That's all for now traduction Turc
688 traduction parallèle
- That's all for now.
- Şimdilik.
- Well, that's all right for now.
- Şimdilik oldu.
Now I'm waiting for Pierrot That's all
Şimdi Pierrot'u bekliyorum. Hepsi bu.
Well, I'm sorry, ma'am... but that's about all we can do for you right now.
Üzgünüm bayan... şu an yapabileceğimiz başka birşey yok!
- Fine. - That's all for now, boys.
Şimdilik bu kadar çocuklar.
But that's all over now. I have great news for you.
Ama artık hepsi bitti.
Now, in honor of this great occasion, I'm dishing out free beer to one and all, and anybody found sober after sundown is liable to arrest for disorderly conduct, and that's my ruling!
Şimdi bu büyük haberin onuruna, barımda bedava bira dağıtıyorum, ve güneş batmadan önce ayık bulunan kimse olursa, kamu düzenini bozmaktan yükümlü olur, ve bu da benim kararım!
- That's all for now.
- Şimdilik bu kadar.
Now once more, I want to emphasize that if... If any of you feel you're not up to this job, it's perfectly all right for you to drop out.
Bir kere daha belirtmek isterim ki işi yapamayacağını düşünen varsa gönül rahatlığıyla çekilebilir.
Well, that's all for now. As ever, John. "
Şimdilik bu kadar, arkadaşınız, John. "
That's all they're good for now.
Şimdilik iyi görünüyorlar.
I guess that's all for now.
Sanırım şimdilik hepsi bu kadar.
That's all, Newell, for now.
Şimdilik hepsi bu kadar, Newel.
That's all I can tell you for now.
Size söyleyeceklerim şimdilik bu kadar.
That's all for now.
Şimdilik bu.
- That's all for now.
Sen de. - Şimdilik bu kadar.
If it hadn't been for that, we'd all be layin'around here dead right now.
Eğer o, öyle yapmamış olsaydı şimdi biz burada ölmüş olacaktık.
- It's all over now, you know that. - Not for him.
- Artık her şey bitti, bunu biliyorsun.
I realize now that much as I enjoy this sort of thing field trips, roughing it, so to speak it's not for Linda at all.
Bu şeylerden ne kadar hoşlanıyor olsam da saha gezilerinden filan bunlar ona göre değil.
And now that we've had our moment of fun, and all the better for it, let's get back to the question.
Şimdi bu neşeli anımızın ardından, çok da iyi oldu, asıl sorunumuza dönelim.
That's all for now.
Şimdilik bu kadar.
That's all for now.
Şimdilik bu kadar yeter.
That's all for now. Thanks.
Şimdilik bu kadar, teşekkürler.
Well, that's all we have for now.
Şimdilik elimizdekiler böyle.
I think that's all for now.
Sanırım şimdilik bu kadar.
Anyway, darling, that's all for now.
Her neyse, tatlım, şimdilik bu kadar.
That's all for now, thank you.
Şimdilik bu kadar, teşekkürler.
Well, now, that all depends on what a man's cut out for.
Her insan bir şeyler için biçilmiş kaftandır.
Now, don't overdo it but if you see that he's weakening in any way at all, ask for something. Make him feel wanted and important.
Abartmayın ama herhangi bir şekilde zayıf düştüğünü görürseniz bir şey isteyin, ona istendiğini ve önemli olduğunu hissettirin.
- That's all for now.
Şimdilik bu kadar.
Now, do you seriously expect me to sacrifice all of that for a-a- - A field worker, who walks in here and tells me that he's a doctor? !
Bütün bunları biri... tarlada ırgatlık yapan biri buraya gelip doktor olduğunu söyledi diye feda edeceğime gerçekten inanıyor musun?
Erik is all that's left for me in the world... and now he's gone.
Erik, benim dünyadaki her şeyim ve şimdi gitti.
All right, now it's time for that portion of our programme that we set aside for our guest performer.
Şimdi de sırada, konuk sanatçı için ayırdığımız özel bölüm var.
Well, that's all I've got to say for now.
