English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ T ] / That's what you think

That's what you think traduction Turc

3,423 traduction parallèle
That's what you think? No.
- Böyle mi düşünüyorsun?
I think that's what Albert's been trying to tell you all this time.
Albert da bunca zamandır sana bunu anlatmaya çalışıyordu sanırım.
is that what you think, you stupid slapper?
Ne sandın aptal şıllık?
What, you think that's crazy?
- Evet, ne, sence bu delice mi?
Do you think that's what Jesus would ask right now?
Şu an İsa'nın istediği şey bu mu sence?
If that's what you think you need, then...
Eğer bu istediğini düşündüğün şeyse, o zaman...
THAT'S WHAT YOU THINK.
Bu senin düşüncen.
I think it's really important - and it's a lesson I didn't learn until in my late teens - is that whatever bands that you love, go find out what bands they love and what bands turn them on.
- Bence bu çok önemli... ve bu ergenliğimin.. .. sonlarına kadar öğrenemediğim..
And, uh, you honestly think that after the Overlords are wiped out, these guys are gonna just - - what?
Sence cidden Efendiler bunları silip atmış mıdır? Bunlar da öylece yani... Nedir?
Maybe that's what you think, and maybe that's what Thayer wants you to think.
- Belki ne olduğunu düşünüyorsun ve belki de Thayer öyle düşünmeni istiyor.
If you get a part-time job, that and the training programs... do you wanna know what I think?
Yarı zamanlı bir işte çalışırsanız, eğitim programıyla birlikte... Ne düşündüğümü bilmek ister misiniz?
Because that's what you think you deserve.
Çünkü bu senin düşünüp hakettiğin.
I should have said, "if that's what you think of me, then I'll just leave."
"Eğer bu beni düşünen halinse,... ben gidiyorum." demeliydim.
Do you think that's wise? [screaming] What the hell is your problem?
Bunun mantıklı olduğunu mu düşünüyorsun? Problemin nedir senin?
It's what those guys in the grow-op were feeding him. You really think that'll draw it out?
Ot yetiştirenler onu bununla besliyorlardı.
You think that's what your dead brother would have wanted?
Ölü ağabeyin bunu ister miydi sanıyorsun?
And I think you're just too afraid of the fact that there's nothing you can do to change what happened to you.
Çünkü sana olanları, senin de değiştiremiyeceğin gerçeğinin farkında olmandan o kadar korkuyorsun ki.
And I think that you should talk to somebody about what happened.
Bence olanlarla iligili biriyle konuşmalısın.
- If that's what you think then...
- Eğer düşündüğün buysa...
That's what separates punk from commercial disco music, you have to think a bit.
Biraz düşünmen gerek, bu punk'ı ticari disko müziğinden ayıran şey.
That's how they know where to migrate. What do you think it was that brought us here?
Sence bizi buraya ne getirdi?
Look, what you told me before? Okay, old me would say, yes, you're right, my wife is dead, but it is impossible for me to think that way anymore.
Bak, daha önce söylediğin şey var ya tamam, eski ben olsaydım evet haklısın karım öldü derdim ama artık böyle düşünmem imkansız.
It matters to get the work right and to get it right now, and that's all that matters, because that's what lasts, and you think you have all the time you need to learn and grow and create?
Bu yaptığın iş dışında bir şeyin önemi yok. Kalıcı olan tek şey, yaptığın bu iş. Öğrenmek ve yaratmak için yeterince zamana sahip olduğunu mu düşünüyorsun?
You know, it's crazy to think what it must have been like when that thing was up and running.
Fabrikanın çalıştığı zamanları düşünmek çok ilginç oluyor.
You think that's what I'm looking for?
Aradığım şeyin bu olduğunu mu düşünüyorsun?
That's what they want you to think.
Bu senden düşünmeni istedikleri şey.
What makes you think that Russo's gonna do the job himself?
Sana Russo'nun bu işi kendi başına yapacağını düşündüren ne?
Maybe you're right- - if that's what you think, then she definitely is.
Haklı olabilirsin - eğer düşündüğün bu ise haklıdır.
