That's good enough for me traduction Turc
307 traduction parallèle
And That's Good Enough For Me.
St Gavan Hastanesi
- That's good enough for me.
- Anladım.
That's good enough for me.
Bu, benim için yeterli.
- That's good enough for me.
- Bana uyar.
It's just that he doesn't seem to think anybody's good enough for me.
Kimsenin benim için yeteri kadar iyi olmadığını düşünüyor.
That's good enough for me, sport.
Simdilik bu kadar hayatim.
That's good enough for me.
Bu bana yetiyor da artıyor bile.
But I won't, because there's at least one person who wants me here and that's good enough for me.
Ama gitmem, çünkü burada beni isteyen en azından bir kişi var ve bu benim için yeterli.
- That's good enough for me.
- Bana göre yeterli.
- Boy, that's good enough for me.
- Bu kadarı bana yeter.
That's good enough for me.
Bu bana yeter.
That's good enough for me.
Bu benim için yeterince iyi.
That's good enough for me, Mr. Horgan.
Benim için uygun, Bay Horgan.
I know she's my angel, that's good enough for me.
Benim meleğim olduğunu biliyorum, bu bana yeterli.
That's good enough for me.
Nasıl istersen.
That's good enough for me.
Bu benim için yeterli.
As long as Ben Smith goes along, that's good enough for me.
Ben Smith'le anlaşmanız, benim için yeterli demektir.
If you say it can be done, that's good enough for me.
Eğer siz yapılabilir diyorsanız, bu benim için yeterlidir.
That's good enough for me.
Bana uyar.
That's good enough for me.
İşte sana güzel bir tüyo, Art.
♪ It was good for old Jonah ♪ And it's good enough for me ♪ Gimme that old-time religion Gimme that old-time religion
TANRI MATT BRADY'İ KORUSUN... KAFETERYA CENNETE LAYIK YEMEKLER
♪ Gimme that old-time religion It's good enough for me
Bana o eski dinimi verin O bana yeter
Well, Herbert, you certainly have convinced Katie, and that's good enough for me.
Katie'yi ikna etmişsin. Benim için yeterli.
That's good enough for me.
Bu kadarı bana yeter.
That's good enough for me. You've been a lot of help.
Bu benim için yeterli.Oldukça yardımcı oldun.
That's good enough for me!
- İşte bu bana yeter!
That's good enough for me
Benim için yeterince iyi
That's good enough for me
Benim için yeterince
That's good enough for me You heard me say it now
Benim için yeterince iyi Dediğimi duydunuz
That's good enough for me...
Bu benim için yeter...
( Judge ) Well, that's fair and square and good enough for me.
Burada bir haksızlık yok. Kararı kabul ediyorum.
If Mackenna's gonna take a chance with you that's good enough for me.
Madem Mackenna seninle gitmeyi göze alıyor... bu benim için yeterli.
Anderson says you're clean, and that's good enough for me.
Anderson senin temiz olduğunu söyledi, bu benim için yeterli bir cevap.
Anderson says you're clean, and that's good enough for me, Arnie.
Anderson senin temiz olduğunu söyledi, bu benim için yeterli bir cevap, Arnie.
BUT HE GAVE ME HIS WORD THAT IT WAS THE CASE AND THAT'S GOOD ENOUGH FOR ME WITH OLD DINSY.
Ama durumun bu olduğuna yemin etti ve bizim Dinsy söz konusu olunca bu bana yeter.
That's good enough for me.
Bu da bana yeter.
Because the guys there do not earn enough money to happen to meet me and that's good enough for me.
Çünkü, oradaki adamlar benimle tanışabilmek için yeterince para kazanamıyorlar ve bu benim için yeterli.
They think we are friends for me that's not enough, just let me be in love tonight Good?
Bizi arkadaş sanıyorlar ama bu yeterli değil Bırak da bu gece aşık olayım İyi mi?
Hagedorn says you've got them, that's good enough for me.
Hagedorn senin aldığını söylüyor, bu benim için yeterli.
that's good enough for me.
Bu benim için yeterli.
– That's good enough for me, sir.
Bu benim için yeterli, efendim.
Hit the beach, eat well that's good enough for me
Plaja gider, güzel bir şeyler yeriz. Benim için en güzeli bu.
That's good enough for me
Benim için yeterli.
Well, if Walker says you're all right, that's good enough for me.
Walker sizin için tamamdır diyorsa, bana bu kadarı yeter.
That's a good enough reason for me.
Benim için yeterli sebep.
That's good enough for me!
Pekâlâ bu benim için yeterlidir!
As a doctor, you're bound by a vow of confidentiality and that's good enough for me.
Bir doktor olarak gizlilik yeminin var.
Well, if you say so, that's good enough for me.
Öyle diyorsan, benim açımdan yeterli.
Okay, that's good enough for me.
Tamam, bu kadarı da bana yeter.
And that's good enough for me.
Ve bu, benim için yeterli.
- That's good enough for me.
- Bu benim için yeterli. - Benim için de.