Tanner traduction Turc
2,463 traduction parallèle
The talon was in the lead, but Tanner was being Tanner.
Talon öndeydi, ama Tanner, artık Tanner olmaya başlıyordu.
I have not seen Tanner.
Tanner'i görmedim.
Tanner, so far I'm not too thrilled with this shortcut.
Tanner, şu ana kadar bu kestirmeden fazla ürkmedim.
Tanner, exactly how much time does this save us?
Tanner, burası bize tam olarak ne kadar zaman kazandırıyor?
Tanner, where the hell are we?
Tanner, ne cehennemdeyiz?
I got to be honest, Tanner. This feels like we're lost.
Açıkçası Tanner kaybolduk gibime geliyor.
Tanner's Talon and my Bus had each one won a challenge so far.
Tanner'in Talon'u ve benim minibüsümün şu ana kadar birer galibiyeti vardı.
But now Tanner had taken us on a 10-hour detour into the desert.
Ama Tanner bizi çölün içinde... 10 saatlik bir tura çıkarmıştı.
Tanner's going to go after Rut first.
Tanner, Rut'ın peşinden gidecek.
When he does that, that's when I'm going to swoop in and bust Tanner right in the pinata.
Bunu yapınca yani ben aniden saldırıp... Tanner'ın kuklasını yakalayacağım.
You ready, Tanner?
Hazır mısın, Tanner?
Our college cars had survived wrestlers, breakdowns, and Tanner's shortcut.
Üniversite arabalarımız güreşçilerden, arızalardan ve... Tanner'in kestirme yollarından sağ kurtulmuştu.
Tanner took us a couple miles out of town to reveal his idea for attracting the crowds.
Tanner, kalabalığın ilgisini çekmek amacıyla fikrini açığa çıkarmak için bizi şehrin bir kaç km dışına götürdü.
Tanner's plan to start a party had everything going for it except common sense and a basic understanding of physics.
Tanner'in partiye başlama planı sağduyu ve temel fizik kuralı hariç her şey için geçerliydi.
Tanner's plan was working far too well.
Tanner'in planı çok iyi işliyordu.
After Rut's Volkswagen had been transformed into a donkeywagen, it was down to me and Tanner.
Rut'ın VW'ni, eşek-wagen'a dönüştükten sonra yarış benimle Tanner'ın arasında geçiyordu.
Tanner may have made his Eagle fly...
Tanner Eagle'ını ( kartal ) uçurmuş olabilir...
You're like a smaller, tanner version of me.
Sanki sen benim küçük yanık yüzlü versiyonumsun.
Everyone at my new school's tanner than me.
Yeni okulumdaki herkes benden çok yanmış.
- I'm sending Tanner.
Tanner'ı gönderiyorum.
And it's in the ballpark of what Tanner accused you of with Coastal Motors.
Ayrıca Tanner seni Coastal Motors'da bu konuda suçladı.
Tanner : Nearly one in ten Americans own an RV, but being able to sleep where you want comes at a price.
Yaklaşık 10 Amerikalıdan birinde karavan var, ama bir bedeli olan yerde uyuyabilirsiniz.
Adam : 27 minute later, Tanner was relieved.
27 dakika sonra, Tanner rahatladı.
Tanner : 10 feet behind me, Adam seemed blissfully unaware that he had half a city block on his head.
3 metre arkamda, Adam kafasında yarım bir apartman... taşıdığından habersiz gibi görünüyordu.
Tanner had taken on the smugness of every Porsche driver in America.
Tanner Amerika'daki her Porsche kullanıcısının... kendini beğenmişliğini takınmıştı.
Rutledge : Tanner may have been happy driving under the world's largest suppository, but the drawbacks of driving a building were beginning to dawn on Adam.
Tanner dünyanın en büyük ilaç fitili altında... mutlu bir kullanım göstermiş olabilir, ama bir bina kullanımının dezavantajları...
Tanner : 30 miles into our journey and I was loving my design.
Yolculuğumuz 45 km oldu... ve tasarımımı beğeniyordum.
Tanner : With both Adam and Rut's RVs already showing their weaknesses, we arrived at the location of our next challenge...
Adam ve Rut'ın karavanları... zayıflıklarını çoktan belli ediyorlardı, sıradaki müsabaka yerimize ulaştık.
Tanner : Nearing the halfway point, our creations had already left the class "A" Newmar Mountain Aire in the dust.
Yarı yol noktasına yaklaşıyorum, kreasyonlarımız "A" sınıfı Newmar Mountain Aire'yi toz içinde bırakmışlardı.
With Tanner taking his second wind, we hit the road for the 20 mile drive to our next challenge.
Tanner'ın ikinci müsabayı da almasıyla birlikte, diğer müsabakamıza gitmek için 32 km'lik yola çıktık.
So, Tanner, explain to me again the theory behind your RV.
Peki Tanner karavanının maksadını açıkla bana.
Tanner : We were only 15 miles from Charlotte motor speedway when we reached the location of our next challenge.
Sıradaki müsabakamıza ulaşırken,
Tanner : Oh, yeah, it's payback time!
Evet, ödeşme zamanı!
Tanner : Do you think he knows his back window is open a little bit?
Sence arka penceresinin açık olduğunu biliyor mudur?
Rut and Tanner patched up what was left of their RVs.
Rut ve Tanner karavanlarından kalanları onardılar.
Tanner : Look at Rutledge.
Rutledge'a bak.
Rutledge : Coming up, Tanner impresses the locals.
Birazdan, Tanner herkesi etkiliyor.
So far, Tanner's rocket Porsche had won the campground and drag races, while Adam's Flatiron Buick kept taking the storm challenge.
Tanner'ın roket Porsche'si kamp yeri ve kalkış yarışını kazanmıştı, Adam'ın Flatiron Buick'ı ise fırtına yarışmasını kazanmıştı.
Pro driver Carl Edwards took pity on Tanner.
Profesyonel pilot Carl Edwards Tanner'a acıyordu.
But Tanner's Porsche wasn't the only pity party.
Ama tek acınası parti Tanner'ın Porsche'si değildi.
Tanner : Rut's keg was drawing in NASCAR fans like pigs to mud.
Rut'ın fıçısı NASCAR hayranlarını domuzların çamura koşması gibi kendine çekiyordu.
Good night, Tanner.
İyi geceler Tanner.
Tanner had won two challenges and Adam and I had taken one each, so we decided to make the final challenge a winner takes all.
Adam ve ben ise birer yarışmayı almıştık, bu yüzden kazananın hepsini kazanacağı final bir yarışma yapmaya karar verdik.
Tanner : All right, I'll sneak through.
Pekala, sinsilik yapacağım.
Oh, Tanner's in front!
Tanner önde!
I got Tanner on the high line!
Düz yolda Tanner'ı yakaladım.
Tanner : Three laps deep.
Üç tur oldu.
Tanner : With Adam out of the race and my Porsche around the bend, it was time to have some fun.
Adam'ın yarış dışı kalmasıyla... ve Porsche'min bir tur önde olmasıyla, biraz eğenme vakti gelmişti.
I think Tanner's trying to wreck me.
Galibe Tanner beni parçalamaya çalışıyor.
Oh, Tanner, I'm busting Adam.
Tanner, Adam'a çarpıyorum.
Rutledge :
Tanner iki yarışmayı kazanmıştı...