Tash traduction Turc
255 traduction parallèle
If this was so Lestrade you could do worse than have a word with Harry the Tash Wilcox of Soho.
Eğer öyleyse Lestrade, Soho'daki Harry Tash Wilcox'la konuşmaktan daha kötüsünü yapman gerekecek.
It's in me tash.
Bıyığımın içinde.
Hey, Tash. - Sorry about last night. - Yeah?
- Tosh, dün akşam için üzgünüm.
I'd walked in on Tash having sex before.
Tosh'un biriyle seviştiğini zannettim.
Did you know Tash was manic-depressive?
Tosh'un mani-depresif olduğunu biliyor muydun?
If it makes you feel any better, I don't wanna talk about Tash.
Tosh hakkında konuşmak istemiyorum. Sadece bilmek istediğim...
And maybe... Tash just killed herself.
Belki Tosh kendini öldürmüştür.
The alien, Mr. Tash, is trying to deceive us.
Bay Tash, bizi kandırmaya çalışıyor.
Mr. Tash claims that his catapult will be able to do something very similar.
Bay Tash'in iddiasına göre mancınığı çek benzer bir iş yapıyor.
Once Voyager left the area, the reactor was retrieved and began a similar journey carried by a series of vessels, until it was finally delivered to Mr. Tash.
Voyager bölgeyi terk eder etmez, reaktör bulundu ve değişik gemiler vasıtasıyla, aynı yolculuğa başladı, ta ki, son olarak Bay Tash onu alana kadar.
The reactor was retrieved and carried by a series of vessels, until it was delivered to Mr. Tash, who was well-compensated by Chakotay to build the catapult.
Reaktör yeniden bulunup, değişik gemiler ile taşındı, ta ki, Bay Tash onu alana kadar, ve o da Chakotay tarafından iyi ayarlanmış bir mancınık yaptı.
I'll go with Tash.
Tash'le çıkacağım.
Go inside, Tash.
İçeri git, Tash.
My daughter, Tash, babysat him like, two, three afternoons a week.
Kızım Tash, haftada iki üç gün onun bakıcılığını yapardı.
Tash.
Tash.
Tash is nearly 17, for Christ's sake.
Tanrı aşkına, Tash neredeyse 17 yaşına geldi.
Tash is upset.
Tash üzgün.
You see, Tash, you must treat these cretins like the bitches they are.
Gördün mü Tash, bu sürtüklere hak ettikleri gibi davranmak zorundasın.
I know this is going to sound strange coming from me... but he's not right for you, Tash.
Bunu benden duymanın garip geleceğini biliyorum ama o sana uygun değil Tash.
Come on, Tash.
Gel Tash.
Really horrible.
Tash, bu yaşlı şey mi?
- Come on, Tash!
Haydi Natasha gitmeliyiz.
Bye, Tash!
- Görüşürüz.
Tash, get the gun!
Tash, silahı al!
Tash probably wants another coffee.
Muhtemelen Tash bir kahve daha istiyordur.
Adam, he's got Tash!
- Adam, Tash elinde!
We've got Tash but Boyd's gone.
Tash burada fakat Boyd gitmiş.
Colin, where's Tash's pass showing?
- Colin, Tash'ın kartı nereyi gösteriyor?
It's from Seb and Tash.
Seb ve Tash'tan.
Hey, Tash. Where is my mother, you bitch.
Annem nerede, seni sürtük ¿
Hey, Tash. Thanks for coming.
Hey Tasha, geldiğin için teşekkürler.
You need to get the fuck outta Long Beach, Tash.
Lanet olası Long Beach'tan çıkmalısın Tash.
- Tash? Alice?
- Tash, Alice!
Tash, you're okay?
Tash iyi misin?
Tash?
Tash?
I'm really sorry you need surgery and everything, Tash.
Ameliyata ihtiyacın olmasına üzüldüm Tasha.
It's the weekend, Tash.
Hafta sonu işte.
" Tash, you got a boyfriend?
"Tash, erkek arkadaşın var mı?"
You know I take this dance class on a Friday afternoon, the golden time.
Cuma akşamları okulda dans dersi veriyorum ya Tash.
Tash.
Tasha.
– Tash, if you knew how much...
- Tash, eğer seni ne kadar çok...
- Hey, it's Tasha!
- Tash! - Tasha!
- It's good to see you, Tash.
Seni görmek güzel, Tash.
Let me help you, Tash.
Bırak yardım edeyim Tash.
They don't feel that way, Tash.
Öyle düşünmezler Tash.
Hey, tash, that basketball guy from the other night's on t.V.
Tash, geçen geceki basketbolcu TV'de.
Hey, tash, it's me. Hi.
Tasha benim, selam.
Tash didn't kill herself.
- Hayır.
And that's how it fits together.
Tash bu benim benim ortağım, Clara Oswald. Bayan Clara Oswald.
And action.
Ama sen beni aşağıya gönderebilirsin, değil mi Tash?
Here we've got the sta i rs, a nd u p those sta i rs, goes u p to you ng Kazra n's bed room.
Tash, savaş!