Tater traduction Turc
282 traduction parallèle
That ain't sweet tater pone, is it?
Bu tatlı patatesli mısır ekmeği olamaz, değil mi?
- It's sweet tater pone!
- Tatlı patatesli mısır ekmeği!
Which one of them tater-pickers are you working for?
Hangi patatesçi için çalışıyorsun?
Say, I bought her a hamburger A cheeseburger and tater chips
Ona hamburger Çizburger ve patates aldım
This girl is popular, beautiful, and obviously in the middle of some emotional shoot-out to consent to date the human Tater Tot.
Bu kız popüler, güzel ve anlaşıldığı kadarıyla duygusal bir krizin eşiğinde, yani onun gibi biriyle çıkmaya evet dediğine göre.
Pilgrims, Indians, Tater Tots.
Hacılar, Hindistanlılar, Tater Tot'lar.
I could eat a horse, but since I'm not home, I won't have to.
üstelik iyi de yapardı. Şu donmuş sopa balıklar gibi değildi. ve akşam yemeği için Tater Tots'u arıyor.
Peggy dared him to come over, and I'm afraid you're just gonna have to give him a sound drubbing!
Mutlu bir Tater-Totting balık adamım.
So we had to go to the Spud Hut for their Holiday Tater Feast.
Biz de o yüzden Sput Hut'da Tatil Özel Patatesi yemek zorunda kaldık.
Good too. Not like those frozen fish sticks and Tater Tots Marcie calls dinner.
Akordiyon çalışyordum.
A happy Tater-Totting, fish-sticking man.
Sonra bütün gün evde seninle olacak. Hadi hop, çalkala, adım.
Tater sticks.
Çubuk patatesler.
Little Jimmy Dickens, "Take an Old Cold Tater".
Little Jimmy Dickens, "Take an Old Cold Tater and Wait".
He works up a sweat, and then he pigs out on the first batch of tater tots.
O ter kadar çalışır, ve o domuz patates tümü ilk parti üzerinde.
Say what they will about our cafeteria I still think they're the best Tater Tots money can buy.
kafeteryamızla ilgili hala en iyisi olduklarını düşünüyorum
So were the Idahos, the frozen spiral fries, even the tater tots.
Yani Idahos, donmuş patates. Kroket ve kızartmalılk patatesler bile.
- And Tater Tots!
- Ve patates kızartması!
I do like Tater Tots.
Patates kızartması severim.
Yeah, all right. There's some tater'ash in the pan.
Ocakta biraz kıymalı patates var.
Because your no doofus like Randy Tater.
Çünkü Randy Tater gibi aptalın teki değilsin.
- Randy Tater.
Randy Tater.
You're going to jail, Bart! Say goodbye to the wife and Tater Tots.
Hapsi boyluyorsun, Bart. Karına ve küçük patates çocuklarına elveda de.
There go my Tater Tots.
Patates kroketim.
Sweet'tater.
Tatlı patatesli.
- Hey Chef! How would you like some fish sticks and tater tots?
- Taratorlu balık şiş yemeye ne dersiniz?
- They're frozen, like "Tater-Tots".
- "Tater-Tots" gibi dondular.
I'm ready for a tater tot.
Patatese hazırım.
" Tater nuts!
" Patates Haya!
Tater nuts! "
Patates Haya! "
Forman, I think what we need here is some input from Tater Nuts.
Forman, sanırım ihtiyacımız olan Patates Haya'dan biraz bilgi.
Tater Nuts, what do you think, Tater Nuts?
Patates Haya, ne düşünüyorsun, Patates Haya?
Hey, stop calling me Tater Nuts!
Hey, bana Patates Haya demeyi kes.
Hmm. Tater Nuts makes sense.
Patates Haya, akla yatkın geliyor.
was Tater Nuts.
Patates Haya.
" Tater Nuts!
" Patates Haya!
Tater Nuts! "
Patates Haya! "
I need a Calgon bath, a facial, some Tater Tots and some Jean Naté.
Yumuşatıcı bir banyoya, cilt bakımına, patates kızarmasına ve güzel bir parfüme ihtiyacım var.
I can't believe I just showed everyone my tater tots.
Herkese oramı buramı gösterdiğime inanamıyorum.
Do you want Tater Tots also?
"Tater Tots" istiyor musun?
Tater tot.
Patetes çocuk.
THEY STILL MAKE TATER TOTS, DON'T THEY?
Kızarmış patates hâlâ yapılıyor, değil mi?
- And tater tots
- Ve patates kızartması...
Earlier that day, I didn't have any money to buy you Tater Tots.
O günden önce, sana hediye alacak hiç param yoktu.
ASIDE FROM THIS FROZEN TATER TOT... THE SERIAL NUMBERS ON THIS DVD PLAYER AND THIS RECEIPT DON'T MATCH.
Şu hamur tatlısı haricinde, faturadaki seri numarası DVD oynatıcınınkiyle aynı değil.
Seventeen years later in New York City I'm handcuffed on a bench with blood coming out of my nose and this cop goes, "Are you Ron'Tater Salad'White?"
17 yıl sonra New York ta arka koltukta ellerim kelepçeli burnumdan kan gelerek oturuyorum ve bu polis devam etti, "sen Ron'Patates Salatası'White mısın?"
You caught the Tater. "
Patates'i yakaladın. "
My son Tater Tot is covered with moles.
Oğlum.. ... bızdık benle kaplı.
- No Tater Tots?
- Kızarmış patates yok mu?
Tater Tots?
Kızarmış patates!
We're down to tater-shucks.
Patates çuvallarına kadar düştük.
He can have my tater-shucks.
Benim patates çuvalımı alabilir.