Tell me what you know traduction Turc
2,078 traduction parallèle
Well, if any one of you came across him tonight, you'd be doing yourself a real favor if you could tell me what you know.
Tamam. Eğer bu gece onunla karşılaşan olduysa ve bana bildiklerini anlatırsa kendine bir iyilik yapmış olur.
Tell me what you know.
Bildiklerini bana anlat.
Tell me what you know.
Bana bildiklerini anlat.
Just tell me what you know.
Bana tüm bildiğini anlat.
He's surprisingly sprightly, but, Ocean, I need you to tell me what you know about him, and why are you so pleased?
Oldukça neşeli bir, ama, Okyanus, onun hakkında bildiklerini ve neden çok memnun olduğunu söylemen gerek.
Tell me what you know and I'll give you 10 bucks.
Bana bildiklerinden bahsedersen sana 10 papel veririm.
Tell me what you know!
Bildiklerini anlat!
Look, you tell me what you know, And I will find out who set you up.
Bak, bana ne bildiğini söyle ; ben de sana tuzak kuranları bulayım.
Well, why don't you just tell me what you know, And I'll do a lot less damage than if I'm just out there - flailing away blind.
O zaman, neden bildiklerini bana söylemiyorsun ben de her önüme geleni hırpalamam ; böylece daha az zarar vermiş olurum.
So tell me what you know.
Bana ne bildiğini anlat o zaman.
Why won't you tell me what you know?
Neden bana ne bildiğini söylemiyorsun?
I'm asking you to tell me what you know about the gamma experiments.
Senden bana gama deneyleri hakkında bildiklerini anlatmanı istiyorum.
Since you're not willing to tell me what you know, I'll tell you what I know.
Sen bana bildiklerini anlatmadığın için, ben sana bildiklerimi anlatayım.
tell me what you know or i break your bones!
Bildiklerini anlat yoksa kemiklerini kırarım!
No, please tell me what you know!
Lütfen ne biliyorsan söyle!
I don't know what your problem is, and you don't seem to want to tell me, and that's okay.
Ne sorunun olduğunu bilmiyorum. Bana anlatacak gibi de görünmüyorsun. Tamam anlarım.
Please tell me... how a wacko like you can know what's good for others!
Lütfen bana söyler misin... Senin gibi sıyırmış biri nasıI olur da başkaları için neyin iyi olduğunu bilebilir?
You tell me what I want to know and the maybe we'll talk deal.
Bana istediğimi verirsen belki anlaşmadan bahsedebiliriz.
I'm just saying that we've known each other a long time, and I can pretty much tell when something is- - what, you think you know me?
Demek istediğim birbirimizi uzun zamandır tanıyoruz ve bir şeylerin yolunda olmadığını az çok söyleyebilirim- - Ne, beni tanıdığını mı sanıyorsun?
Yeah, you know what, just tell me when it's gone, then.
Evet, ne olduğunu biliyorsun, onu benden uzak tut.
Aunt Carol wanted to tell me something before she died, do you know what it was?
Carol teyze ölmeden önce birşey demek istiyordu bana. Ne olduğunu biliyor musun?
You know, it just would... it would really help me out If you could tell me exactly what happened.
Eğer bana neler olduğunu tam olarak anlatabilirsen çok yardımcı olursun.
You know what, um, maybe if you just don't tell me that the camera's on, then maybe we can do this.
Ne var biliyor musun, kameranın açık olduğunu bana söylemezsen belki o zaman bunu yapabiliriz.
Oh, I don't know, I thought maybe you could tell me something, like what they are, where she bought them, anything.
Bilmiyorum. Belki, siz bir şey söyleyebilirsiniz diye düşünmüştüm. Ne oldukları, kızın nereden aldığı gibi şeyler.
Let me tell you what I know about some "Scheherazade." okay?
Ben, Şehrazat'la ilgili ne biliyorum, söyleyeyim. Tamam mı?
They keep asking me what happened to their father, and I don't know what to tell them, because I don't know, but you do.
Sürekli babalarına ne olduğunu sorup duruyorlar ve ben de bilmediğimi söylüyorum çünkü bilmiyorum ama sen biliyorsun.