Şimdilik, söyleyeceklerim bu kadar.
Now that I'm gonna be out there competing for all this high-end pussy, I gotta try to get this body in to some kind of fighting'shape.
Madem yüksek kalite amcık için yarışıyorum o halde, bu vücudu bir savaşçınınkine benzetmeyi denemeliyim..
Now that's all for now.
Yeter artık.
That's all for now. And children are delighted.
Sırım gibi dayanıklı atik ve atak, Krupp çeliği gibi sert olmalı!
Maybe it's all for the best, because now that you're here, maybe you'll stay.
Belki böylesi daha iyi. Burada olduğunuza göre belki kalmaya karar verirsiniz.
That's all the As. Now for the Bs.
O'A'harfi ile başlıyor.
And now we're all going to be wanted for murder, and that's you too, boy.
Şimdi cinayetten de aranacağız, buna sen de dahilsin evlat.
I said to myself "Man, he's askin'for it." I said "Now, Ralph, all you gotta do when we get out... is just sneak up behind him and just... tap him." "And then just claim that somebody jumped us from the bushes."
Dedim ki kendi kendime, "Oğlum Ralph, bu aranıyor arabadan çıktığımızda, tek yapman gereken arkadan sessizce yanaşıp, kafasına vurman ve sonra da çalılıkların arasından fırlayan birinin saldırdığını bildirmen."
Jim, when a young officer is exposed to unknown dangers for the first time, he's under tremendous emotional stress. Now, we all know that...
Genç bir subay bilinmeyen bir tehlike ile ilk kez karşılaştığında, çok büyük bir duygusal stres altındadır.
You loved her and you wanted her and you were willing to murder for her And now she's gone, and all that planning, all that sweat, and you wind up with nothing
Onu sevdin ve onun uğruna cinayet işledin, şimdi ise o yok, bütün o planlamalar, bütün o tatlı... ve elinde kalan bir şey yok.
That's all for now.
Şimdilik hepsi bu.
Now that we are all about to die, I ask you once again to accept this necklace and to wear it as a token of respect for the desperate wishes of your people and mine, for peace.
Hepimiz ölmek üzere olduğumuza göre, bu kolyeyi kabul etmenizi bir kez daha rica ediyorum, sizin ve benim halkımın umutsuz isteklerine duyduğunuz saygının bir ifadesi olarak, barış için.
You should be higher, but that's all we could do for you right now.
Daha yüksek sırada olmalısın ama şu an için senin için en iyisi bu.
WELL, THAT'S ALL FOR NOW, AND SO UNTIL NEXT WEEK...
Şimdilik bu kadar. Haftaya görüşene dek :
Well that's all for Attila the Bun, and now - idiots!
Çörek Attila'dan bu kadar. Şimdi de deliler.
I know you did what you thought was right for all of you... and that's what you're doing now.
Hepiniz için doğru olduğunu düşündüğün şeyi yaptιğιnι biliyorum. Şimdi de öyle yapιyorsun.
- All right, now, listen, Daisy, for God's sake, don't let on that you know that screwball hypnotist.
- Pekala, dinle şimdi Daisy. Tanrı aşkına, o kaçık hipnozcuyu tanıdığını sakın belli etme.
However, I'm afraid this little jaunt we've organized now... is going to change all that because, amongst other things... it's going to make it necessary for us to penetrate all the way to their main base.
Yine de, şimdi ayarladığımız bu küçük gezinin... tüm bunları değiştireceğini düşünüyorum çünkü diğer şeylerin yanında... bu bizim onların ana üssüne nüfuz etmemizi gerektirecek.
that's all 8171
that's all i got 169
that's all i wanted to say 33
that's all that matters 302
that's all i want 130
that's all right 2318
that's all i have to say 53
that's all i need 222
that's all it takes 78
that's all i can say 75
that's all i got 169
that's all i wanted to say 33
that's all that matters 302
that's all i want 130
that's all right 2318
that's all i have to say 53
that's all i need 222
that's all it takes 78
that's all i can say 75