Tens of thousands traduction Turc
543 traduction parallèle
What about communicating with people across the galaxy where there are tens of thousands or a hundred thousand light years in between?
Peki ya galaksinin bir diğer ucundaki İnsanlarla iletişim kurmak istesek On binlerce veya yüz binlerce ışık yılı Uzaklıkta olanlarla..
It yielded tens of thousands of tons of silver, enough to finance the entire Spanish Empire.
Onbinlerce ton gümüş veriyordu ; tüm İspanya İmparatorluğu'nu finanse etmeye yetecek kadar.
Tens of thousands of men died here.
Bu topraklarda on binlerce insan can verdi.
Yes, tens of thousands.
Evet, on bin kişiyi.
I bring romance to tens of thousands of shop girls, servant girls stenographers.
Onbinlercesine aşk veriyorum, tezgahtarlara, hizmetçilere stenograflara.
At this hour, tens of thousands of our Party Comrades are already leaving the City.
ve bu saatte, Parti Yoldaşlarımızın binlercesi şu an şehri terkediyor.
For several weeks tens of thousands were repatriated, crossing the rivers in both directions, including 292,000 Frenchmen liberated by the Russians.
Bir kaç hafta içinde... Rusların özgürleştirdiği 292.000 Fransız'ın da içinde olduğu Binlerce kişiden onlarcasının... her iki yönde nehri geçerek, ülkelerine dönmeleri sağlandı.
Tens of thousands of men ready to kill each other, for no reason, no purpose.
Erkekler bir hiç uğruna birbirlerini öldürmeye istekliler.
Why, we've spent tens of thousands of dollars to find out the key words like "bracing" and "zestful."
"Zindelik verici" ve "zevkli" gibi anahtar kelimeler bulmak için on binlerce dolar harcadık.
Thousands, tens of thousands.
Binlerce, on binlerce gelin.
The spaceship : the result of work of tens of thousands of people ;
Uzay gemisi : onbinlerce insanın çalışmasının sonucu ;
Tens of thousands of people smuggled in... with the whole British Navy blockading the coast.
Onbinlerce insan koca İngiliz donanması sahili korurken içeri sızdırıldı.
And we were tens of thousands who said no.
Ve biz binlerce kişi hayır dedik.
He had sprawling estates, superb castles in Guatemala, and was rolling in dollars and women in the thousands, tens of thousands!
Bir sürü arazisi vardı, Guatemala'da devasa şatoları vardı. Binlerce dolarla ve bir o kadar kadınla düşer kalkardı.
And the greatest artifacts of human beings in thousands or tens of thousands of years.
Ve insanoğlunun en önemli yapıtları binlerce ya da on binlerce yılda.
Tens of thousands of people have wished here putting their right hand and middle finger in the hole...
On binlerce kişi sağ ellerini ve orta parmaklarını deliğe sokarak burada dilekte bulundu...
Not only I, tens of thousands of ronin share my fate.
Sadece ben değil, onbinlerce Ronin benim kaderimi paylaşıyor.
Their bravery went only so far as sending... tens of thousands of Hungarians to their deaths.
On binlerce Macar hayatını kaybetti.
Is it really blackmail when one man... a long way off in a besieged desert town... calls to you and says... "Allow these tens of thousands of human beings... " to be slaughtered, if you will.
Bir adamın kuşatılmış bir çöl şehrinden size " Binlerce insanın kurban edilmesine izin vermeniz, şayet istediğiniz buysa.
So close, but there is still the fourth container with enough death to strike down tens of thousands of you.
Çok yaklaşmıştınız fakat hâlâ sizin gibi on binlercenizi öldürmeye yetecek olan dördüncü kap duruyor.
Sabotage that dam, and the raging waters it contains will kill tens of thousands of our women and children.
Barajı sobete ederek içindeki suyu salacak ve onbinlerce kadınımızı ve çocuğumuzu öldürecekti.
For tens of thousands of years, there has been absolutely no advancement.
- Doğru. Binlerce yıldır ne bir ilerleme kaydedilmiş, ne de fiziksel çevrelerinde bir değişim.
Tens of thousands will be arrested.
Binlerce kişi tutuklanacak.
There are tens of thousands of families with every army.
Her orduda onbinlerce aile var.
A third of our army is still unarmed and they are surrendering in tens of thousands.
Ordumuzun üçte birinin silahı yok ve on binlercesi de teslim oluyor.
They told the people that draftees could be excused from service by paying them a sum of 270 yen and thus they swindled the villagers out of tens of thousands of yen.
Askere çağrılanlara, istedikleri parayı verirlerse onları askerlikten kurtarabileceklerini söyleyip bu şekilde onlardan yüz binlerce yen dolandırdılar.
Thousands and thousands, tens of thousands of people, were walking, taking their belongings with them, some on their heads, their backs, shoulders.
Binlerce, onbinlerce insan yürüyordu. Başlarının üstüne, arkalarına, omuzlarına aldıkları eşyalarını taşıyorlardı.
Close by, they found the extermination camp at Majdanek, where tens of thousands had died.
