English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ T ] / Taya

Taya traduction Turc

258 traduction parallèle
What's more, the recipe hardly varied at all from continent to continent.
Dahası, içerik kıtadan kıtaya neredeyse hiç değişiklik göstermiyordu.
To His Majesty the Emperor from the Supreme Military Court submitting a most obedient report on the case, 3rd section of His Imperial Majesty's Own Chancellery no. 241
İmparator Hazretlerinden Askeri Yargıtaya dava ile ilgili bir rapor Majestelerini idari işleri 3. bölüm no. 241
You'll have me catching ammonia... pneumonia!
Beni, zabıtaya yakalatacaksın...
I had three bucks on that plug, and he ain't gonna run now because he's scratched.
O taya üç papel yatırmıştım, yarıştan çıkarıIdığı için koşamayacakmış.
We'll get him to the continent or to America.
Onu başka bir kıtaya ya da Amerika'ya götürürüz.
But I rode it anyway. He took a shot at it.
Ben de Adam'a aldırmadan taya bindim, o da hayvanı vurdu.
I'm the little gal that flew all the way from New York to this lousy place, this Dark Continent.
New York'tan bu pis yere, bu karanlık kıtaya uçup gelen zavallı küçük bir kızım.
But Sebastião returned again and again to the continent I had captivated his imagination for some time already.
Ama Sebastiao beni çoktan büyüleyen o kıtaya tekrar ve tekrar döndü.
Morning, Mr.Taya. Going out?
Günaydın bay Taya. Çıkıyor musunuz?
- Taya.
- Ya sen?
Maybe next time.
Lidoçka ve Raya. - Taya.
Say. what happened to that little gelding of yours?
Şu senin küçük taya ne oldu?
You assaulted three members of the Corps of Military Police.
Üç askeri zabıtaya saldırmışsın.
No, you got boozed up and tried to obstruct the police.
Hayır, kafayı bulup, zabıtaya engel çıkardın.
It took a trip across two continents
# Kıtadan kıtaya dolaşmam gerekmiş #
Watch the plank.
Çıtaya dikkat.
Your country taxes you and sends your sons a continent away to die on a piece of land on the Pacific.
Ülkeniz sizden vergi alıyor ve oğullarınızı, Pasifikte bir parça toprak kazanmak için uzaktaki bir kıtaya ölüme gönderiyor.
Together we shall rule this entire continent.
Birlikte bütün kıtaya hükmedeceğiz.
Got you down for the bronc riding... the bull dogging, the bull riding... and the wild cow milking.
Vahşi taya binme, tosun zaptetme, boğaya binme ve yabani inek sağma dallarında yarışacaksın.
White is for the race that pioneered that continent, cleared the forests, drained the swamps, built the roads and the bridges.
Beyaz ; kıtaya öncülük etme yarışını ormanları temizlemeyi, bataklıkları kurutmayı, yollar ve köprüler inşa etmeyi.
In the night where the Afrika Korps it arrived, was sent onward.
Afrika Kolordusu, kıtaya ayak bastığı akşam, cephenin ön tarafına yollandı.
If Trixie jumps that perimeter, this thing could spread over the entire continent.
Eğer Trixie o barikatı aşarsa, bu şey tüm kıtaya yayılabilir.
She and her parents will be sent back to the mainland in a few days.
Onları bir ki gün içinde kıtaya göndermek istiyorlar.
They'll be sent to the mainland next week.
Bu insanlar önümüzdeki hafta kıtaya gönderilecek.
Contínent to contínent.
Kıtadan kıtaya.
I really hate to ask you, Doris, but I need a lift to the airport.
Senden bunu istiyor olmaktan nefret ediyorum, Doris ama havaalanına gitmek için vasıtaya ihtiyacım var.
What? We've just been posted on combat readiness.
- Hazır kıtaya postalandık.
TAYA THE 1940s
TAYA 1940'lar
Taya!
Taya!
Tofik, come here!
- Taya!
Meet Taya! Taya dear!
Tevfik, buraya gel!
Tofik, I'd like you to meet Taya.
Taya ile tanış! Sevgili Taya!
You know, Taya, you don't look at all like a country girl.
Şimdi de, güzel bir bayan oluvermişsin. Biliyorsun, Taya, bir köylü kızına hiç benzemiyorsun.
- We're a little rushed, Taya dear.
- Ormanlık alanı ve beni unuttun mu?
They really look good on you, Taya.
Sana çok yakıştılar, Taya.
The feast of St. Taya.
Aziz Taya Yortusu.
The name day of Taya, Fyokla and... Khavronya.
İsmini Taya, Fyokla ve Khavronya'dan alan gün.
- Look, Taya...
- Bak, Taya...
- Taya... - What?
- Taya...
- I don't want any soup, Taya.
- Çorba falan istemiyorum, Taya.
- I'm not hungry, Taya.
- Aç değilim, Taya.
Taya!
Taya?
I have an arrangement with Taya.
Ben mi? Taya ile bir anlaşmam var.
- Taya!
- Raya!
My old friend.
Tevfik, Taya ile tanışmanı istiyorum.
- Taya!
Ver tüfeği bana!
- What?
- Taya!
Taya!
Memleketinde ilk olmak istersin diye düşünmüştüm.
You could find some time in a whole month.
- Biraz işlerimiz yoğun, Taya güzelim.
- Taya...
- Taya...
- Taya?
- Taya?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]