Tamir traduction Turc
11,839 traduction parallèle
Look, Tamir, we want to put Dmitry away, not you.
Bak Tamir, biz Dmitry'yi hapse tıkmak istiyoruz, seni değil. Elimizde ne ceset var ne cinayet silahı.
An uncle. Tamir Zakayev.
Tamir Zakayev.
What do you want, Tamir?
Ne istiyorsun, Tamir?
Tamir!
- Tamir!
Tamir!
Tamir! Anladı!
You have no choice, Tamir.
Başka şansın yok, Tamir.
You want to catch Petrovich, yes or no?
Neyin peşindesin, Tamir? Petrovich'i yakalamak istiyor musunuz?
- and keep fixing the base.
-... ve üssü tamir etmeye devam edin.
I should've kept fixing cars.
Araba tamir etmeye devam etmem lazımdı.
Just fix it.
Tamir et işte.
It's time for some hands-on engine repair.
- Tamir için iş başa düştü.
We fixed the brakes on your car, pick it up tomorrow.
Frenlerini tamir ettik, yarın alabilirsiniz.
- Oh, and Princess Carolyn? Get your shoe fixed.
Princess Carolyn, bir de ayakkabını tamir ettir.
Did you fix the bed?
Yatağı mı tamir ettin?
But, we got lots of time, you could easily fix all of this.
o kadar güçlerin varken neden şıp diye hepsini tamir etmiyorsun?
An uncle. Tamir Zakayev.
Amcası, Tamir Zakayev.
Tamir planted that gun.
O silahı Tamir koydu oraya.
Tamir Zakayev.
Tamir Zakayev.
And she offered to put Kate in touch with Tamir Zakayev.
Ve de Kate'i Tamir Zakayev ile iletişime geçirmeyi teklif etmiş.
And this Tamir character, he wouldn't want anything to do with her now.
Bu Tamir denen adam, artık onunla hiçbir şekilde alakalı olmayı istemez bence.
Tamir is Kate's uncle.
Tamir Kate'in amcası.
I think Tamir just panicked, tried to save his own skin.
Bence Tamir panikledi ve kendi kıçını kurtarmaya çalıştı.
Maybe. Maybe, but Doku and Tamir need to know that I know they set me up.
Belki, ama Doku ve Tamir'in bana tuzak kurduklarını bildiğimi öğrenmeleri gerek.
_
Zamanında tamir edebilir misin?
You need to wait till he's done fixing that, then come right back here.
Adam bunu tamir edene kadar bekleyip doğrudan buraya döneceksin.
Most likely to make repairs.
Büyük ihtimalle tamir yapmak için.
- Is it fixed yet?
- Tamir ettin mi?
I hope your brother appreciates this, Tamir.
Umarım kardeşin memnun kalır, Tamir.
What are you doing here, Tamir?
Burada ne arıyorsun Tamir, ha?
Well, I got to say, Tamir,
Söylemem gerek, Tamir.
Look, whatever Tamir did in the past, he obeys the law now.
Tamir geçmişte ne yapmışsa yapmış, artık kanunlara uyuyor.
I've already got my eye on Tamir.
Gözüm zaten Tamir'in üstünde.
Show me where Tamir keeps his computer.
Tamir bilgisayarını nerede tutuyor göster.
Like you did for Tamir.
Tamir'inkini çözdüğün gibi.
Tamir, I am your friend.
- Tamir, ben senin arkadaşınım.
In 2001, Petrovich was a business associate of Doku Zakayev and his brother, Tamir.
2001'de, Petrovich, Doku Zakayev ve kardeşi Tamir ile iş ortağıydı.
I know you have eyes on Tamir in relation to the summit.
Zirve yüzünden gözünüzü Tamir'e diktiğinizi biliyorum.
Did springing Petrovich have something to do with Tamir?
Petrovich'in üzerine atlamanızın Tamir'le bir alakası var mı?
And your Uncle Tamir... such a bad man.
Amcan Tamir de çok kötü bir adam.
Is the fortress repaired and secure? Yes.
- Kale tamir edilip sağlamlaştırıldı mı?
- Well, I have ships to repair.
- Tamir edilmesi gereken gemilerim var.
And as local Thegns skimp in their duty to repair the Bridges, I wish to ask of the King to appoint an official to survey the kingdom's roads.
Ayrıca yerel görevlilerin köprülerin tamir işinde cimrilik edilirken Kral'ın krallığın yollarını incelemesi için bir yetkili atamasını isterim.
Ah, he keeps Tamir at arm's length from the business.
- Doku, Tamir'i işlerden uzak tutuyor.
Well, befriending Tamir wasn't a total waste of time... it got you in.
- Tamir'le arkadaş olman tamamen de zaman kaybı değildi. İçlerine girmeni sağladı.
So who pulled the trigger, Tamir?
Tetiği kim çekti, Tamir?
Tamir...
Tamir...
Tell us, Tamir.
Söyle bize, Tamir.
We haven't seen anyone in the apartment except Tamir.
Evde Tamir'den başka kimseyi görmedik.
You want the encryption key - from Tamir's computer, right? - Yes.
Tamir'in bilgisayarındaki şifreleme anahtarını istiyorsun, değil mi?
What the hell are you up to, Tamir?
Bir başkasını öldürmüştü hani?
Pretty sure Tamir set you up.
- Tamir'in seni tuzağa düşürdüğünden eminim.