That's not how it works traduction Turc
374 traduction parallèle
It's not how a man looks... It's how his mind works that makes him a killer.
İnsanın nasıl göründüğü değil kafasının nasıl çalıştığı onu katil yapar.
That's not how it works.
İşler öyle yürümüyor işte.
No, that's not how it usually works.
Hayır, işler genelde bu şekilde yürümez.
That's not how it works.
Öyle yürümüyor işte.
That's not how it works.
Bu şekilde olmaz.
That's not quite how it works, Mrs. Bundy.
Bu işler, böyle olamıyor, Bayan Bundy.
- That's not how it works.
- Öyle olmaz ama.
But now I've got to stop for a minute... because no matter how we humans like to think we control things... that's not how it works.
Fakat şimdi bir dakika için durmam gerekti çünkü ne olursa olsun biz insanlar her şeyi kontrol ettiğimizi düşünüyoruz ve bu her zaman işlemiyor.
That's not how it works.
- Senin için önemli haberlerim var, zeki çocuk.
Only that's not how it works.
Ama işler öyle değil.
That's not how it works.
Bu işler böyle yürümez.
That's not how it works.
Bu işler böyle yürümez Joe.
- Well, D'Argo, that's not how it works. Paper beats rock.
Hayır, hepsi geçti.
First, that's not how it works and second, Layla was well liked.
Birincisi, bu işler böyle olmuyor. İkincisi, Layla çok sevilirdi.
No, that's not how it works.
Bu iş bu şekilde yürümez.
That's not how it works.
Bu hiçbir işe yaramaz.
D'Argo, that's not how it works.
D'Argo, öyle değil işte.
That's not how it works.
Bu, bu şekilde işe yaramaz.
- That's not how it works.
- Böyle olmaz, biliyorsun.
But, Mick, that's not how it works, is it?
Mick, bu iş öyle olmuyor.
- That's not how it works.
- O şekilde olmuyor. Sen de biliyorsun.
- That's not how it works.
- Virüs bu şekilde çalışmıyor.
That's not how it works.
O şekilde olmuyor.
- That's not how it works.
- Öyle olmuyor.
Yeah, but that's not how it works...'cause you know a man's actions always have their consequences.
Ama işler böyle yürümüyor. Çünkü hayatta her şeyin bir bedeli var.
Actually, that's not how it works.
Aslında, işler böyle yürümüyor.
But that's not how it works, right?
Fakat böyle olmuyor, değil mi?
That's not how it works. - Yoka...
İşler böyle yürümez.
- That's not how it works.
- İşler öyle olmuyor. Bu bekarlığa veda partisinde damat olma şansı ve sen önümüzdeki Cumartesi evlenmek zorunda değilsin. Dur.
I'm not sure that's how it works.
Bu işlerin nasıl yürüdüğünden emin değilim.
That's not how it works.
Böyle olmaz.
That's not how it works.
Hayır, böyle yürümez.
That's not how it works.
İşler böyle yürümüyor.
That's not how it works.
Bu iş böyle yürümez.
- Well, that's not quite how it works.
- O şekilde yapmıyoruz.
That's not really how it works.
Öyle olmuyor.
No, but you shouldn't be hopscotching around town... trying to get the baby out. - That's not how it works.
Hayır, ama bebeği dışarı çıkaracağım diye seksek oynamana gerek yok.
That's not how it works.
Bu iş böyle gitmiyor.
That's not always how it works.
- İşler hep böyle yürümez.
Sorry, but... that's not how it works.
Üzgünüm, ama bu şekilde yürümez.
That's not how it works.
Kazın ayağı öyle değil.
I'll ask her. It is not for her to say, I mean that is how the agency works.
Onun söz söyleme yetkisi yok, yani ajans böyle çalışır.
That's not how it works, That's not how it was designed.
İşler böyle yürümüyor. Tasarımı böyle yapılmadı.
- That's not how it works, Phoebe.
- Bu Phoebe, nasıl çalıştığını değil.
That's not how it works. So, what?
Öyle olmuyor işte.
If you're a psychic, why do you have to count it? - That's not how it works.
Medyumsanız niye sayma gereği duyuyorsunuz?
Mitch, you goofball, that's not how it works.
Mitch, seni samankafa, o şekilde olmaz.
No, you can't say three. That's not how it works.
Hayır üç diyemezsin, öyle olmaz o.
Consider it a severance package. That's not how our arrangement works.
Anlaşmamız böyle işlemiyor.
That's not how it works, Michael.
Maalesef parayı öyle hemen almıyorum, Michael.
- No. That's not how it works.
İşler bu şekilde yürümüyor.