Teenager traduction Turc
2,353 traduction parallèle
I won't be responsible for the self-esteem of a teenager.
- Bir çocuğun kendine güvensizliğinden sorumlu değilim.
I just- - us living here and raising a teenager- - this is not what I planned.
Sadece burada yaşamamız ve bir ergeni büyütmemiz planladığımız şey değildi.
There's no easier victim than a stoned teenager.
Kafası iyi bir gençten daha kolay bir hedef olamaz.
Well, he is a teenager.
O bir delikanlı.
Nice rack! You look like a teenager.
Güzel çatal! Aynı genç kız gibisin.
I was a teenager.
Genç kızdım zaten
- When I was a teenager I used to dedicatedly study day and night.
- Ben gençken gece ve gündüz durmadan ders çalışırdım.
Well, I'm a teenager.
Pekala, ben bir gencim.
please run for your lives. 'cause he killed a really cute teenager who was using illegal drugs. but she probably was a good person still.
Hemen kaçın, çünkü o kişilerin yasadışı haplar kullanan gençler olması çok yüksek bir ihtimal.
She's just turning into a full-blown teenager.
Tam anlamıyla ergen oluyor işte.
I think she's being a teenager and as such hard to figure out.
Bence yalnızca ergen gibi davranıyor, o yüzden çözmek zor.
What modern brain imaging does is, it enables you to see inside a teenager's brain for the first time and I think when you do that, you see all those changes going on and it makes you forgive them for an awful lot of things, because when you see that stuff, you realise that an awful lot of their behaviour is not their fault.
Modern beyin görüntüleme teknikleri, ilk defa, bir gencin beynini görmemizi sağlıyor ve bence bunu yapınca tüm bu olan biten değişimleri görmeniz bir çok rezilliği affetmenizi sağlıyor, çünkü bu şeyi gördüğünüzde, birçok berbat davranışın onların suçu olmadığını anlıyorsunuz.
A teenager.
Genç bir çocuk olacaktı.
You can't just show up at a teenager's school and surprise her with information like this.
Genç bir kızın okuluna gidip böyle bir şey söyleyerek onu şaşırtamazsın.
Kind of makes you feel like a teenager, doesn't it?
Bu sana kendini ergen gibi hissettiriyor, değil mi?
She's a teenager.
Genç bir kız o.
Well, you're a teenager.
Siz gençsiniz.
What are you, a teenager?
Nesin sen, ergen mi?
- YOU KNOW, I WAS THE LEAD SINGER IN A BAND WHEN I WAS A TEENAGER.
Biliyor musunuz, bir kere... vokallik yapmıştım.
IT MAKES ME FEEL LIKE A TEENAGER AGAIN.
Sanki genç kızmışım gibi.
I WAS TRYING TO GET SOMETHING BACK THAT YOU CAN'T GET BACK. THE REASON I DROPPED OUT OF THE BAND WHEN I WAS A TEENAGER WAS BECAUSE I GOT PREGNANT, AND I GUESS THERE'S A PART OF ME
Gençken grubu bırakmamın sebebi, hamile kalmış olmamdı ve sanırım hala bir parçam... bırakmasaydım n'olcaktı merak ediyor.
A self-important teenager who betrays his friends for fame and fortune.
Kendisi için önemli bir gencin ün ve zenginlik için arkadaşlarına ihanet edişi.
As if being a teenager isn't enough of an identify crisis without having to assume a false one.
Genç olması, başka biri gibi davranmasını geç kendi başına bile onun için bir kimlik bunalımı yaratır.
Ran away to New York as a teenager.
Genç kızlığında New York'a kaçmış.
I gave your older sister plenty of advice when she was a teenager. What's up?
Genç bir çocukken ablana bolca tavsiye verirdim.
I guess being a typical teenager.
Ben sanırım tipik bir gencim.
It wasn't a little girl it was a teenager.
Küçük bir çocuk değil, bir genç kızdı.
This is someone who's reacting to rejection by a woman when he was teenager in the 1980s.
Bu adam 1980'lerde gençken bir kadın tarafından reddedilmeye tepki gösteriyor.
Today a teenager buying heroin in a night club.. Doesn't realize that..
Bu gün gece kulübünde eroin alan bir genç farkında değildi ama...
Okay, she's just a full-blown teenager now, and that... that's not a big sister job.
O sadece tam gaz bir ergen. Bu da ablanın yapacağı iş değil.
This is the last time I'm getting involved With a stupid teenager.
Bir daha da aptal bir yeniyetmeyle beraber olmam.
Sometimes, being a teenager makes you want to die.
Bazen genç olmak, ölmek istemenize neden olur.
Why can't she be like every other teenager and starve herself?
Neden diğer gençler gibi değil ki?
It's just that... I miss being a teenager.
Ama ergen olmayı özledim.
Probably a teenager.
Büyük olasılıkla genç bir kız.
sometimes being a teenager makes you want to die.
Bazen genç olmak, ölmek istemenize neden olur.
Why are they worried about a teenager?
Ne diye bir ergen için bu kadar korkuyorlar ki?
We--we have a teenager.
Bizim genç bi kızımız var.
I'm 20 years old, black, and I hit a white teenager.
Ben yirmi yaşındayım, siyahım ve beyaz bir gence vurdum.
Um... but Matt is a teenager now.
Ama Mat şu an ergenlik çağında.
How about you be something mommy can actually make, like a ghost or a 13-year-old American teenager?
Peki ya annenin yapabileceği bir kostüm giymeye ne dersin, hayalet veya 13 yaşındaki Amerikalı bir kız?
She's a teenager.
Kendisi bir ergen.
I'm not in the wrong state, calling up your wife, pissing people off, having you come and pick me up like some drunken teenager.
Uygunsuz bir durumum yok karını arayıp, insanları kızdırmıyorum sarhoş bir ergen gibi gelip beni almanı istemiyorum.
You lost your job and you've got a teenager handling your money?
Hem işini kaybettin hem paranı bir genç idare ediyor öyle mi?
From baby Jesus to awkward teenager Jesus with a wispy Christache, to the mature and ready-to-suffer Jesus we all know and love.
Bebek İsa'dan hafif bıyıklı asi genç İsa'ya ve oradan da tanıyıp sevdiğimiz yetişkin ve acı çekmeye hazır İsa'ya.
I feel like a terrified teenager.
Korkmuş bir ergen gibi hissediyorum.
There was the guy who left me when I got pregnant as a teenager, or the guy who left me at the altar.
Genç bir kızken ben Hamile kalınca beni terk eden, Ya da beni mihrapta terk eden birileri vardı.
Well, she is a teenager, so chances are she might.
O bir ergen, o yüzden dağıtma ihtimali yüksek.
An 11-year-old with Asperger's and a teenager, but one thing we can all enjoy...
bir 11 yaşında, birde ergen çocuğumuz var. Hepimizin eğlenebileceği tek şey,
As you can see, this room belongs to a sad, depressed teenager.
Gördüğüz gibi, bu oda üzgün, depresyondaki bir gence ait.
Teenager.
Genç kız.