The easy way is you tell me exactly what I want to know... and we open a couple of beers... and then we enjoy a lasso burger.
Kolay yol şu ; sen bana bilmek istediklerimi söylüyorsun, sonra bir kaç bira açıp Lasso burgerin tadını çıkarıyoruz.
You know, it might help a smidge If you tell me what I'm looking for.
Aradığım şeyi bana söylersen ufacık bir yardımı olabilir.
Not if you tell me what I need to know.
Öyle mi? İstediğim şeyi bana söylersen yapmayacağım.
So if you know what's in that box, tell me now.
Kutunun içinde ne olduğunu biliyorsanız bana söyleyin.
- But they won't have the chance if you come with me to Langley now and tell us what you know.
Eğer hemen benimle Langley'e gelip bildiklerini söylersen bunu yapamayacaklar.
And tell me, Mr. Grimes, - what do you know about running a CIA base?
Söyle bana Bay Grimes bir CIA üssünü yönetmekten ne anlarsın?
You're gonna tell me exactly what I want to know!
Bana onun tam yerini söyleyeceksin!
Let me tell you what I know. No.
Biliyorum ve yanılıyorsun.
I just sensed you weren't gonna bring me back here and tell me what I needed to know on your own.
Beni buraya götürmeyeceğini düşündüm. Ve bana gerekeni söylemeyeceğini.
So if you know what's on that tape, now's the time to tell me.
Bu yüzden, o kasette neler olduğunu biliyorsanız bana anlatmanız için en iyi zaman bu.
But the biggest thing was that I didn't know what to write about although my father would often tell me that if your soul hurts write about the things you see around you.
Ama ne yazacağımı bilmiyordum babam sık sık ruhun acı çektiği zaman çevrende olanları gözlemle ve yaz derdi.
Can you tell me what this guy looks like? You know what?
Bu adamın neye benzediği anlatır mısın?
So anything you could tell me that might help me know... why she was there or what happened...
Lucy'nin neden orada olduğuna ya da o gün olanlara dair söyleyebileceğin bir şey var mı?
So what do you do? You don't have to tell me, but I like to know my clients.
Anlatmak zorunda değilsin ama müşterilerimi tanımayı seviyorum.
You know, that night, the night he quit surgery? He didn't tell me what happened.
biliyorsun, o gece... ameliyattan çıktığı gece... bana ne olduğunu anlatmadı.
♪ tell me, you know what I need ♪ Marti, straighten this leg and then you'll get deeper into your lunge.
Marti, bacağını gevşet, hamlelerini daha rahat yaparsın.
So tell me what you want to know? When you wake up from this surgery, what do you think will be different?
söyle ne bilmek istiyorsun bu ameliyat masasından kalktığın zaman ne düşünüyorsun, herşey farklı mı olacak?
You're gonna tell me that you don't know what happened?
Bize ne olduğunu bilmediğini mi söylüyorsun?
Let me tell you what I know about Fitch.
Sana Fitch'le ilgili bildiklerimi anlatayım.
Tell me asshole. Do you know what time it is?
Saatin kaç olduğunu farkında mısın?
Well, you know, that's what I set out to do with this book, so, you know, I gotta tell you, that makes me feel pretty great.
Ee, anlarsın ya, zaten benim de bu kitabı yazmakla amacım buydu, yani, şunu söylemeliyim ki, bu benim harika hissetmemi sağladı.
As for your sisters, they too are exposed to what happened to me... but they don't tell'cause they know what you will say.
Bacılarınıza gelince, benim başıma gelen şeye karşı oldukça korunmasızlar... ama konuşmuyorlar, çünkü sizin ne söyleyeceğinizi biliyorlar.
I don't know who the hell you are or who sent you, but you're gonna tell us what's going on or so help me, I will shoot you in the head.
Herkim olduğunu ya da seni kimin yolladığını bilmiyorum ama ya neler döndüğünü anlatırsın ya da kafana bir tane sıkarım.
If you won't tell me what I need to know where I can find the one who killed my wife.
eğer bilmek istediğimi söylemeyeceksen karımı öldüreni nerede bulabilirim.
Do you know what she was going to tell me?
Bana ne söyleyeceğini biliyor musun?