That's what you are traduction Turc
2,587 traduction parallèle
Well, that's just what Minnesota guys are like- - strong, silent, you know, man's man.
Pekala, tam bir Minnesota erkeği gibi- - güçlü, sessiz, bilirsin, adam bir adam.
ã Take it like a man, baby, if that's what you are... ã ã 25 years and my life is still ã Trying to get up that great big hill of hope... ã ã Moving on up, moving on out
Erkek gibi davran, bebeğim, eğer olduğun şey buysa... 25 yıl ve hayatım hala... Çıkmaya çalışıyorum o büyük umut tepesini... Yukarı çık, dışarı çık
'Cause that's what you are, right?
Çünkü öylesin, değil mi?
These boots are made for walking and that's just what they'll do one of these days these boots are gonna walk all over you.
Kırmızıyı sola giyin.
There's a fat, rich tobacco executive thinking what a fool you are, every time you breathe that smoke, laughing at you, with his fat jowls wobbling with glee.
Şişman, zengin bir tütün işletmesi sahibi ne kadar aptal olduğunu düşünüyor. O dumanı içine çektiğin her sefer de sarkmış gıdısını neşeyle sallayarak sana gülüyor.
I'm gonna expose everything that's going on here - what you guys are doing to the patients and what you did to Vera.
Burada olan her şeyi açığa çıkaracağım... Hastalara yaptıklarınızı ve Vera'ya yaptığınızı anlatacağım.
Few dozen are more alike - so funny... so is that what you got to challenge my many and varied skills?
- Birkaç düzine desen daha doğru. - Çok komik. Çok sayıdaki becerilerimi bununla mı sınayacaksın?
- The problem when this debate comes up is that you can't just assume that people that are resisting and are using a means of resistance haven't thought about what they're doing.
Problem tartışılacak olursa, insanların sadece aktif direndiğini ve direniş için araçlar kullandığını varsayamazsınız. Ne yaptıklarını da düşünmeniz lazım. Ve bence genellikle problem bu
Sure, maybe, but... circumstances being what they are you're the one that's here right now.
Tabi, belki. Ama... Mevcut şartlar altında şu an burada bulunan kişi sensin.
Okay, I don't know what the rules are where you come from, but here on Earth, if you tell that to your girlfriend, she's just gonna run you over with her car.
Pekâlâ, senin geldiğin yerde kurallar nasıl bilmiyorum ama, burada Dünya'da kız arkadaşına bunu dersen, seni arabasıyla ezer.
All right, well, if she's just a friend, what are you getting from her that you're not getting from us?
Pekala, madem kız sadece bir arkadaş bizimle konuşamadığın, ama onunla konuştuğun ne?
I don't think that's what you'll be saying come Sunday when we are crowned pub quiz champions for the fifth consecutive year.
Pazar günü geldiğinizde bizi 5'inci kez üst üste Bar Quiz şampiyonu olarak gördüğünüzde bunları diyemeyeceksiniz.
Are you sure you saw a mountain lion, or are you just saying that because that's what the police told you?
Bir dağ aslanı gördüğüne emin misin? Yoksa polis sana öyle dedi diye mi bunu söylüyorsun?
Blind. That's what you are!
Körsün kızım sen
You know, that's what friends are for, yo. "
Arkadaşlar bugünler içindir. "
What are you guarding here that's so important?
Burada bu kadar önemli olan neyi koruyorsunuz?
So, by looking at these lines in precise detail, you can work out exactly what elements are present in the sun and it turns out that that's about 70 % hydrogen, 28 % helium and 2 % the rest.
Bu yüzden bu çizgilere detaylı bakarsanız, güneşte tam olarak hangi elementlerin bulunduğunu anlayabilirsiniz. Güneşin % 70'ni hidrojen, % 28'i helyum ve % 2'sinin diğer elementler olduğu ortaya çıkıyor.
From what I've seen, that's exactly what you are.
Gördüğüm kadarıyla zaten tam olarak öylesin.
Because you're aware that a source has approached me with what are claimed to be substantiated allegations of sexual conduct?
Çünkü bildiğiniz gibi, kaynağım bana kanıtlanmış cinsel ilişki iddiaları ile geldi.
What are looking me like that for? You think it's my fault?
Neden bana öyle bakıyorsun?
- What are you talking about? - I think that's why he left me Ojai Foods, he was clearly overcompensating.
Hayır, işte bu yüzden Ojai'yi bana bıraktı, kimseye söz hakkı bırakmamak için.
You're old and mean, that's what you are!
Sen yaşlı ve huysuzsun, işte sen busun!
The first five are all about Him, that's God, and then it kicks in with what you shouldn't do.
İlk beşi onunla, Tanrı'yla ilgili sonra da yapmaman gereken şeyleri anlatıyor.
What do you think the odds are that this place has a working security camera?
Üstüme alınmaya çalışıyorum. Burada faal güvenlik kamerası olma ihtimali nedir sence?
That's what you are.
İşte busun sen.
But that's understandable because what you are really after is not Evan's life.
Ama bu anlaşılabilir çünkü gerçekte peşinde olduğun Evan'ın hayatı değil.
Just to clarify, what you are saying..... yesterday, when we asked you had you ever visited Emel's address and you said you hadn't, that wasn't true?
