Teddy traduction Turc
6,135 traduction parallèle
It's him. He sent that dead rat and that teddy bear.
İntihar mektubunu ve oyuncak ayıyı gönderen kişi.
- A teddy bear with a camera.
- Oyuncak ayı... üzerinde bir kamera vardı. Doğru.
Oh yes. Did you send the teddy bear with a camera?
Kamera yerleştirilmiş bir ayı da gönderdin, değil mi?
Teddy bear! Cute teddy bear!
Ne kadar tatlı bir ayıcık!
I don't look to Teddy Sheringham and Gazza to give me moral guidance, I look to them to play football.
Sheringham ve Gazze'ye bana ahlak öğretmeleri için değil futbol oynamaları için bakıyorum.
'Great penalty by Teddy Sheringham.
'Teddy Sheringham'ın büyük penaltısı.
Who spends this much time doing this to a Teddy bear?
Kim bir oyuncak ayıya bunu yapmak için bu kadar vakit harcar?
Then you can play with your gay little fucking Teddy bear, right?
Sonra da küçük gay oyuncak ayınla oynayabilirsin değil mi?
- My poor Teddy Bear!
- Zavallı Teddy Ayı'm benim.
Teddy Bear!
Teddy Ayı!
Sort of reminded me of Teddy Roosevelt.
Bana Teddy Roosevelt'i anımsattı.
Teddy graduates from industrial school next month.
Teddy endüstri okulundan gelecek ay mezun olacak.
- It's a "hug me tight" teddy bear.
- "Bana sıkı sarıl" ayısı.
That is a "hug me tight" teddy bear.
Bu "Bana sıkı sarıl" ayısı.
Teddy Winters.
Teddy Winters.
- He doesn't want to do it, teddy.
- Yapmak istemiyor, Teddy.
"Your pink teddy bear has been sold to a little girl for five euros..."
"Pembe oyuncak ayınız beş euroya, küçük bir kıza satıldı."
It's Teddy, and it's not perfect.
Adı Teddy ve harika falan değil.
J.P., I'm delighted you were able to hold dear Teddy's hand and help him overcome all his anxieties about me bankrupting our operation.
J.P., sevgili Teddy'nin elinden tutup benim ve iflasımız hakkındaki endişelerini giderdiğin sana minnettarım.
If I were you, Teddy, I'd be more concerned about the plans these gentlemen have for your immediate future.
Yerinde olsam Teddy, bu beylerin yakın gelecekteki planları için endişelenirdim.
So he was very loving and you would think a boxer wouldn't be a teddy bear like that.
Öyle bir boksörün o kadar sevgi dolu bir adam olduğunu düşünmezsiniz.
Our little son, Teddy...
Küçük oğlumuz Teddy...
A Waterford Crystal teddy bear! ALL :
Waterford Kristâl oyuncak ayısı!
With vitamins disguising themselves as gum balls and sour worms and Teddy bears and even, in theory, chicken nuggets, how many calls must poison control receive annually from parents whose children have unintentionally overdosed?
Vitaminlerle kendilerini gizleyerek sakızlar, jelibonlar, oyuncak ayılar teoride olan nuggetler gibi yıllık zehirlenme kontrolü yapılabilmesi için istemsizce aşırı doz alan çocukların ailesinden kaç arama alınıyordur?
Soon, all we'll have are memories of those Sunday-night daddy / daughter dates, the Teddy-bear picnics, the scavenger hunts in the backyard.
Yakında tüm baba kız pazar geceleri, Ayı Teddy piknikleri arka bahçedeki çöp avı oyunlarımız anı olacak.
Because baby Teddy thinks his mother is nanny Jen and Karen spent last night in a threesome with two guys doing a move on her they like to call eiffel towering!
Çünkü Teddy dadısı Jen'i annesi zannediyor ve Karen geçen geceyi ona yaptıkları şeye Eiffel Kulesi adını koydukları erkeklerle üçlü seks yaparak geçirdi!
You heard from Teddy?
Sen Teddy'den duydun mu?
Listen, I need to find Teddy.
Ben Teddy bulmalıyız, dinleyin.
Teddy?
Teddy?
I haven't seen Teddy in years.
Yıllardır Teddy görmedim.
What makes you think Teddy's back?
Teddy geri ne düşünüyorsun yapar?
Just find Teddy for me, please.
Sadece benim için Teddy, lütfen bulabilirsiniz.
Lindsay's brother Teddy said it was a white male that was in charge.
Lindsay'in kardeşi Teddy o başındaydı beyaz erkek olduğunu söyledi.
You didn't know Teddy was in the system?
Teddy sistemde olduğunu bilmiyordum?
Uh, no, my... my mom checked out on us for a couple years, and Teddy and I lost touch.
Ah, hayır, benim... ve Teddy ve ben kopmuştur annem, bir kaç yıldır bize üzerinde kontrol etti.
You hear from Teddy?
Sen Teddy haber?
- Hey, Teddy.
- Selam, Teddy.
Teddy...
Teddy...
This is Teddy.
Bu Teddy.
How's it going, Teddy?
Nasıl, Teddy gidiyor?
Teddy's gonna stay with Johnny and me for a while.
Teddy'nin olacak bir süre Johnny ve benimle kal.
Mummy, Mummy, my teddy!
Anne, anne, ayıcığım!
Get your own teddy, mate!
Kendi ayını al dostum!
Teddy brewed a Thanksgiving pilsner, and it's bottling day.
Teddy Şükran günü birası yaptı ve bugün şişeleme günü.
And I got Darrin that 3-foot teddy bear he wanted, so I'm gonna need a lot of it.
Darrin'in istediği 90 santimlik oyuncak ayıyı aldım çok ambalaj kağıdı lazım.
you sent your magic away in a Teddy bear, today's my favorite day of the year.
Gerçek dünyada, ki sen büyü gücünü bir ayıcığın içine koydun diye oraya asla geri dönemeyeceğim, bugün yıl içindeki en sevdiğim gün.
If she sent her Teddy bear over, it could mean she's still...
Ayıcığını bu tarafa gönderdiğine göre bir ihtimal hâlâ...
Anybody want to take a stab at how Bonnie's Teddy bear undid whatever was cloaking this place?
Bonnie'nin ayısının burayı gizleyen şeyi nasıl kaldırdığına dair fikri olan var mı?
A card and a teddy bear.
Bir kart ve ayıcık.
A Teddy ruxpin doll?
Bir Ruxpin Ayıcığı * mı?
Yup, they came with this adorable Teddy Bear singing cassette, so of course, I smashed that with a rock and made my own.
Bu şarkı söyleyen şirin oyuncak ayıyı piyasaya sürdüler ve tabii ben de kasedini bir taşla parçalayıp kendi versiyonumu yaptım.