Tell me where you are traduction Turc
910 traduction parallèle
You don't tell me where you are going.
Sen gittiğin zaman bana söylemiyorsun.
Tell me where you are. Where are you?
Söyle bana - neredesin?
If you tell me where you are going, I will order the exact amount of supplies.
Tam olarak nereye gideceğinizi söylerseniz, gerekli malzemeyi sipariş edeyim.
If you tell me where you are going,
Eğer nereye gittiğini söylersen,
If you want me to report aboutyou, tell me where you are from.
Hakkında bilgi vermemi istiyorsan, bana nereli olduğunu söyle.
Just tell me where you are.
Bana nerede olduğunu söyle.
call to tell me where you are staying.
Yerleştiğinde beni ara.
Shut up and tell me where you are!
- Sakin ol. Neredesin?
- Tell me where you are, I'll be there first....
- Neredesin söyle, oraya gelip...
Tell me where you are.
Nerde olduğunu söyle.
Will you tell me where you are?
Bunu ben de isterdim. Nerede olduğunu söyleyecek misin?
Just tell me where you are, I'm coming.
- Sadece nerede olduğunu söyle, geliyorum.
Don't be angry. Tell me, where are you going?
Kızma bana Scarlett, Söyle bakalım, nereye gidiyorsun?
And me a lot of time, if you will tell us where these people are.
O insanların yerini söylerseniz, ben de boşa zaman harcamaktan kurtulurum.
You gonna tell me where those crosses are?
Haçların yerini söyleyecek misin bana?
Are you gonna tell me where they are? Or do I form a posse... and run the desert until we find them? .
Bana nerede olduklarını söyle.
Now, are you gonna tell me where she went?
Şimdi bana nereye gittiğini söyliyecek misin?
Tell me, where are you heading?
Yolculuk ne tarafa, Bushrod?
- Can you tell me where 5th Div are?
Tümenin nerede olduğunu söyler misiniz?
Tell me, where are you going?
Söylesene nereye gidiyorsun?
TELL ME WHO YOU ARE AND WHERE YOU'RE FROM AND WHAT YOUR NAME IS
Oysa çok iyi gidiyordun, Helen.
But if any one of you has the courage to tell me where the explosives are I promise, you will not only save your own life but the lives of your comrades.
Ama herhangi birinizin patlayıcıların yerini söyleme cesareti varsa, söz veriyorum, yalnız kendi hayatını değil, arkadaşlarının hayatını da kurtaracak.
Are you gonna tell me where I can find Pretty Boy Savoricci, or do I have to run you in?
Güzel Çocuk Savoricci nerede bulabileceğimi bana söyleyecek misin, yoksa seni içeri atmak zorunda mı kalayım?
Could you tell me where the restrooms are?
Tuvaletler nerede biliyor musunuz acaba?
You'll stay here until you tell me who you are and where you are from.
Bana kim olduğunu ve nereden geldiğini söyleyene kadar burada kalacaksın.
Tell me, where are you?
Nerede olduğunu söyle.
Could you tell me where the stairs are?
Merdivenler ne tarafta?
Could you tell me where the stairs are?
Merdivenler nerede dedim?
Can you tell me where there are wars going on now?
Şu an dünyanın hangi bölgelerinde savaş var söyleyebilir misin bana?
Then we are going to be part of the way together... Can you tell me where you go?
Madem beraber yolculuğa çıkıyoruz, acaba söyler misiniz, yolculuk nereye?
Unless you tell me where those phasers are, you're gonna have more violence than you know what to do with.
Bana bu fazerlerin yerini söylemezsen, daha çok şiddet göreceksiniz!
Are you going to tell me where you put that piece of paper Ramirez gave you, before he died? What piece of paper? Cuchillo...
Ramirez'in ölmeden önce sana verdiği kağıt parçasını nereye koyduğunu söyleyecek misin?
My friend, can you tell me where we are?
Amigo'n falan değilim pis Meksikalı! Defol git buradan!
You want to help the boy. Why else are you here? - Then tell me where he is!
- Yardım etmek istiyorsanız yerini söyleyin.
Tell me who and what you really are and where you came from, and no veterinary shall touch you.
Bana ne olduğunu nereden geldiğini söyle, ve hiç bir veteriner sana dokunamaz.
Military security being what it is, I can't tell you where we are... but the enclosed photograph of Darrell and me... may give you some idea.
Askeri güvenlik nedeniyle yerimizi söyleyemiyorum ama Darrel ve benim ekli fotoğrafımızdan çıkartabilirsin.
Tell me, amigo, where are you headed?
Söylesene, Amigo, ne tarafa gidiyorsun?
I want to see you, I have to speak with you, tell me where are you?
Seni görmek istiyorum, konuşmalıyız, yerini söyler misin?
Professor, are you going to tell me where the y are?
Profesör, nerede olduklarını söyleyecek misiniz?
You're not going to tell me where the diamonds are, are you?
Bana elmasların yerini söylemeyeceksin, değil mi?
If things go wrong, I start acting like a policeman again. So why don't you tell me, where are the emeralds?
Bir şeyler ters giderse polis oluveriyorum.
Maybe it's best you just tell me where they are.
En iyisi bana tam olarak nerede olduklarını söyle.
If you told me where you lived, then I could take you home... but you won't tell me where you live, so here we are.
Nerde oturduğunu söyleseydin seni eve götürebilirdim... ama nerde oturduğunu söylemedin ve şimdi buradayız.
You're a bloody liar! Tell me where they are!
Pis bir yalancısın, söyle yerlerini.
Hey, please tell me where you are.
Lutfen, nerde oldugunu soyle.
Could you tell me where the plat books for the Northwest Valley are?
Kuzeybat Vadisi parsel planlarnn nerede oldugunu söyler misiniz?
Tell me, you girls... Where are we going?
Söyleyin bana kızlar...
Maybe you can tell me where the hell we are.
Biz nerdeyiz biliyor musun?
Tell me, where are you coming from?
Nereden geldiğini söyler misin?
Are you gonna tell me where?
- Nerede olduğunu söyleyecek misin?
Well, these are mean old boys. They can make you tell me where
Binbaşı bizim o paralara ihtiyacımız var.