Buranın hemen yakınlarında, onbinlerce kişinin cesetleriyle dolu Majdanek ölüm kampını buldular.
At the same time, all over the South of England, camps were springing up, ready for the tens of thousands of invasion troops.
Bu esnada İngiltere'nin güneyinde, onbirlerce kişinin barınabileceği kamp alanları meydana getiriliyordu.
You learn how to look at paintings as if they were bits of wall or ceiling, the walls, as if they were paintings whose tens of thousands of paths you follow untiringly, merciless labyrinths, texts that no-one will ever decipher, decaying faces.
Resimlere, sanki asıldığı duvarın veya tavanın veya parçasıymış gibi duvarlara da seni onlarca, binlerce yola, merhametsiz labirentlere, kimsenin asla çözemeyeceği şifrelere çürüyen suratlara sürükleyen tablolarmış gibi bakmayı öğreniyorsun.
So I'm here today to draw attention to the true facts concerning my case... and the cases of tens of thousands just like me.
Bu yüzden burada benim durumumla ilgili esas gerçeklere ve benim durumumda bulunan binlerce kişiye dikkat çekmek için bulunuyorum.
I have tens of thousands of things to do.
Yapmam gereken binlerce şey var.
They put up television sets in Grand Central Station, and tens of thousands of people missed their trains to watch.
Büyük Merkez İstasyonuna televizyon ekranları koymuşlardı ve on binlerce insan o anı seyretmek uğruna işlerine geç kalmıştı.
Théoden's hundreds will face your tens of thousands.
Theoden'in yüzlerce askeri sizin onbinlercenizle karşılaşacak.
There must be tens of thousands by now.
Şimdi, onbinlerce olmuşlardır.
Voyager's eyes are two television cameras designed to take tens of thousands of pictures in the outer solar system.
Voyager'ın gözleri Güneş sisteminde binlerce fotoğraf çekmek için tasarlanmış iki kameradan oluşuyor.
In this electronic warehouse are tens of thousands of images of previously unknown worlds.
Bilinmeyen dünyaların binlerce görüntüsü bu elektronik dağarcıkta saklı.
But then the time came, maybe tens of thousands of years ago when we needed to know more than could conveniently be stored in brains.
Ama bir noktada, belki de onbinlerce yıl önce beyinlerimiz öğrendiklerimize yetişemediğinde bu süreç başladı.
Just before the invention of movable type around the year 1450 there were only a few tens of thousands of books in Europe.
Hareketli bandın icadından sonra bile 1450'li yıllarda Avrupa'da sadece 30 bin civarında kitap basılmıştı.
But there are tens of thousands of nuclear weapons.
Fakat onbinlerce çeşit nükleer bomba var.
Tens of thousands.
On binlerce.
But there are tens of thousands of our own ships in the path of our gun.
Fakat silahımızın yolunda on binlerce kendi gemimiz var.
Just an ordinary song that was popular in an alien city tens of thousands of years ago.
Bin yıldan uzun zaman önce yabancı bir şehirde popüler olan sıradan bir şarkı.
It's got tens of thousands of light years on it.
Üzerinde on binlerce ışık yılı var.
Because of the civil war in the south, everyday, the government sends different pilots who haven't participated in the rehearsals, wrecking tens of thousands of dollars worth of shots.
Güneydeki sivil savaş sebebiyle hükümet her gün, farklı pilotlar gönderiyordu ve... bu pilotlar provalara katılamadıkları için... bize 10 binlerce dolarlık çekimlere mal oluyordu.
By tens, by hundreds, by thousands, unending streams of man and beast and burden, and even very much cattle, poured into the Avenue of Sphinxes.
Onlarcası, yüzlercesi, binlercesi, bitmek bilmeyen bir insan, hayvan ve bir o kadar sığır, sel halinde, Sfenks Bulvarı'na aktı.
Tens, hundreds, and then thousands of enthusiasts started practical work on rocket technology.
Meraklılar, onlarca, yüzlerce ve sonra binlercesi, roket teknolojisi hakkında çalışmalara başladı.
On the Earth mountain ranges are destroyed by erosion in maybe tens of millions of years small impact craters in maybe hundreds of thousands of years.
Dünya'da erozyon tarafından sıra dağlar belki milyonlarca yılda küçük çarpışma kraterleri, belki binlerce yılda yok oluyor.
"Yes but zeros that represent tens, hundreds, thousands of you and me, the capitalist says, thus in fact they are not really zeros".
"Evet ama sıfırlar onları, yüzleri, binleri seni beni temsil eder, kapitalist aslında onlar gerçekten sıfır değil der.".
One must see or learn to see that tens, hundreds, thousands of me and you, when it's time to pay... when it's time to sum up defeats and victories... one gets it up the ass very often, one gets it up the ass because one...
Birileri onları, yüzleri, binleri görüp öğrenmeli, hesap zamanı geldiğince... yenilgiler ve zaferler toplandığı zaman... birilerinin kıçına girecek, birilerinin kıçına girecek çünkü...
And notjust tens of them, thousands!
Ve yalnızca on tanesi değil, yüzlercesi!