That's all i'm asking for traduction Turc
56 traduction parallèle
That's all I'm asking for.
Senden tek istediğim bu ;
I'm only asking for a few hours, that's all.
Sadece birkaç saat daha istiyorum, o kadar.
And for all that I'm asking 25 sheep. It's a real bargain!
Ve tüm bunlar için sadece.... 25 tane koyun, pazarlık yapmamız dahi komik.
All I'm asking is for you to take one little idea that's in my mind and put it into their minds.
Senden tek istediğim benim aklımda olan küçük bir fikri... onların aklına sokabilmek.
Just one drink, that's all I'm asking for.
Sadece bir içki, Tek istediğim bu.
You're asking for bloody trouble mixing in with this lot. I don't reckon the lady's all that anxious to get in your wagon.
Bayanın arabanıza binmeye meraklı olmadığını görüyorum, bayım.
That's all I'm asking for.
Tek duymak istediğim buydu.
That's all I'm asking for.
Tüm istediğim bu. Lütfen?
All I'm asking is to talk to the boy, not for you, not for him, but for the baby that's about to be born.
Tek istediğim oğlanla konuşman, seni için değil, onun için değil, doğmak üzere olan bebek için.
That's all I'm asking for.
Tek istediğim bu.
That's all I'm asking for.
Tek istediğim bu!
I'm just asking you for a chance, that's all.
Sadece bir şans istiyorum, o kadar.
A couple of years, Jared. That's all I'm asking for.
Senden sadece birkaç yıl daha istiyorum.
'All the same, that's what I'm asking for now.
Yine de şimdi senden bunu istiyorum.
Please, that's all I'm asking for is just a little shade.
Lütfen. Tek istediğim, biraz gölge.
Decency, that's all I'm asking for.
Ahlak! Bütün istediğim bu.
Look, I needed money, that's all, you know, and you've been coming up with so much of it lately, I figured I'd keep asking and hope for the best.
Bak, paraya ihtiyacım vardı, hepsi bu ve son geldiğinde fazlasıyla geldin istemeye devam edince olacakları merak ettim.
Just give me one more chance, that's all I'm asking for.
Sadece bir kere daha şans ver, tüm istediğim bu.
That's all I'm asking for. What happened?
Tek istediğim bu.
No, man, I'm just asking for a little space for these boys, that's all.
Sadece bu çocukları biraz rahat bırakmanı söylüyorum.
That's all I'm asking for.
Tek istediğim buydu.
A kiss. That's all I'm asking for.
Sadece bir öpücük istiyorum.
A week and a crew - that's all I'm asking for.
Bir hafta ve adam, hepsi bu.
Give me Charlotte for 10 minutes. That's all I'm asking, 10 minutes.
Charlotte'u bana 10 dakikalığına verin.
Just give me two weeks. That's all I'm asking for.
Bana sadece iki hafta ver, tek isteğim bu.
I'm asking for a week, that's all.
Yalnızca bir hafta istiyorum.
That's all I'm asking for.
Tüm istediğim bu.
- That's all I'm asking for.
- Benim de istediğim buydu.
One last mission. That's all I'm asking for.
- Son bir görev.
That's all I'm asking for - - common courtesy!
Tek istediğim bu, biraz nezaket.
And I realized, while she was fussing with him, you know, taking off his bra, asking me to help knot his tie, that she had never once in all of my life stood up for anyone but him.
Yaygarayı koparırken, babamın sütyenini çıkarıyor, kravatını bağlamam için yardım istiyordu. O zaman farkına vardım. Hayatımda onun dışında birini savunduğunu asla görmedim.
Hey, that's all I'm fucking asking for.
Hey, tek istediğim zaten buydu.
Alright, that's all I'm asking. For me. Baby stuff, talk okay.
Fazla bir şey istemiyorum.
From what I'm told, that's all anyone's asking for.
Herkes bu yaşam biçimine devam etmek istiyor.
That's all I'm asking you. Can you please do that for me?
Bunu benim için yapar mısın lütfen?
I'm just asking for the police report, that's all.
Yalnızca bir polis raporu istiyorum, hepsi bu.
20 minutes. That's all I'm asking for.
Senden istediğim bu kadar.
I'm just asking for a little consideration, that's all.
Sadece biraz düşünceli olmasını istiyorum.
Now, that's all I'm asking for, is for the people of this country to be given a choice.
Bu ülkenin insanlarına bir seçim hakkı verilmesi.
Okay, I'm just asking for an assignment, that's all.
Tamam, sadece bir görev istiyorum o kadar.
You're asking the right questions, Skye, but for now, that's all you get to do. I'm sorry.
Doğru soruları soruyorsun Skye ama şimdilik elde edeceklerin bu kadar.
No, that's all right, it's cos I'm asking for His help.
Ondan yardım istediğim için pek sorun değil.
That I'm in my ex-wife's ex-husband's office and asking for a fucking favor and all he's doing is busting my balls.
İşim düştüğü için eski karımın eski kocasının ofisine gelmek. Onun tek yaptığı ise benimle taşak geçmek.
Well, that's all I'm asking for.
İşte tüm istediğim buydu.
That's all I'm asking for.
Daha baska bir sey istemiyorum.
One hour, that's all I'm asking for.
Bir saat, istediğim buydu.
That's all I'm asking for. I have very low expectations of you.
Tek istediğim bu inan başka bir şey istemiyorum.
You'd have a record of where they went, and that's all I'm asking for.
Nereye gittiklerini dair bir kayıt varsa, sadece onu istiyorum.
We can talk about a goddamn horse, that's all I'm asking for, something just as tiny as that.
Lanet olası o at hakkında konuşmak senden tek isteğim bu, bunun gibi ufak şeyler.
I'm asking you, please do what's right for your people, our people, so that we can all take our rightful place on the ground.
Rica ediyorum halkınız için, halkımız için doğru olanı yapın ve biz de yeryüzündeki hakkımız olan yerimizi alalım.
For me, that's all I'm asking.
İstediğim tek şey, ağrının azalması.