Tarts traduction Turc
424 traduction parallèle
You can visit your tarts
Tartlarını ziyaret edebilirsin.
While painted tarts aged 65 Still walk the streets
65lik boyalı sokak kadınları hâlâ sokaklarda yürürler.
And you'd still be with Lea if she hadn't married poor Gustave I'm a family man at heart I'm fed up with tarts, and even
Ve zavallı Gustave ile evlenmeseydi, hâlâ Lea ile birlikteydin. Artık bir aile babası olmak istiyorum. Hayatım boyunca yosmaların peşinde koşamam.
- Blimey, look at them lovely tarts!
- Vay canına, tartların güzelliğine bak!
You're rotten tarts and Gérard's your pimp.
Pis birer fahişesiniz, ve Gérard da pezevenginiz! Araya girme.
I'll move out, leave them to their men. I always knew models were tarts
Modellerin her zaman adi birer fahişe olduklarını söylemişimdir!
We can't go anywhere without meeting tarts.
Kaşarların olmadığı bir yere gidemiyoruz.
Weigh them, it is as heavy.
Tartsınlar, seninki de ağır onunki kadar.
I've baked apple tarts.
Elmalı turta yaptım.
But a tart remains a tart, even if she tarts about with His Majesty the King.
Ama bir fahişe her zaman fahişe olarak kalır, Kral'ın fahişesi olsa bile.
Notjudging by the tarts we had at tea yesterday... cannon balls, simply cannon balls.
Dünkü tartlar için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Top mermisi gibiydiler.
I'm not one of your barroom tarts.
Barda tavladığın bir kız değilim ben.
Jelly rolls, mocha éclairs and Boston cream pie and cherry tarts...
Pelteler, çikolatalı keklerler ve Boston usulü kremalı pasta, kirazlı turta...
You can see this sort of show anywhere, just tarts undressing.
Bu tür gösteriler her yerde var. Kızları soyuyorsun, o kadar.
Paris girls look like tarts in those short dresses.
Bence Paris'liler çok kısa giyiniyor. Orospu gibi görünüyorlar.
All the best tarts in town use this.
Şehirdeki en iyi kızlar bunu kullanıyor.
Some of these young tarts, they just don't bloody care.
Şu havai genç kızlar... Umurlarında bile değil.
Those tarts are too fat to trot around with nothing on.
O budalalar, etraflarında kimsenin hareket edemeyeceği kadar şişmanlar.
You'd be trotting around some crummy club, like one of those tarts you don't want to go and see.
Pis bir kulüpte harcanıyor olacaktın gidip görmek istemediğin o budalalardan biri gibi.
You won't want no tarts for a week.
Bir hafta şıllık yemeyi istemeyeceksin.
And those strawberry tarts are delicious.
Şu çilekli turtalar da nefis.
I know somebody who's immensely fond of strawberry tarts.
çilekli turta hastası olan birini biliyorum.
A pimp, this old hag, and these two tarts.
Bir pezevenk, şu kocakarı ve şu iki orospu.
Since when do little tarts from the casbah have Cartier watches?
Kasba kızları ne zamandır Cartier saat takıyor?
Rotten tarts, all of them.
Hepsi birer sürtük.
- We've got sausage tarts.
- Sosisli tartımız var.
Cherry pies, cream puffs, ice cream, treacle tarts.
Vişneli pay, kremalı tatlılar, dondurma, pekmezli turtalar.
- Treacle tarts.
- Pekmezli turtalar.
I must apologise for doing all this silly subterfuge, but really, old man, I mean, if you insist on picking up stray tarts, how on earth can you expect us to get in touch with you?
Kusura bakmayın tüm bu saçma numaralardan dolayı ama kızların peşinden koşmaya devam ederseniz sizinle nasıl irtibata geçebiliriz ki?
- Town tarts.
- Şehir kıvırtkanları.
Put up your money for them six French tarts coming into Sonora!
Sonora'ya gelen altı Fransız kaşar için para biriktirin!
So five of us go down there, hijack that stage, re-route them tarts up here instead.
Beşimiz oraya gider, arabayı kaçırır,... o kaşarları buraya getirir.
You can't expect him to build a fancy building with chandeliers and masterpieces of art and gambling and six beautiful tarts upstairs.
Ondan avizelerin, kumar ve sanat eserlerinin, üst katta ise,... altı güzel karının olduğu güzel bir bina yapmasını bekleyemezsin.
It'll take three days to get them tarts back here.
O kadınları buraya getirmek üç gün iki gece alır.
♪ Thank with all of your hearts, thank with all of your hearts ♪ For them half-dozen tarts, for them half-dozen tarts
Tanrıya tüm kalbinle teşekkür et,... tüm kalbinle teşekkür et, yarım düzine fıstık için... yarım düzine fıstık için
AND NOT A CHEAP CLIP JOINT FOR PICKING UP TARTS.
Fahişe için gidilen batakhane değil.
If you've got one of your little tarts set up why haven't you got the courage to say so?
Küçük fahişelerinden birini ayarladıysan söyleyecek cesaretin neden yok?
Oh, you've got much better stuff than those tarts. You're experienced.
Malzeme açısından şu şırfıntılara fark atarsın, üstelik tecrübelisin de!
- Peter tarts up his stories.
- Peter öykülerini çok fazla ayrıntıyla süsler.
- He said he didn't serve tarts.
- Orospulara içki vermem dedi.
Uh-huh. We're havin'pigs in a blanket and chocolate puddin'tarts.
- Domuz sarması ve çikolata pudingli tartlar yapacağım.
Cheap tarts.
Ucuz fahişeler.
Sunday was a good day for chasing a few tarts around Bathurst.
Pazar günleri Bathurst tarafında piliç düşürmek için güzel bir gündü.
Your own cakes and pastries, tarts and confections.
Ellerinle yaptığın pastalar, kekler turta ve şekerlemeler.
Our respectable young doctor was fixing up to see tarts in Calcutta.
Saygın genç doktorumuz Kalküta'daki fahişeleri görmekle meşgulmüş.
I was 5, no, 6, and we were punished, and mamma brought us some tarts...
1, 5 oldu, hayır 6, ve biz cezalandırıldık ve annem bize biraz tatlı getirdi..
" The Queen of Hearts, she made some tarts All on a summer day
Kupa Kraliçesi börek yaptı, bütün bir yaz günü.
"The Knave of Hearts, he stole some tarts And took them quite away!"
Kupa Valesi, çörekleri çaldı ve onları sessizce yürüttü!
What are tarts made of?
Çörekler neden yapılır?
QUEEN OF HEARTS : Tarts.
- Çörekler.
The girls say you're not a real man!
Kızlar senin gerçekten erkek olduğunu bile tartşıyorlar!