If that was what I was after, you think I'd come to a place like this?
Arayışım bu olsaydı, sence böyle bir yere mi gelirdim?
You need to tell her what you remember about the blonde in the red coat. And give her a riddle, she needs to use that part of her brain again. Yeah, and tell her I think I saw her too.
Kırmızı ceketli sarışın hakkında ne hatırladığını söylemelisin ve bir bilmece götür, aklının o kısmını tekrar kullanması gerekiyor ve onu sanırım benim de gördüğümü söyle.
I just want to say I think that it's really cool what you're doing here.
Bence burada yaptığınız gayet hoş bir şey.
What do you think that's about?
Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz?
What's most upsetting is you actually think these vests are clean, that it's okay to turn in subpar work.
Ben... Bu vasat bir iş olsa da, asıl olan şey bu yeleklerin gerçekten temiz olduğunu düşünmen.
- That's what you think.
- Bu sizin fikriniz.
No, what's unfortunate is that you think I had something to do with this murder.
Hayır, talihsiz olan Benim bu cinayetle ilgim olduğunu düşünmen.
What a team. So, dime-eyes, don't you think it's weird... that Jules didn't take your last name when you guys got married?
- Minik gözlü evlendiğinizde Jules'un senin soyadını almaması biraz garip değil mi sence?
When Volker finds out that you let a witness go, a witness that could tie him to the Jones murder, what do you think he's gonna do?
Volker, Jones'un cinayetiyle ilişkisini ortaya çıkarabilecek bir tanığın gitmesine izin verdiğini öğrenince ne yapacağını sanıyorsun?
What do you think! That's what your Army s for - to kill Muslims. ?
Ordunuz bu yüzden var!
You seem to think that mainly because of what's in you're damn book, which you apparently trust more than you trust me. I trust my father.
benden daha fazla güvendiğin o lanet defterde yazanlar yüzünden böyle düşünüyor gibi görünüyorsun ben babama güveniyorum.
Think about what it is that Clara sees in you.
Clara'nın sende gördüğü ışığı düşün.
But we are people who demand what is ours and what is right, and if you cannot get with that, then maybe you need to get your supervisor, because I don't think that you want good, paying customers like us driving away angry.
Ama bizim ve doğru olanı isteyen insanlarız. Eğer sen bunu anlamıyorsan belki müdürün anlar çünkü senin bizim gibi iyi ödeme yapmış kızgın müşteriler istediğini zannetmiyorum.
When you think about what you get with a basic life, Not even a particularly lucky life or a healthy life. If you have a life, that's an ama- -
Basit bir hayatı ele alalım şanslı veya sağlıklı olmasanız bile eğer yaşıyorsan, bu hari -
- You think she's helpless. Ask her what's in that box.
Savunmasız olduğunu düşünüyorsun ama kutuda ne olduğunu sor bakalım.
Now, I think that's what you are and how you were able to hear what you did.
Bence sen de onlardan birisin. Bu yüzden o şeyleri duyabiliyorsun.
That's what you think.
Sen öyle san.
You really think you can keep a smile on your face when you're standing in front of that guy after what he's done?
Yaptıklarından sonra o adamın karşısında durup da gülümsemeye devam edebileceğine inanıyor musun gerçekten?
You know, I never wanted you to get mixed up with that family in the first place, but there's what you want and then there's what happens, so what do you think you end up living with?
Biliyorsun, o aileye bulaşmanı başından beri istememiştim. Ama istediklerinle olanlar bir olmuyor işte. Senin için nasıl olacak sence?
I think it could work and, you know, what's the worst that could happen?
Bence işe yarayacaktır, daha kötü ne olabilir ki hem?
And I think what's best for me now is that you and I
Benim ve senin için neyin daha iyi olduğunu biliyorum.
You think that's what I'm worried about?
Bundan endişelendiğimi mi sanıyorsun?
I don't think Adam's gonna murder you, because I just- You know what? - I just don't think he's that kind of freak.
Adam'ın seni öldüreceğini pek sanmıyorum çünkü sapkınlığının o derecede olduğu düşünmüyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]