Tarzan traduction Turc
1,396 traduction parallèle
- Take the stand, Tarzan.
- Kürsüye gel Tarzan.
Tarzan, sit in that chair.
Tarzan o sandalyeye otur.
- Tarzan always tell truth.
- Tarzan her zaman doğru söyler.
- Tarzan.
- Tarzan.
Tarzan teach Boy to be strong like lion and happy like bird.
Tarzan Çocuk'a aslan gibi güçlü, kuş gibi mutlu olmayı öğretti.
- Can you read, Tarzan?
- Okuyabilir misin Tarzan?
Tarzan read trails in jungle.
Tarzan ormanda iz okur.
By his conduct in this court, Tarzan has proved himself no savage but rather uniquely civilized.
Mahkemedeki davranışlarıyla Tarzan bir vahşi değil aksine çok uygar biri olduğunu gösterdi.
By the way, Tarzan, how's fishing on this escarpment of yours?
Bu arada Tarzan kayalıkta balık var mı?
We found him, Tarzan and I, after an airplane crash in the jungle.
Onu Tarzan'la bulduk, ormandaki bir uçak kazasından sonra.
Tarzan and I are the only parents he's ever known.
Bildiği tek ailesi Tarzan'la benim.
Tarzan, stop it!
Tarzan dur!
Darling, Tarzan!
Hayatım Tarzan!
You were right, Tarzan, as you always are and I was wrong.
Her zamanki gibi haklıydın, Tarzan. Ben hatalıydım.
Tarzan go.
Tarzan gider.
Tarzan get Boy.
Tarzan Çocuk bulur.
Tarzan just escaped from court.
Tarzan mahkemeden kaçtı.
They're after Tarzan, who's in the papers.
Gazetelere çıkan şu Tarzan'ın peşindeler.
Tarzan.
Tarzan.
- Tarzan will be there.
- Tarzan orada olacak.
Tarzan'll be here soon.
Tarzan yakında gelecek.
Tarzan!
Tarzan!
I wanna go back to Tarzan!
Tarzan'a gitmek istiyorum!
Tarzan, you're free.
Tarzan özgürsün.
- Tarzan, over here!
- Tarzan, buraya gel!
All right, Tarzan.
Tamam Tarzan.
Tarzan happy, too.
Tarzan da mutlu.
"You'll do this for me, won't you, Tarzan?"
"Benim için bunu yaparsın değil mi Tarzan?"
Tarzan get.
Tarzan anlıyor.
- Jane say Tarzan take Boy?
- Jane diyor ki Tarzan Çocuğu götürsün?
- That's right, Tarzan.
- Öyle, Tarzan.
That's all, Tarzan.
Bitti, Tarzan.
- Oh. Tarzan go tonight.
- Tarzan bu gece gidiyor.
Tarzan says it's full of wild animals and all sorts of mysterious things.
Tarzan oranın vahşi hayvanlarla ve türlü gizemli şeylerle dolu olduğunu söylüyor.
Tarzan's been to Birherari and so has Jane.
Tarzan Birherari'de bulunmuş Jane de öyle.
But, Tarzan, Jane always said travel is very broadening.
Ama Jane yolculuğun ufku genişlettiğini söylemiştir hep.
Look, Tarzan, Cheeta wants to go, too.
Bak Tarzan, Çita da gitmek istiyor.
Boy and Cheeta come with Tarzan to edge of desert.
Çocuk ve Çita Tarzan ile çölün kenarına kadar geliyor.
Well, Tarzan, what are we waiting for?
Tarzan, neyi bekliyoruz?
Tarzan, be a sport!
Tarzan, centilmen ol!
Jane ask Tarzan to get fever medicine.
Jane ilacı Tarzan'dan istiyor.
Why, Tarzan, I don't remember reading anything like that in Jane's letter.
Neden, Jane'in mektubunda öyle bir şey okuduğumu hatırlamıyorum.
- Certainly, Tarzan, just like Jane say.
- Tabii ki Tarzan, Jane'in yazdığı gibi.
It's lonesome on the escarpment without you, Tarzan.
Yamaç sensiz yapayalnız, Tarzan.
Goodbye, Tarzan.
Hoşça kal Tarzan.
Tarzan take.
Tarzan götürüyor.
Oh, Tarzan.
Tarzan.
Look, Tarzan, it's the wild horse again.
Bak Tarzan, yine o yaban atı.
He's thanking you, Tarzan.
Sana teşekkür ediyor, Tarzan.
See, Tarzan?
Gördün mü Tarzan?
- At least let him come with us, Tarzan.
- Bari bizimle gelmesine izin ver, Tarzan.