That's what i thought at first traduction Turc
60 traduction parallèle
Yes... that's what I thought.... at first.
Evet... ama düşünüyorum da.... bir kez.
Yeah, that's what i thought too at first.
Evet, başta ben de böyle düşünmüştüm
- That's exactly what I thought at first.
- En başta ben de öyle düşünmüştüm.
Well, that's what I thought at first.
- Benim de aklıma ilk bu soru geldi.
That's what I thought it was at first, too, but it turned out to be a vitamin deficiency.
- Bende ilk öyle düşünmüştüm, Ama sonra vitamin eksikliği olduğu ortaya çıktı.
That's what I thought at first but then I heard some of the other freshmen complaining about the same thing.
Ben de başta öyle sandım ama sonra başka çaylaklardan da aynı yakınmaları duydum.
See, that's what I thought at first, but then...
Ben de önce öyle zannettim ama sonra...
Yeah, that's what I thought at first.
Evet, benimde ilk düşündüğüm şey buydu.
- That's what I thought at first.
- ben de ilk başta öyle düşündüm.
[Laughs] That's what I thought at first.
Ben de ilk seferde öyle düşündüm.
Sir, that's what I thought at first
Efendim, başlangıçta ben de böyle düşündüm.
That's what I thought too, at first.
Ben de ilk böyle sandım.
- That's what I thought, too, at first.
Başta ben de öyle sanmıştım.
That's what I thought at first.
- Başta ben de öyle sandım.
That's what I thought at first, but I think it might be something else.
Evet, ilk başta ben de böyle düşündüm. Ama bence başka bir şey olabilir.
That's what I thought at first, too, but I forgot to factor in the phone line.
Başta ben de öyle sandım. Ama telefon hattı faktörünü unuttum.
- See, that's what I thought at first, but the syntax is more complex than that.
Önce ben de öyle sandım. Ama bunun dili daha karmaşık.
Well, that's what I thought at first, but the wound was ragged, not smooth.
İlkin ben de öyle düşünmüştüm.
At first, I thought he molded a duplicate of his finger, but... it's a guard's finger. / That's what I love about, you, Gibbs.
Önce kendi parmağının kopyasını yaptı sandım ama... - Gardiyanın parmağınınkini yaptı. - İşte seni bu yüzden seviyorum Gibbs.
- Well, that's what I thought at first. But around the time of my 20th birthday I started having nightmares.
- İlk başta ben de öyle düşünmüştüm, ama 20nci yaş günümden sonra kabuslar görmeye başladım.
I thought it was at first, but that's what was throwing me.
Başta öyle sanmıştım ama beni şaşırtan şey de buydu.
That's what I thought, at first.
Ben de ilk başta öyle düşünmüştüm.
Actually, that's what I thought at first, as well.
Aslında ilk başta düşündüğüm buydu
That's what I thought at first.
İIk önce ben de öyle düşündüm.
Well, that's what I thought at first, then I discovered he has a greater weakness.
İlk başta bende öyle düşündüm ama.. ... sonra daha büyük bir zaafını keşfettim.
That's what i thought at first, but this was pure. Not what you'd expect from a homemade cocktail.
Bende ilk önce öyle düşündüm fakat bu madde, ev yapımı bir bileşikten beklenemeyecek kadar saf.
I mean, I thought about it at first, but then years went by and I just believed what everyone else believed. - Tony? - That she was Keith's.
Başta düşündüm ama yıllar geçti ve ben de herkesin inandığına inandım.
- Yeah, that's what I thought at first, and then I realized that's stupid.
Ama sonradan bunun ne kadar aptalca olduğunu fark ettim.
That's what I thought at first but take a look at this
Başta ben de öyle düşünmüştüm. Ama bir de şuna bak.
That's what I thought at first.
İlk başta ben de öyle düşündüm.
That's what I thought at first.
Başta ben de öyle sandım.
That's what I thought at first.
Ben de başta öyle düşünmüştüm.
Well, that's what i thought at first.
İlk başta ben de bunu düşündüm.
that's what I thought at first, too- - about the rain.
- İyi olacaksın. - İlk başta ben de yağmur hakkında öyle düşündüm.
Well, that's what I thought at first too, but the wiretaps are on Eli's phone.
Ben de başta öyle sanmıştım. Ama Eli'ın telefonu dinleniyor.
That's what I thought at first.
İlk başta ben de öyle sandım.
That's what I thought at first.
Ben de önceleri öyle düşünüyordum.
That's what I thought at first, but...
Ben de ilk başta böyle düşündüm ama...
That's what I thought at first, too, but check this out.
Başta ben de öyle düşünmüştüm ama şuna bir bak.
That's what I thought at first, too.
Başta ben de öyle düşündüm.
No, that's what I thought at first. But he isn't a footman now. He's a soldier.
Hayır, ben de başta böyle düşünmüştüm ama o artık bir uşak değil, asker.
That's what I thought at first.
İlk baş ben de öyle sandım.
That's what I thought at first, but here it is again, slowed by a factor of 40.
İlkin ben de öyle düşündüm fakat 40 birim yavaşlatıp oynatınca yeniden izle bak.
That's what I thought at first, but he confessed.
Ben de başta öyle düşündüm ama itiraf etmiş.
That's what I thought at first, but these black arrows aren't consistent with his M.O.
Başta ben de öyle düşündüm ama bu siyah oklar onun tarzı değil.
Yeah, well, that's what I thought at first, too, but then I found remains of explosive material in the debris.
Ben de ilk öyle düşündüm ama yıkıntıda patlayıcı maddeler buldum.
That's what I thought at first.
Ben de ilk başta öyle sandım.
Yes, that's what I thought at first, but, uh... silly old fool is claiming he's in love with her.
Başta ben de öyle düşünmüştüm ama ihtiyar salak kocam ona aşık olduğunu iddia ediyor.
You know, that's what I thought at first.
Ben de ilk başta bunu düşünmüştüm.
That's what I thought at first, but we spoke tonight to the maitre d'at the hotel where the Henley heat of the contest was held.
Ben de baştan öyle düşündüm ama bu akşam otelin başgarsonuyla konuştuk. Henley yerel elemelerinin yapıldığı otel.
Well, that's what I thought at first, but it's a conduction gel, for use with a defibrillator.
- İlk başta bende öyle düşünmüştüm, ama bu defibrilatörle birlikte kullanılan iletim jeli.