That's why i'm here traduction Turc
2,603 traduction parallèle
That's why I'm here.
O yüzden buradayım zaten.
That's why I'm here.
Bu yüzden buradayım.
My whole life has been a dry spell. That's why I moved here.
Benim tüm hayatım verimsizdi o yüzden buraya taşındım ya.
- No, that's not why I'm here.
- Hayır, o yüzden gelmedin.
I couldn't agree more. That's why you're gonna be out here with us.
Bu nedenle bizim yanımızda kalacaksın, tamam mı?
Let me help, that's why I'm here.
Çekil de yardım edeyim.
- That's why I'm here.
- Bu yüzden buradayım.
I know the girls are here. That's why I'm here.
Biliyorum, o yüzden geldim zaten.
That's not why I'm here.
Burada olma sebebim bu değil.
Actually, that's why I'm here.
Aslında o yüzden buradayım.
But that's not why I'm here.
Ama bunun için burada değilim.
That's actually why I'm here.
Aslında o yüzden buradayım.
That's why I'm in here in here, Dan.
Bu yüzden buradayım işte, Dan.
Well, that's actually, uh... kind of why I'm here.
Aslında bende bu yüzden buradayım.
That's why I'm sitting way over here at my own table.
O yüzden ta burada, başka masada oturuyorum.
That's not why I'm here.
- Tamir edecekler. - O yüzden gelmedim.
That's why I'm here.
O yüzden buradayım.
That's why I'm here.
Bunun için buradayım.
That's why I'm here.
O yüzden ben geldim.
Well, that's why I'm here, to keep you from slipping any further, so gather up your things and let's go.
Evet, bu yüzden buradayım, daha fazla kaymanı engellemek için, Yani eşyalarını topla da gidelim.
So now it's my turn, and that's why I'm here.
Şimdi benim sıram, bu yüzden buradayım.
That's kind of why we're here. We've got to ease them into the idea that I'm not a little girl anymore who will just do anything they say.
Bizimkileri her söylediklerini yapan küçük bir kız olmadığım fikrine alıştırmalıyız.
There's a matter that we need to discuss that both Kristina and Julia and my doctor, gynecologist, doctor lady... we have been instructed tdiuss, and that is why I am here.
Kristina ve Julia'yla ve doktorum, jinekolog, doktor hanımla tartışmamız gereken bir konu olduğunu... tartışamız için talimat aldım, ve bu yüzden buradayım.
And whether or not I'm included in this house is still up for discussion, that's why I'm here.
Seni seviyorum.
And that's why we have to get out of here, I don't know how. ... but I'm taking you straight back to your mother.
İşte o nedenle şimdi buradan bir şekilde nasıl olacak bilmiyorum ama çıkıyoruz ve ben seni doğru annenin yanına götürüyorum.
That's not why I'm here.
- O yüzden burada değilim.
That's exactly why I'm here, because you think that's a good idea.
İşte bu yüzden buradayım çünkü bunun iyi bir fikir olduğunu sanıyorsun.
But I'm betting that's not why you're here.
Ama bahse girerim buraya bunun için gelmedin.
That's why I'm here to apologize.
Bu yüzden özür dilemeye geldim.
So that's why I'm here.
İşte o yüzden buradayım.
That's why I'm here.
O yüzden buraya geldim.
That's why I'm here.
Bu nedenle buradayım.
Well, that's why I'm standing here.
Konuşmamız gerek, Joe.
But that's why I'm here, walk you through it.
Fakat ben bu yüzden buradayım, sana yardım etmek için.
And I wish you luck with that, but that's not why I'm here.
Ve sana iyi şanslar dilerim ama ben o yüzden buraya gelmedim.
That's why I am here.
Bu yüzden buradayım.
Ah, well, that's actually why I'm here.
Aslında ben o yüzden buradayım.
That's not why I'm here. No?
- Benim burada olmamın nedeni bu değil.
I suppose that's why you're sitting here in a bespoke suit, while I'm living in Croydon on a government wage.
Galiba bu yüzden sipariş bir takım elbiseyle burada oturuyorsun bense devletin verdiği maaşla Croydon'da oturuyorum.
That's why I'm here
Görsem buraya gelmezdim.
That's why I am here.
O yüzden buradayım.
Well, that's why I'm here.
- O yüzden buradayım ya.
She showed me everything that I could have and be, and I went for it, and that's why I'm standing here today in front of you, and I want you to ask yourselves the same question.
Nasıl biri olabileceğimi, nelere sahip olabileceğimi bana o gösterdi ben de onu izledim ve bu sayede bugün burada karşınızda bulunuyorum. Sizlerden de kendinize aynı soruyu sormanızı istiyorum.
Burglars, Lana, that's why I'm here and not up to my ears in stewardess.
Hırsızlar, Lana, işte bu yüzden burdayım ve aksiyona hazırım.
Although she could. - That's not why I'm here, Booth.
Bu yüzden burada değilim, Booth.
That's why I'm here.
Bu yüzden geldim zaten.
And that's basically why I'm here this evening, so...
Ve aslında bu akşam burada olma sebebim o.
Here's what I thought. Like, again, we just go back to the confidence level with you, and I think that's why you're here tonight.
Kendine güvenmen konusuna tekrar döndük ve burada olmanın sebebi de bu, sanırım.
That's why I'm here.
Buraya da bu yüzden geldim.
That's why I end up spending so much time here.
Zaten bu yüzden orada vakit geçirmeyi bıraktım.
Well, that's why I'm here, sir.
Bu yüzden buradayım, efendim.
that's why 1344
that's why i love you 61
that's why i didn't tell you 19
that's why i wanted to talk to you 18
that's why you're here 287
that's why i'm asking you 36
that's why i'm telling you 23
that's why i'm asking 41
that's why i brought you here 24
that's why i came to you 33
that's why i love you 61
that's why i didn't tell you 19
that's why i wanted to talk to you 18
that's why you're here 287
that's why i'm asking you 36
that's why i'm telling you 23
that's why i'm asking 41
that's why i brought you here 24
that's why i came to you 33