That's my best friend traduction Turc
264 traduction parallèle
O, coward that I am, to live so long to see my best friend taken before my face.
Ne alçak adammışım ben! Burnumun ucunda en iyi dostumu esir ediyorlar, ben hâlâ yaşıyorum burada.
That's Christine, my best friend.
Bu Christine, en iyi arkadaşım.
And Bobby, my best friend, changed in four months, and that's what convinced me.
En yakın arkadaşım Bobby de dört ayda değişince ikna oldum.
That's my best friend.
Bu benim en iyi arkadaşım!
That's my best friend.
En yakın arkadaşımdır.
This is Chris Parker and that's my best friend, Daryl Coopersmith.
Bu Chris Parker ve bu da en iyi arkadaşım Daryl Coopersmith.
That's Lafarge, my best friend.
Lafarge adı, en iyi dostum.
That's my best friend!
O benim dostum!
Now, look, Jim, if that's the best you can do for a lifetime friend someone who never told the police what your catch of the day really is then you can take my insurance and stuff it.
Bak Jim, kadim bir dosta ancak bu kadarını yapabiliyorsan o dost ki senin günlük avının nereden geldiğini polise bir gün olsun söylememiş, o zaman benim sigortamı al ve ne halin varsa gör derim.
I don't like it that my wife's best friend is a transvestite...
Karımın en iyi arkadaşlarını sevmiyorum... üstelik travesti.
Stole my best friend's girl. He says I'd do that to him.
En iyi dostumun sevgilisini çaldığımı sanıyor.
Having feelings like that for my best friend's wife, and then later, after the accident I promised myself that I would never tell you how I felt.
En iyi arkadaşımın karısına, hisler beslemek, Ve dahası kazadan sonra... Hissettiklerimi sana söylemeyeceğime, kendime söz verdim.
That's my brother... and his best friend, Blacky.
Bu benim kardeşim... ve en iyi arkadaşı, Blacky.
She was my best friend... or at least that's what I thought.
Benim en iyi arkadaşımdı- - ya da ben öyle düşünüyordum.
What the hell is that? It's my dog, my new best friend.
Köpeğim yeni arkadaşım.
That's enough talk about my best friend. I'd like to get some sleep, please.
Eğer en iyi arkadaşım hakkında bu kadar konuşmak yeterliyse, biraz uyumak istiyorum...
No, Rahul. Actually, that boy isn't just the one I love... but he's also my best friend.
Hayır Rahul aslında o genç sadece sevdiğim kişi değil...
And that makes you my new best friend.
Dolayısıyla sen artık benim en iyi arkadaşımsın.
Buffy, I love Willow and she's my best friend,..... which makes her not the kind of girl who I think about her lips that much.
Buffy, Willow'u severim. O benim en iyi arkadaşım. Bu da onu..... dudaklarını pek düşünmediğim türde bir kız yapıyor.
- That's my best friend!
- O benim en yakın arkadaşım!
You're not going to blow up anything,'cause my best friend's on that ship.
Hiçbir şeyi havaya uçurmuyorsunuz. Çünkü en iyi arkadaşım bu gemide.
That's my best friend's mother he's talking about.
- Hakkında konuştuğu kişi, en iyi arkadaşımın annesi.
It bothers me that my best friend won't be at my daughter's wedding.
En yakın arkadaşımın, kızımın düğününe gelemeyecek olması hiç hoşuma gitmiyor.
Buffy, that is my best friend, you need to think about not-Parker.
Buffy, en iyi dostumsun. Parker'ı düşünmeyi bırakmalısın.
No, I didn't think of that, okay? My best friend's in the middle of a huge personal crisis.
En iyi dostum büyük bir kişisel kriz yaşıyordu.
My whole life he's been trying to be my best friend. He's like those little fish that glom onto the bigger fish.
Daha büyük balıkları altına yapışan küçük balıklar gibi.
So now I'm s- - I'm so lonely and pathetic that I can't even handle the fact that my best friend is seeing someone?
En yakın arkadaşının biriyle görüşmesini hazmedemeyen yanlız ve zavallı birimiyim ben?
That's when I lost my best friend Izzy... and found Eloise.
En iyi dostum izzy'yi kaybettikten sonra ve Eloise'i bulduktan sonra.
It's not every day ofthe week that I sleep with my best friend.
Haftanın her günü en iyi arkadaşımla yatmıyorum.
Funnily enough, you were hardly mentioned all evening... other than discussing the fact that I was turkey-basted by my gay best friend.
