English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ T ] / That's why i brought you here

That's why i brought you here traduction Turc

91 traduction parallèle
That's why I asked to have you brought here first, Miss Shelby.
Bayan Shelby, öncelikle sizi şunun için buraya getirdim ki
That's why I brought you here.
Gör diye getirdim.
- That's why I brought you here.
- Bu yüzden seni buraya getirdim.
That's why I brought you here.
Sizi buraya şunun için getirdim.
Now that he's identified me, which is why you brought me here, I don't suppose you have any further questions.
Beni teşhis ettiğine göre, ki beni buraya bunun için getirdin, sanırım başka sorunuz yoktur.
Well, if that's why you brought me out here, I could've saved you the trip.
Eğer beni buraya bunun için getirdiysen bu kadar yolu boşuna geldin.
You stink so much, it'll rot faster on your field. That's why I brought it here.
Böylece kokarcanın tarlasında pis koku daha çabuk oluşur bu yüzden sınırı geçip sana bir iyilik yaptım.
That's why I brought you in here.
Seni bu yüzden çağırdım.
That's why I brought you here.
Bu yüzden seni buraya getirdim.
That's not why I brought you here.
Seni bu yüzden buraya getirmedim.
That's why I brought you out here.
Sizi bu yüzden buraya getirdim.
That's- - That's why I brought you over here.
Seni buraya neden getirdim.
For what it's worth you should know that I've told Jake the truth about my visit to you, why I brought him here everything.
Ne pahasına olursa olsun Jake'e gerçekleri söylediğimi bilmelisin. Seni ziyaretimi, neden onu buraya getirdiğimi, her şeyi.
That's why I brought you up here.
Bu yüzden seni buraya getirdim.
- That's why I brought you here.
Bunun için buradayız.
That's why I helped steal the Winnebago... ... and that's why I brought you here.
Bu yüzden Winnebago'yu çalmaya yardım ettim ve sizi buraya getirdim.
That's the reason why I brought you here. he'll find this place and come here soon. and make him feel the same as I have.
Buraya getirmemin sebebi de bu. Şayet onun için en önemli kişi isen pek yakında burayı arar bulur ve gelir. gözleri önünde seni öldürüp benim yaşadığım duyguları tattırdıktan sonra da... liğme liğme ederek öldüreceğim.
That's why I brought you here.
Seni buraya getirmemin nedeni bu.
That's why I brought you in here.
Seni bu yüzden buraya getirdim.
So, that's why I brought you down here so that you could see your daddy.
Bu yüzden seni buraya babanı görebilmen için getirdim.
I guess that's why I brought you here... to protect her.
Sanırım o yüzden seni buraya getirdim... onu korumak için.
That's why I brought you here, so you can tinker away to your heart's content.
L buraya getiren neden Yani, size doya tamircilik uzak yapabilirsiniz böylece.
That's why I brought you here, Peter.
Seni o yüzden buraya getirdim, Peter.
- That's why I brought you here.
- İşte bu yüzden seni buraya getirdim.
That's why I brought you here, so we could clear the air between us.
Seni bu yüzden buraya getirdim, bu olayı temizlemek için.
You're an excellent doctor, that's why I brought him here.
Siz harika bir doktorsunuz, bu yüzden buraya getirdim.
That's why I brought you here.
- Evet. Seni bu yüzden getirdim.
That's one of the reasons why I brought you and your little pests here in the first place.
Seni ve o haşerelerini buraya getirmemin nedeni de buydu zaten.
That's why I brought someone here for you to talk to.
İşte bu yüzen seninle konuşması için birini çağırdım.
And that's why I brought you here.. .. a place where nobody knew us.
Ve bu yüzden seni buraya getirdim kimsenin bizi tanımadığı bir yere.
That's why I brought you this here.
Ben de bunu getirdim.
I thought I might run into you here. That's why I brought them with me.
- Belki seni görürüm, veririm diye düşündüm.
Power I. You know I'm a fan of it, that's why I brought it here.
Power I. Biliyorsunuz ki onun hayranıyım, bu yüzden getirdim.
I don't know why you're in there, but if there's one thing those guys that brought me here taught me, it's that if you fight, if you struggle, you only make things worse.
Neden oradasın bilmiyorum ama beni buraya getiren adamların bana öğrettiği, savaşırsan, mücadele edersen sadece işleri daha kötü yaparsın.
That's why I brought you here!
Seni bu yüzden buraya getirdim!
THAT'S WHY I BROUGHT YOU HERE, SO I COULD SEE IT ON SOMEONE.
Seni bu yüzden getirdim. Birinin üstünde görebilmek için.
That's why I brought you here.
Seni bu yüzden buraya getirdim.
Calm down, Bill. That's not why I brought you in here.
Seni o yüzden buraya getirmedim.
Yes. That's why. That's why I brought you here.
Evet.İşte bundan dolayı.Seni buraya getirmem de o yüzdendi.
Good to know, but that's not why I brought you here.
Bilmek güzel, ama seni bunun için buraya çağırmadım.
That's why I brought you here.
Seni onun için getirdim buraya.
That's why I had you brought here. Come on.
Bu yüzden seni buraya getirttim.
Mm, that's not why I brought you here.
Seni bu yüzden buraya getirmedim.
That's why I brought you out here.
Seni bu yüzden buraya getirdim.
I'm guessing that one of you must be a blood relative of Nigel Griffin, otherwise why would you have been brought here?
Tahminime göre biriniz Nigel Griffin'nin kan bağı olan akrabası olmalısınız, yoksa niye buraya getirilesiniz. Umarım göreve uygunsundur.
John, that's not why I brought you here.
John seni buraya getirme nedenimiz bu değil.
And that's why I brought you all here.
Sizi bu yüzden buraya getirdim.
That's why I brought you here.
Siz bu yüzden buraya getirdim.
I mean, that's why we went to that dump, we pulled you out of there, and then we brought you back here to my house.
Demek istediğim bu yüzden o çöplüğe gelip seni oradan çıkardık ve buraya benim evime getirdik.
That's part of why I brought you here.
Seni buraya bu yüzden getirdim zaten.
I thought that's why you brought me in here.
Beni bu yüzden çağırdığınızı sanıyordum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]