That's not a good idea traduction Turc
544 traduction parallèle
Maybe that's not such a good idea, to say you haven't any information.
Belki de bilmediğini söylemek iyi bir fikir olmayabilir.
That's a good idea, not that I'm tired. I'm as fresh as a daisy.
Bu iyi bir fikir ama yorulduğumdan değil, papatya kadar taze ve diriyim.
That's not a good idea.
Bu iyi bir fikir değiI.
( Walt ) No, no, that's not a good idea.
Hayır, hayır, bu iyi bir fikir değil.
That's not a good idea.
İyi bir fikir değil.
We limit ourselves to distribute it pamphlets on the German people, saying that it was not good idea to go for the war, that it was a penalty to have done and that perhaps we could arrive at the peace.
Savaş namına yapılan tek şey, Almanlar'ın üzerine savaşın kötü bir fikir olduğuna, bunu başlatmakla iyi birşey yapmadıklarına ama yinede bir barış umudu olduğuna dair propaganda broşürleri atmaktı.
That's not a good idea.
Bu iyi bir fikir değil.
Oh, I think that's n-not a good idea.
Babamla, Senato'da olmasındansa mahkemede olması daha iyidir.
Dorrie, that's not a good idea. You know, you can't just go on and off it like that.
Dorrie, öyle bir bırakıp bir başlayamazsın.
That's not a good idea. I'm no botanist, but the fruit here has an unusual look.
İyi bir fikir olduğunu sanmıyorum. Botanikçi değilim, ama burda ki meyveler garip görünüyorlar.
You know, Rose, I've been thinking... But then again... maybe it's not a good idea - that you get a gun...
Rose, düşünüyordum da sana silah vermek iyi bir fikir olmayabilir...
R2, I'm not sure that's such a good idea.
Bunun pek de iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum R2.
It's not a good idea that you drive.
Traktör kullanmasanız iyi olur.
That's not a good idea!
Bu iyi bir fikir değil!
That match's not a good idea, Jaromir!
O kibrit hiç iyi bir fikir değil, Jaromir!
- I do not think that's a good idea.
- Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.
That's not a good idea, Dex.
- Bu iyi bir fikir değil, Dex.
That's not a good idea.
Bu iyi fikir değil.
I said, "Dad, that's not a good idea", because you don't have... the... "experience."
Ona dedim ki "Baba, bu iyi bir fikir değil çünkü yeterli deneyime... sahip değilsin."
I'm not sure that's a good idea just yet, Dad.
Bunun şu an iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum, baba.
- That's not a good idea. - Why?
- İyi bir fikir değil.
No, that's not a good idea.
Hayır, o pek iyi bir fikir değil.
Oh, it's really not a good idea that you see him, definitely not alone.
Onu görmen pek iyi bir fikir değil özellikle de tek başına.
I'm not sure that's such a good idea.
Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.
Hey, Johnny, that's not a good idea.
Hey, Johnny, bu iyi bir fiıkir değil.
That's not a very good idea.
Bu çok iyi bir fikir değil.
- That's not a good idea.
- Bu iyi bir fikir değil.
That's not a good idea.
Önemi bir şey yok. Bu iyi bir fikir değil.
- That's not such a good idea.
- Bu pek iyi bir fikir değil.
This is the first time the O'Haras have ever been over for dinner and I think, maybe, it's not such a good idea that, you know, they think this kind of thing happens all the time.
O'Hara'lar evimize ilk kez yemeğe geldi ve bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum, bunu her zaman yaptığını düşünecekler.
Mr Conlon, that's not a good idea.
Bay Conlon, Bu sakinçali olur,
Well, can I meet her, her family? That's not a good idea.
Peki ailesiyle tanışmamın mahsuru var mı?
That's not what I was gonna say, but it's a good idea.
Söyleyeceğim bu değildi, ama bu da iyi fikir.
That's not a good idea, sir.
Bu iyi fikir değil, efendim.
- I'm not sure that's a good idea.
- Bunun iyi fikir olduğunu sanmıyorum.
Good idea. - Well, that's not a bad idea.
- Fena fikir değil.
No, that's not such a good idea - Don't call him
- Bu iyi bir fikir değil.
- Mom, that's really not a good idea.
- Anne, bu o kadar iyi bir fikir değil.
- That's not a good idea.
Şu anda bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.
That's not a good idea.
Kötü fikir.
- Why not? That's a good idea.
- Nedenmiş, harika bir fikir.
That's not a good idea.
O iyi bir fikir değil.
- That's not a good idea.
- Bu pek iyi bir fikir değil efendim.
It's not a good idea to be looking... at Mr. Doyle's girl that way.
Bay Doyle'un kadınına öyle bakmak... hiç de doğru bir şey değil.
Sitting out here in the open might not be a good idea... for a fella that's got as many enemies as you got.
Senin gibi çok düşmanı olan birinin öyle dışarıda oturması... göründüğü kadar iyi bir fikir olmayabilir.
That's not a good idea, Hope.
- Bu iyi bir fikir değil Hope.
I don't... I don't think that's such a good idea. Why not?
- Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum
No, I'm sorry, Mr. Barret. That's not such a good idea.
Affedersiniz Bay Berret ama bu iyi bir fikir değil.
No, no, no. That's not a good idea.
Hayır yapmayın.
No, that's not a good idea.
Hayır, bu iyi bir fikir değil.
Murderers guarding murderers... That's not a good idea.
Katiller katillere muhafızlık ediyor... bu iyi bir fikir değil.