That's why i'm doing this traduction Turc
89 traduction parallèle
That's why I'm doing this.
Bu yüzden yapıyorum bunu.
That's why I'm doing this.
Bunu da, o nedenle yapıyorum.
That's Anderson, Jesus, why am I doing this?
Anderson bu mu? Tanrım, bunu neden yapıyorum ki? Çünkü bunu senden ben istedim.
That's why I'm not actually supposed to be doing this.
Aslında şu anda bunu yapmamam gerekiyor.
That's why I'm doing this before I drink anything.
Bu yüzden de içmeden önce yapmak istiyorum.
Um... so that's why I'm doing this.
Ve... bu yüzden bunu yapıyorum.
That's why I'm doing this.
Bu yüzden bu işi yapıyorum.
That's why I'm doing this. "
Bu yüzden bu işi yapıyorum.
That's why I'm doing this.
İşte bu yüzden bunu yapıyorum.
That's why I'm doing this.
Bu yüzden bunu yapıyorum.
That's why they will come to me, and that's why I'm doing this - to prove the power of the pheromone.
İşte bu yüzden üzerime geliyorlar, işte bu yüzden bunu yapıyorum -... feromonun gücünü kanıtlamaya çalışıyorum.
That's why I'm here. That's why I'm doing this in the first place.
Zaten bu yüzden bunu yapıyorum.
That's why I'm doing this.
O yüzden böyle yapıyorum.
You think that's why I'm doing this?
Seni öldürmeyi istiyorum mu sanıyorsun?
I mean, that's why I'm doing this, to prove that I can handle it.
Yani, bu yüzden ben bunu, bu l kanıtlamak için bu işleyebilir.
That's why I'm doing all of this.
Bunu yapmamın tüm nedeni bu.
That's why I'm doing this.
O yüzden bunu yapıyorum.
That's why I'm doing this.
İşte bu benim bunu neden yaptığımdır.
- That's not why I'm doing this.
- Bunu bu yüzden yapmıyorum.
I thought that's why we were doing this.
- Amacımız buydu sandım
But that's not why I'm doing this.
Ama bunun için yapmıyorum bunu.
That's why I'm doing this.
İşte bu yüzden yapıyorum.
That's why I started doing this.
Bu yüzden bu işi yapmaya başladım.
Hey, that's not why I'm doing this.
Hey, bunu o yüzden yapmıyorum.
That's why I'm doing this.
Bu işi yapmamın nedeni bu.
I am a Woman, that's Why I can tell you she is doing all this to grab your attention.
Ben bir kadınım, ve sana şu kadarlığını söyleyebilirim o bunu senin dikkatini çekmek için yapıyor.
That's why I'm doing this.
Buna gerek yok.
that's not why I'm doing this.
bunun için yapmadım.
So that's why I'm doing this.
İşte bu yüzden yapıyorum.
That's why I'm doing this, so I can thank him.
Bunu ona teşekkür edebilmek için yapıyorum zaten.
So, that's why I'm doing it from the roof this year.
Bu yüzden bu sene çatıda bekleyeceğim.
Look, I'm grateful you're doing this, But that's not why I asked to see you.
Dinle, gerçekten bunu yaptığın için sana minnettarım ama seni görmeyi istememin nedeni bu değil
- That's not why I'm doing this.
- Bunu, onun yüzünden yapmıyorum.
That's why I'm always doing this.
Bu yüzden, hep böyle yapıyorum ya.
That's not why I'm doing this.
Bunu bu yüzden yapmıyorum.
I know, it's because I know that's why I'm doing this.
Biliyorum, o yüzden bunu yapıyorum.
That's why I'm doing this.
Bu yüzden bunu yapıyorum zaten.
That's why I'm doing all of this.
Bütün bunları onun için yapıyorum.
Nobody wants you to die, Dan. That's why I'm doing this.
Bunu bu yüzden yapıyorum.
Sebastian just doesn't like when I'm with anybody. That's why he's doing this. Sebastian.
Sebastian, erkek arkadaşım olmasından hoşlanmıyor ve böyle davranıyor.
That's why I'm doing this.
Ben de bu yüzden bunu yapıyorum.
Oh... No, that's not why I'm doing this.
Hayır, seks için yapmıyorum bunu.
That's why I'm out doing this thing.
Burada olmamın sebebi bu.
I'm not a star anymore... that's why you're doing this.
Artık bir yıldız değilim. Bu yüzden böyle yapıyorsunuz.
I know, that's why I'm doing this.
Biliyorum, zaten bu yüzden bunu istiyorum.
So that's why I'm doing this GP crap, because the chief said I can't get the surgical fellowship without it, which means getting involved.
Bu yüzden pratisyenlik yapıyorum, şef bunu yapmadan cerrahlık bursu alamayacağımı söyledi bu da, hastalarla yakınlaşmak anlamına geliyor.
Oh, well, that's why I'm doing this.
Onun için böyle yapıyorum zaten.
That's exactly why I'm doing this,'cause I don't want to overreact.
Bunu tam da bu yüzden yapıyorum. Aşırı tepki vermemek için.
And that's why I really appreciate you doing this for me.
Bu yüzden, bunu yaptığın için sana minnettarım. - Çünkü bu işte hepimiz birlikteyiz.
That's why I'm here doing this.
Bu yüzden buradayım ve bu işi yapıyorum.
that's why I'm doing this chapter about the genocide in rwanda.
İşte sırf bu yüzden bu bölümü Ruanda'daki soykırıma ayırıyorum.