Bana, bana, bana. Bütün gece senden hemen hemen hiç bahsetmedik. En iyi homo arkadaşımın beni zil zurna sarhoş etmesi dışında.
Do you know that my best friend once said that if you were any handsomer, it would be a crime.
En iyi arkadaşım bir defasında demişti ki daha yakışıklı olsaydın, bu suç olurdu.
She's my very best friend, and that's why I mind vexing her.
Oh, o benim en yakın arkadaşım. Bu yüzden onu kızdırmak istemiyorum.
It's weird that my best friend's boy friend calls me at night.
En iyi arkadaşımın erkek arkadaşının gece yarısı araması garip bir durum. - Tiina'yla birlikte değilim.
No, it's not. It's my best friend's birthday, and that horrible waiter has just... he's ruined our entire evening.
Hayır, en iyi arkadaşımın doğum günü, şu rezil garson bütün eğlenceyi mahvetti.
- And that's my best friend Tuna.
- Ve bu da en iyi arkadaşım Tuna.
- That's my best friend's name.
Bu, benim en yakın arkadaşımın ismi.
I really wouldn't mind having my best friend around right now, being that it's the most important time of my life.
Yanimda su an en iyi arkadasimin olmasini cok isterdim. Hayatimin en onemli günü oldugunu düsünürsek.
Today, I had to call my best friend's widow and inform her that her only child was dead.
Bugün en iyi arkadaşımın dul eşini aradım ve tek çocuğunun öldüğünü haber verdim.
Because that girl might come off like she's all strong and over it... but she's fragile and she's my best friend.
Çünkü o kız çok güçlü ve üstesinden gelmiş gibi görünebilir ama çok hassas. Ve benim en yakın dostum.
- That's my best friend Julian
Bu benim en yakın dostum Julian.
Look, I realize that using the tissue from aborted fetuses for research is a touchy subject, but all I know is that, if there is a chance, a chance, that stem cell research could save my best friend's life, well...
Ceninden alınan dokunun araştırmada kullanılması hoş değil, ama... Tek bildiğim eğer bir şans varsa o da kök hücre.
That my father's girlfriend gave me Suddenly my father's best friend, This big man alfred, comes up from behind,
Birden babamın en iyi arkadaşı, iriyarı olan Alfred, arkamdan yaklaşıp yeni külotumu indiriyor, kalkık büyük penisini kukuma sokuyor.
That's a hard one. He was my best friend.
En zoru bu, en iyi arkadaşımdı.
If there is something wrong with me that I don't know about, then you owe it to me as my best friend to tell me!
Eğer bende yanlış olan şeyler varsa, en iyi arkadaşım olarak bunları bana söylemekle yükümlüsün!
I'm calling a boyfriend a guy that I never even went out on a date with, and that my own best friend doesn't even remember, which is not your fault because there's nothing to remember.
Hayatım ne kadar rezil gördün mü? Hiç çıkamadığım bir çocuğa sevgilim diyorum ve en yakın arkadaşım bile bunu hatırlamıyor çünkü hatırlanacak bir şey yok. - Peki, ne yapacaksın?
Oh, that's true. And thanks to you, I've got my husband and my best friend.
Sayende hem kocam hem de en iyi dostumu-buldum.
Cos that's my best friend.
O benim en iyi arkadaşım.
My friend paula's been to 40 shrinks... although I guess that's not the best endorsement for them.
Arkadaşım Paula 40 küsur doktora gitti. Ama sanırım bu, iyi oldukları anlamına gelmez.
I know that this is sudden and not the way we thought it was gonna be but you are my best friend and you will be thrilled for me
Bunun acele ve olacağını düşündüğümüz gibi olmadığını biliyorum, ama sen benim en iyi arkadaşımsın, ve benim için sevinçli olacaksın. - Bırakır mısın...
Oh, that's my best friend Matt.
Oh, o benim arkadaşım Matt.
You forgot the best part how you asked me to run away with you and that I turned you down because I love my husband and your wife's my friend.
En iyi kısmı unuttun : NasıI seninle kaçmamı istediğini ve seni reddettiğimi. Kocamı sevdiğim ve karın arkadaşım olduğu için.
that's my boy 361
that's my girl 410
that's my sister 96
that's my baby 48
that's my man 51
that's my line 54
that's my husband 82
that's my boss 25
that's my mom 88
that's my brother 107
that's my girl 410
that's my sister 96
that's my baby 48
that's my man 51
that's my line 54
that's my husband 82
that's my boss 25
that's my mom 88
that's my brother 107