Ten times traduction Turc
1,414 traduction parallèle
Fortunately, these trees are not very high, but elsewhere in the world, there are trees that are ten times as tall as this, and there, if you are going to be safe, you really need something better than rubbery feet.
Bu ağaçlar fazla yüksek değil ancak dünyanın başka yerlerinde buradakilerin 10 katı yüksek ağaçlar bulunur ve orada güvende olmak için lastik ayaklı olmaktan fazlası gerekir.
Cities like this can support ten times as many foxes as a similar area in the country.
Buna benzer şehirler aynı boyuttaki bir kırsal alandan 10 kat fazla tilkinin yaşamını sürdürebilmesini sağlayabilir.
Howler monkeys - ten times the size of a tamarind.
Uluyan maymunlar. Cüssesi tamarindin belki 10 katı.
Now remember, chew your food ten times...
Unutma ki, yutmadan önce...
It's better to measure a thing ten times and cut once than to measure once and cut ten times.
Kesmeden önce on kez ölçmek bir kez ölçüp on kere kesmekten iyidir.
Ifwe played them ten times, they might win nine.
Onlarla on kez oynarsak, dokuzunu kazanabilirler.
I've read this ten times in the last year.
Bunu geçen sene on kez okudum.
The enemy outnumbers us ten times.
Düşman bizden on kat daha kalabalık. Wenck!
Nine out of ten times I am nothing.
On atıştan dokuzunu ıskalarım.
The Catholics are plotting the Dutch are a bunch of bastards and the French are ten times worse and there's no money
Katolikler Felemenkleri piç yığını olarak görüyorlar, Fransızlar onlardan on kat daha kötü ve ayrıca para da yok.
If that is not enough, I will be bound to pay it ten times o'er on forfeit of my hands, my head, my heart!
Eğer bu da yeterli olmazsa, bedelin on katını ellerimle ruhumla ve yüreğimle ödemeye hazırım.
He made ten times that? ? But claimed unemployment benefits like the best?
Bunu on kere yaptı ama işsizlik sigortası talep etti.
But then ten times as heavy.
Ama bazen on kat daha ağır.
- Ten times less? - Precisely.
- Onda biri fiyatına mı?
This reform legitimizes Menem, who has enacted more than 300 decree-laws, ten times more than in Argentina's whole history.
Bu reform, Arjantin'in tüm tarihindeki KHK'ları 10 kat geçerek 300'den fazla kanun hükmünde kararname çıkaran Menem'i temize çıkarır.
He goes there about ten times a year
Yılda on defa oraya gider.
You can fuck a woman with a diamond dick and make her come ten times, she'll still complain.
Şikâyet etmekten delice zevk alırlar. Ne yaparsanız yapın, size kızgın olacaktır.
Could've filled this plane ten times over my kid doesn't screw around with the fuel.
Oğlum yakıtla oynamasaydı bu uçağı 10 kere doldurmuştum.
You're ten times better than any of them!
Hepsinden on kat daha iyisin!
You're worth ten times that Amazon bitch!
O Amazon sürtüğünden on kat daha değerlisin!
At least ten times more than what you're getting paid now.
Şu an alacağından en az on kat daha fazla.
The Salazars will pay you at least ten times more than what you're getting.
Salazarlar sana eline geçenin on katı fazlasını öderler.
Concentration at 30 %. That's ten times the three percent specified on the menu.
Konsantrasyon yüzde 30. broşürde belirtilen yüzdenin tam on katı.
About ten times cheaper than the brand sold by our medical supply company, and just as accurate.
Tıbbî malzeme şirketimizin sattıklarından 10 kat ucuz.
Joe, I tell you, if this works out. I'm gonna get you ten times this.
Joe, Bu iş böyle giderse bunun on katını vericem sana.
- They've chosen the same route seven of the last ten times.
- Aynı rotayı seçmişlerdi, son 10 defada 7 kere.
You can lose... ten times your original investment.
Yatırımının on katını.. kaybedebileceğini belirttim.
Ten times I tried to quit, ten times they made me stay.
On kez kalkmaya çalıştım, onunda da oturmamı istediler.
I have been over every inch of this model ten times.
Bu modelin her yerinin üzerinden on defa geçtim.