Netleştirmek için soruyorum ; dün size Emel'in evine gidip gitmediğinizi sorduğumuzda, gitmedim diyerek, bize yalan söylediğinizi mi söylüyorsunuz şimdi?
What are you doing, lying in the dark like that?
Karanlıkta o şekilde uzanmış n'apıyorsun?
That's what helps, knowing that other people are going through the same things you did.
Yardımı olan o zaten başka insanların da seninle aynı şeyleri yaşadıklarını öğreniyorsun.
But you are the best, that's what everybody says.
Ameliyatını Dr. Sujishi yapacak. Ama herkes en iyisinin siz olduğunu söylüyor.
What do you do when you're in a relationship and, you know, like all relationships, it has its ups and downs but generally, things are going pretty good, until one day you discover that they are not at all who you thought they were and you don't know whether to confront them or pretend you don't know because the idea of being alone is worse than being with someone who's deceived you?
Tüm ilişkilerde olduğu gibi inişler ve çıkışların olduğu ama işlerin genelde iyi gittiği ta ki bir gün aslında hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını anladığın bir durumun içindeysen ne yaparsın? Onlarla yüzleşme ya da bilmiyormuş gibi davranma konusunda kararsızsan çünkü yalnız olma fikri seni aldatan biriyle beraber olma fikrinden daha kötü geliyorsa ne yaparsın?
That's what you are!
O kadar!
It seems impossible that you can disconnect half of someone's brain and expect them to recover, yet that is exactly what the surgeons are hoping will happen.
Birinin beyninin yarısını almanız ve iyileşmesini ummanız imkansız gibi görünüyor Ama cerrahların olmasını umdukları şey de tam olarak bu.
You are insulting me... lt's your younger brother who is going to insult you. What do you mean by that?
hakaret eden sizin küçük kardeşiniz efendim ne demek istiyorsunuz?
So... are you gonna show me what's in that damn case or what?
Eee bu kahrolası çantada ne olduğunu gösterecek misin, göstermeyecek misin?
Well, that's what my instincts are telling me you should do if you want to soften her a little bit.
Eğer onu biraz yumuşatmak istiyorsan, işgüdülerim bana ne yapman gerektiğini söylüyor.
What are you doing right now that's so important anyway?
Şu anda bu kadar önemli ne yapıyorsun?
But what's more amazing is that you can make a cynical jackass like me believe that there are people in this world worth knowing.
Ama daha inanılmazı benim gibi kuşkucu bir serseriyi bu dünyada tanımaya değer insanlar olduğuna inandırdın.
Guys that are, like, good-looking don't have any idea what it's like to live and just know that there's a whole massive section of the female population that you just don't have access to.
İyi görünümlü adamlar böyle yaşamanın nasıl bir şey olduğunu bilmiyor. Orada öylece duran kocaman bir kadın kitlesi var ama sizin giriş izniniz yok.
What he's doing is something that you do instinctively any time that you are confronted by unexpected danger.
Onun yaptığı şey beklenmedik bir tehlike karşısında sizin yaptığınız şeyle aynı.
Well, now that you've got a grasp on what's happened in the goddamn interim, what are you gonna do about it?
Madem burada olmadığın zamanda artık nelerin olup bittiğini biliyorsun. Bununla ilgili neler yapacaksın?
What I find interesting is that you are the experts in behavior but find nothing wrong with yours.
İlginç bulduğum şey ise davranış uzmanları olmanız ama kendi davranışlarınızda yanlış bir şey bulmamanız.
- What are you talking about? - Did you ever think it's time to consider that he isn't the upstanding man that you think he is?
- Onun hiç göründüğü gibi dürüst biri olmadığını düşünmenin zamanı gelmedi mi sence?
what kind of a person are you that you come in here like this today and ask for that man's job?
Nasıl bir insansın sen? Daha bu sabah geldiğin gibi, çıkmış buraya adamın davasını mı istiyorsun?
On the Upper East Side, it's not what you say that determines who you are.
Yukarı Doğu yakasında kim olduğunuzu belirleyen, söyledikleriniz değildir.
What's happening? - Are you taking that from her?
- Bunun altında kalacak mısın?
Are you sure that's what you want?
Ne istediğinden emin misin?
What's going on? Why are you all staring at me like that?
Neden hepiniz bana öyle bakıyorsunuz?
Do you know what it's like to watch someone else get all the attention when you know that you're twice the person they are?
Onu ikiye katladığın halde bütün herkesin ilgisini başkasının toplamasını seyretmek nasıl bir şeydir biliyor musun?
Because that's what you are, that's what you'll always be...
Çünkü bu sensin, daima da öyle kalacaksın.
Are you really that blind to what's going on?
Gerçekten olan bitenden haberin yok mu senin?
that's what i meant 145
that's what i thought 979
that's what friends are for 62
that's what i'm talking about 742
that's what she said 296
that's what i want 288
that's what you think 208
that's what i do 333
that's what he said 357
that's what i'm saying 441
that's what i thought 979
that's what friends are for 62
that's what i'm talking about 742
that's what she said 296
that's what i want 288
that's what you think 208
that's what i do 333
that's what he said 357
that's what i'm saying 441