçmaya çalışırken vuruldu.
Journet was a guard at Talon Prison where Alistair Ramson was confined.
Journet, Alistair Ramson'un hapsedildiği Talon Hapishanesinde gardiyandı.
He attempted to escape from Talon Prison when I was a guard there.
Ben orada muhafızken Talon Hapishanesinden kaçmaya teşebbüs etmişti.
The man I hated at Talon Prison.
Talon Hapishanesinde nefret ettiğim adamın.
Men coveted this talon once.
Erkekler bir zamanlar bu pençelere gıpta ederdi.
When you have but a single talon plant to last a secton, two plants would be miracle enough.
Elinde bir dilim ekmek kaldıysa iki dilim yeterince büyük mucize olur.
Do you understand, Talon?
Anlıyor musun Talon?
Talon.
Talon.
No, Talon!
- Hayır Talon!
Talon had simply vanished into the void.
Talon sırra kadem basmıştı.
Talon!
Talon!
Many a time Talon has saved our skins, or have you forgotten?
Talon kaç defa kıçımızı kurtardı yoksa unuttunuz mu?
Captain Morgan, an old cohort of Talon's.
Kaptan Morgan, Talon'un eski bir askeri.
Spread the word of Talon's plight.
Talon'a verdiğin bağlılık sözünü hatırla.
Is that chief Talon?
Bu şef Talon değil mi?
- For Talon!
- Talon için!
- Talon!
- Talon!
Talon, son of Richard.
Talon Richard'ın oğlu.
So my guess is it's a golden talon.
Sanırım bir Golden Talon.
Golden talon... just like the one we took out of Abby Sandoval.
Abby Sandoval'ın üzerinden çıkan Golden Talon'un aynısı bu.
Talon caught the artery here.
Buradan atardamarını kesti.
It's a Black Talon.
Bu kurşun bir Kara Talon.
Seventh Yak'Talon estimates that it will take ten days before we can attempt a low-power test.
Yedinci Yak'Talon, düşük güç testi için bile en az on gün gerektiğini söylüyor.
Talon-like hands?
Pençemsi elleri var mıydı?
- Black Talon.
- Kara Pençe.
- He was shot with a Black Talon?
- Kara Pençe'yle mi vurulmuş?
The eagle, however, misconstrues this as an act of aggression.. and grabs the baby in its talon.
Ama kartal, bunu saldırı olduğunu sandı ve bebeği pençeleriyle yakaladı.
I've been at the Talon all week with Lana working on a history project.
Tüm hafta Talon'da Lana'ya tarih ödevinde yardım ediyordum.
My car broke down outside the Talon and you gave me a ride home.
Arabam Talon'un dışında bozuldu ve beni eve götürdün.
I wish I could, but I've gotta get changed and take a shift at the Talon.
Kutlayalım mı? İsterdim ama üzerimi değişip Talon'daki mesaime başlamalıyım.
You saw her and lan at the Talon last night.
Dün gece Ian'la onu Talon'da gördün.
Clark came by the Talon.
Clark Talon'a uğradı.
Actually, I was wondering if you knew about the Talon.
Aslında, Talon'da olanları biliyor musun diye soracaktım.
I could have my election rally at the Talon, help bring people by.
Seçim toplantımı Talon'da yapabilirim, sana müşteri getiririm. Bu harika olur.
Chloe.
- Chloe. - Lana bana Talon'dan bahsetti.
Lana told me about the Talon. Thanks for the call.
Aradığın için sağ ol.
Sorry we couldn't talk more at the Talon.
Talon'da fazla konuşamadığımız için üzgünüm.
After I caught them slow dancing, I decided to stay at the Talon.
Onları romantik bir şekilde dans ederken yakaladıktan sonra Talon'da kaldım.
Sure. Why don't you come by the Talon later.
Neden daha sonra Talon'a gelmiyorsun?
It happened again at the Talon.
Talon'da tekrar oldu.
The Talon's no longer a good fit.
Talon artık iyi bir seçim değil.
The Talon has always carried its own weight.
Talon her zaman kâr yapmıştır.
- I've just been evicted from the Talon.
- Talon'dan kovuldum. - Ne?
Lana, you brought the Talon back from nothing.
Lana, Talon'u sen tekrar ayağa kaldırdın.
Yeah, she mentioned that Lex is closing the Talon, and somehow I think it wasn't completely his decision.
Evet, Lex'in Talon'u kapattığını söyledi, ve bir şekilde bence bu sadece onun fikri değil.
I had Lex close down the Talon in a heartbeat.
Lex'e Talon'u kapattırdım.
- It's a Black Talon.
Black Talon.
- If the Talon goes under...
- Eğer Talon iflas ederse...
The Talon has to find its own feet.
Talon kendini desteklemeli.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]