Victory is ours! Soon as we practice our routine ten times through without a mistake.
Zafer bizimdir ama rutinimizi on kere hata yapmadan tekrarladığımızda.
The Christian Sword over land ten times what the Danes hold dear.
Dane'lerin sahip olduğunun 10 katı büyük bir toprağın Hristiyan savaşçısı.
Fuck her ten times!
Onu on kez becerebilirsin!
Because we done been over this ten times, Nola.
Çünkü bunu kaç defa denedik Nola.
You can lose... ten times your original investment.
Yatırımının on katını kaybedebileceğini belirttim.
Everything that we do in the ocean is ten times harder than you think it's going to be, and you go in thinking it's gonna be really hard, you know?
Okyanusta yaptığımız her şey, olmasını beklediğinizden on kat daha zordur ve zaten sen de çok zor olacağını düşünerek inersin.
If you hadn't been our general we would have killed you ten times over!
Bizim komutanımız olmasaydın, seni çoktan öldürmüştük!
I'm not going to shout ten times every time I need you.
Sana her ihtiyacım olduğunda on kez bağırmak zorunda değilim.
It only beats five or six times a minute, but it drives ten tonnes of blood through a million miles of blood vessels.
Dakikada sadece 5 veya 6 kere çarpar ama 10 ton kanı 1.6 milyon kilometre damar içinde pompalar.
Then when you see them up close, nine times out of ten,
Yakından gördüğün zaman... 10 üstünden 9 kez, olmasaydı dersin.
A thousand times more fair, ten thousand times more rich, that only to stand high in your account, I might in virtues, beauties, livings, friends,
Bin kat daha güzel... On bin kat daha zengin... Ancak bunlar gerçek değerler yanında önemsiz kalır.
# One, two, three, four, five, six, seven, eight, nine, ten # Times a day I could love you... #
# bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on # kere sevebilirdim seni bir günde... #
Ten million... at all times.
10 milyon. Her zaman.
You've been working here ten days, and you've already taken me out six times.
Burada 10 gündür çalışıyorsun, ve beni zaten 6 kere dışarı çıkardın. Gerçekten seninle olmaktan hoşlanıyorum.
Accurate to a thousand yards, five times the range of your old Brown Bess
Dakikada 1000 mil. Eski Brown Bess'ten 5 kat daha güçlü.
Hm? Two times ten.
İki kere on.
Nine times out of ten, there's a human perpetrator.
Onda dokuz ihtimalle, içeride bir suçlu gizleniyordur.
More than ten thousand times a minute, in excess of six billion times a year, just in the United States, life is literally drained from so-called "food animals".
Dakikada on bin kereden fazla. Sadece Birleşmiş Devletler'de yılda altı milyondan daha fazla. Hayat "yemek hayvanları" ndan akıtılıp, alınıyor.
I hated to ask Mr. Fish, but desperate times... seek desperate measures, and anyway, he could afford it now.
Bay Fish'ten bunu istemek hiç hoşuma gitmedi. Ama çaresiz anlarda her türlü..... yola başvurabilirsiniz. Ve Fish zaten bunu bir kez yapmıştı.
For she's lived it ten times or more
On kereden fazla yaşadı bunu.
I don't care if I get slapped up the side of the head nine times out of ten.
10'un 9'unu tutturamadıysam.. Umrumda değil adamım..
If we said there were maybe ten or twenty or fifty times as many worlds like that, isn't it logical to assume that when we get a call from one of your buddies out there, when SETI Institute finally picks up a signal, it's gonna be coming from somebody who had to bore up through ice and set their transmitter out on the ice?
Eğer bunların on, yirmi katı kadar olan gezegenler olabileceğini söylersek Bizi oradan bir yerden arayacak dostlarımızın, SETl Enstitüsüne sinyali gönderen uygarlığın, buzu delip vericisini buzun üstüne kurmuş bir uygarlık olması olasılığını varsaymak mantıklı olmaz mı?
times 1964
times square 22
times are tough 45
times are changing 28
times a week 28
times in a row 26
times before 18
times change 49
times a day 121
times over 33
times square 22
times are tough 45
times are changing 28
times a week 28
times in a row 26
times before 18
times change 49
times a day 121
times over 33