That's not true at all traduction Turc
63 traduction parallèle
That's not true at all.
Bu kesinlikle doğru değil.
That's not true at all.
Doğru değil.
That's not true at all.
Kesinlikle doğru değil.
THAT'S NOT TRUE AT ALL.
Hiç de bile doğru değil.
That's not true at all.
Hiç doğru değil.
See, that's not true at all.
Hepsi doğru değil.
That's not true at all. I've been involved in Kurdish support groups for years. That's...
Dil kuramcısı ve politik aktivist Noam Chomsky'nin sıradışı bir kariyeri var.
- That's not true at all.
- Bu kesinlikle doğru değil.
But some experts say that the singing of an emotionless computer is nothing more than a type of narcotic. That's not true at all
Ama eleştirmenler onun duygusuz sesinin bir aldatmaca olduğunu söylüyorlar.
That's not true at all. Silence, Gauls.
Susun Galyalılar!
It seems she's not well at all. Is that true?
Duyduğuma göre hiç iyi değilmiş, bu doğru mu?
That's not true, officers, we said they could leave at any time. All right, let me see if I got this straight.
O zaman al sana bir atraksiyon daha.
That's not true at all
Bu düşünce tarzı pek doğru değil.
- That's not true at all!
Yanılıyorsun, kesinlikle yanılıyorsun.
That's not true at all.
- Bu kesinlikle doğru değil.
That's not true at all!
Bu doğru değil.
That's not true at all. - Mmm?
Yok öyle bir şey.
That's not true at all and you know it.
Bu kesinlikle doğru değil ve bunu sen de biliyorsun.
That's not true at all.
Bu doğru değil.
If that's true, maybe he's not leaving town at all.
Eğer durum bu ise tabi, belki de şehri terketmiyordur. Öyle düşünmemizi istiyordur.
That's not true at all.
Hiç de doğru değil.
That's not true at all.
Bu hiç doğru değil.
- That's not true at all.
- Bu tamamen doğru değil.
L... That's not true at all.
Bu hiç doğru değil.
- That's not true at all. - He can't read...
Bu doğru değil!
That's not true at all.
Hayır, bu doğru değil.
That's not true at all.
Bu tam olarak doğru değil.
But that's not true at all, is it?
Ama bu doğru değil, değil mi?
- That's not true at all.
- Bu hiç doğru değil.
Well, geez, that's not true at all.
Tanrım, bu doğru değil.
At the end of the day, all that matters is results. That's not true.
Günün sonunda önemli olan tek şey sonuçtur.
That's not true at all.
Bu hiç de doğru değil.
That's not true at all.
Bunların hiçbiri doğru değil.
- That's not true at all.
- Bu doğru değil.
That's not true, at all.
Bu doğru değil.
Dad, the cute girl at the grocery store told me that all this stuff about the end of the world is a fallacy, and fallacy doesn't mean "penis," it means "not true."
Baba, marketteki hoş kız dedi ki ; dünyanın sonuyla ilgili şeylerin hepsi sallamaymış ve sallamanın penisle ilgisi yok, doğru değil demek. Dikkat et.
No, I... Now, that's fairly rude and not true at all.
Çok kabasın ve bu hiç de doğru değil.
- Yes, that's not true at all.
- Evet, bizle alakası yok.
Actually, that's not true at all.
Aslında, hepsi yanlış.
- That's not true at all. - It is true.
- Hiç doğru değil - hayır doğru
Maybe I'm just good at shit, okay? We all know that's not true.
Belki de sadece iyi saçmalıyorumdur tamam mı?
That's not true at all.
Hem de hiç doğru değil.
Jake, that's not true at all.
Jake, aslında öyle değil.
That's not true at all.
Hiç alakası yok.
All I know about that settlement is that you stuck it to us because you saw the chance to get back at us for firing you. Mike, that's not true.
O anlaşma hakkında tek bildiğim şey kovulmanın intikamını almak için bunu bir şans olarak görmen.
That's just not at all true.
Bu hiç doğru değil.
That's not true at all.
Kesinlikle öyle değil.
Okay, that's not true at all.
Tamam, bunun doğruluk payı sıfır.
- That's not true at all.
- Hiç de doğru değil.
That's not true at all.
Alakasi yok.
That's not true at all.
- Kesinlikle değildim.