Telefon traduction Turc
38,816 traduction parallèle
Any idiot can spoof a cell number.
Herhangi bir aptal, bir telefon numarasını taklit edebilir.
Got a call from a corner shop in Bromley.
Bromley'deki bir dükkandan telefon aldım.
You have the phone, mate.
Telefon sende dostum.
And the phone?
Ve telefon?
You know, I don't get a lot of FBI agents calling.
Biliyorsun, FBI ajanlarından çok fazla telefon almıyorum.
She made a phone call.
Telefon konuşması yaptı.
Girls used to write their phone numbers on it.
Kızlar üzerine telefon numaralarını yazardı.
There's no phones, no Internet, no power.
- Telefon yok, internet yok, elektrik yok.
"ET, phone home."
- "E.T eve telefon."
Is that where the phone is right now?
- Telefon şu an orada mı?
It's a phone number.
Bu bir telefon numarası.
The phone calls... the gifts.
Telefon aramaları... hediyeler.
I get the call.
Bir telefon aldım.
I disconnected the microphones in your room and the tap on the phone so we can talk.
Odandaki mikrofon ve telefon bağlantısını kestim. Böylece konuşabiliriz.
According to these phone records, you and Jennifer were really chatting it up the last few days.
Bu telefon kayıtlarına göre, son birkaç günde Jennifer'la, epey sohbet etmişsiniz.
Where's the phone?
Telefon nerede?
- What, the phone?
- Ne, telefon?
It's a phone.
Sadece bir telefon.
- It's a phone.
- Sadece bir telefon.
That's not a phone.
Sadece bir telefon değil.
So no ID, no papers, no credit cards, no phone.
- Tamam. Kimlik yok, evrak yok, kredi kartı yok, telefon yok.
Crowley's phone records. - Ah! We've been through the past two months.
Dr. Crowley'nin telefon kayıtları.
Chris had a phone call and he took the phone out of his pocket that wasn't ringing.
Chris'e bir telefon geldi. Cebinden çalmayan bir telefon çıkardı.
Why is he going out before dawn to make phone calls?
Neden şafak vakti çıkıp telefon görüşmesi yapıyor? Beni takip etmemeliydin Monica.
All right, airports, docks, trace on his phone. You know the routine.
Evet, havaalanları, limanlar, telefon kayıtları.
- Why do you hide a telephone?
- Neden bir telefon saklıyorsun?
Did you see the guitar lessons sign on the telephone pole?
Telefon direğine asılmış, gitar dersleri ilânını gördün mü?
This is my office.
Ofisim bu telefon.
So don't use it as a phone.
- O zaman telefon olarak kullanma.
I've signed onto that like a bad fucking phone contract. "
Kötü bir telefon sözleşmesi imzalamış gibiyim. "
Megan, line one's for you.
Megan, telefon sana.
Can't make cell phones without them.
- Onlar olmadan telefon yapılamıyor.
No calls, please, Erich.
Telefon bağlama, lütfen, Erich.
I recommend "Full Cell Phone Battery."
"Tam dolu telefon şarjı" nı öneririm.
Some asshole hit me and took my backpack... and my phone.
Birkaç yavşak bana saldırdı ve çantamla telefonumu çaldı. Yeni bir telefon alırız.
From SECURUS Technologies, that supplies telephone services, that made $ 114 million in profits last year...
Telefon hizmetleri sunan SECURUS Technologies geçen yıl 114 milyon dolar kâr elde etti.
[Kilgore] For example, in Maryland, if you earn minimum wage, you'd have to work an hour and a half to afford a ten minute phone call.
Örneğin Maryland'da asgari ücret kazanıyorsanız on dakikalık telefon görüşmesi için bir buçuk saat çalışmanız gerekir.
Well, in the meantime, while you were out, I got a call from Nathan Byrnes.
Sen dışarıda iken Nathan Byrnes'dan bir telefon geldi.
Well, I just got a very interesting phone call, but I'm not smiling about it.
Ben de az önce bir telefon aldım ama gülümsediğim falan yok.
- I know how passionate you were about Leonard Bailey, but I just heard back from the Innocence Project, and...
- Leonard Bailey davası hakkında ne kadar istekli olduğunu biliyorum ama az önce Masumlar Projesi'nden bir telefon geldi.
Please hold while your call is being connected.
Telefon bağlanana kadar lütfen bekleyin.
I got a phone call from a guard saying that my husband wanted to see me, and I want to know what's going on.
Kocamın beni görmek istediğine dair bir gardiyandan telefon aldım. Neler olup bittiğini bilmek istiyorum.
No, you got a phone call from someone saying they were calling from Danbury, which is exactly where that call was made.
Danbury'den aradığını söyleyen birinden telefon aldınız ve arama da buradan yapıldı.
- I have the phone records.
- Telefon kayıtları var.
- = Exclusive phone interview with survivor. News flash. = -
Kazazedeyle Flaş Telefon Görüşmesi
The victim's phone has now been disconnected.
Kurbanla telefon bağlantısı kesildi.
The phone!
Telefon!
The phone...
Telefon...
I thought we said no phone.
Telefon yok dediğimizi sanıyordum.
Perhaps you'd be willing to give us permission
Neden olsun ki? O zaman telefon kayıtlarınızı
[Nina] Maybe that's where the phone is hidden.
Belki telefon orada saklıdır.