That's why i came to you traduction Turc
225 traduction parallèle
That's why i came to you for a job.
Bu yüzden iş istemek için size geldim.
That's why I recognized you when you first came to the house.
Bu yüzden eve daha ilk geldiğin an seni tanıdım.
That's why I came to you.
Bu yüzden size geldim.
That's why I was willing to go out with you in the moonlight... ... when Duke Mantee came in.
İşte bu yüzden Duke Mantee geldiğinde seninle yürüyüşe çıkacaktım.
That's why I came to you for help.
Bu yüzden size geldim.
- That's why I came to you.
- Bu yüzden sana geldim.
That's why I came to see you today.
Bugün seni görmeye gelmemin nedeni bu.
That's why i came to you.
Sana gelme sebebim bu.
That's why I came to you.
İşte bu nedenle sana geldim.
That's why I came to see you, sir.
Bu yüzden sizi görmeye geldim efendim.
That's why I gave it to you when you came home.
Bunun mümkün labileceğini anlardın.
Why, I thought that's what you came here to see Fran about.
Hayatım, Fran'i bu konuyla ilgili görmeye geldiğini sandım.
That's why I came to you.
İşte bu yüzden sana geldim ya.
That's why I came to you.
O yüzden sana geldim.
That's why I came to see you.
Sizi bu yüzden görmeye geldim.
- That's why I came to see you.
- Bu yüzden size geldim.
That's why I came to you immediately.
Hemen size gelmemin sebebi de bu.
That's why I came here, to talk to you.
Buraya o yüzden, seninle konuşmak için geldim.
That's why I came to talk to you.
Sana bu yüzden geldim.
That's why I came to see you, so you'd know.
Sizi bu nedenle görmeğe geldim ki, bilesiniz.
I guess that's why I came to see you first.
Bu yüzden ilk sizi görmeye geldim.
I just want to look at you. That's why I came.
Sadece seni görmek için geldim.
I understand. That's why you all came to the North?
Evet anlıyorum bu yüzden mi hepiniz kuzeye geldiniz?
That's why I came to you.
O yüzden sana geldim ya!
That's why I came to ask you.
Bu yüzden senden rica etmeye geldim.
That's why I came to check on you.
Bu yüzden sizi kontrol etmek istedim.
I know, that's why I came to you.
Biliyorum, o yüzden size geldim.
I imagine that's why the two of you came to live here then.
O yüzden mi siz ikiniz buralara yaşamak için gelmişsiniz.
You're a red-blooded man of action that's why I came to you
Sen gerçek bir eylem adamısın! o nedenle sana geldim!
That's why I came to you.
O nedenle size geldim.
- That's why I came to see you.
- Bende sizi bu yüzden görmeye geldim.
That's why I came running back here to you... to see your pretty face.
Bu yüzden koşarak buraya, sana geri döndüm. O sevimli yüzünü görmek için.
And that's why I came out to see you.
Ben de seni bu yüzden görmeye geldim.
that's why i came back with jeff- - to play with him just like i did with you.
Bu yüzden Jeff'le geri döndüm. aynı seninle oynadığımız gibi oynamak için.
That's why we came to you. In the end, I'd prefer to publish my own opinions.
Neticede, ben kendi görüşlerimi yayınlamak istiyorum.
That's why you came to New York. That's sure as hell why I left Queens.
Sen bunun için Nev York'a geldin... ben bunun için Queens'ten ayrıldım.
That's not why I came to see you.
Seni görmeye bu yüzden gelmedim.
- That's why I came to you, Mr. Ben. - Ben?
Bu yüzden size geldim Bay Ben.
But that's not why I came to see you, Mr. Van Rees.
Ama buraya geliş nedenim bu değil bay Van Rees.
That's really why I came to see you. I thought if we could resume our lives...
- Seni görmeye bu yüzden geldim Frank....
That's why I told you to go when they came.
İşte sırf bu yüzden sana onlar geldiğinde gitmeni söyledim.
That's why I came here to talk with you, Mr. Evers.
İşte, ben de bunu konuşmaya geldim Bay Evers.
That's why I came down to see you, Stephen.
Ben de seninle bu konuyu konuşacaktım.
That's why I came to find you.
Seni de bu yüzden arıyordum.
That's why I came to you, because I knew you'd protect me.
Bu yüzden sana geldim. Beni koruyacağını biliyorum çünkü.
You're I.A. That's why I came to you.
Sen beni dinle. Sen yapabilirsin.
That's why I came back. And I wanted to see you.
O yüzden geri döndüm ve seni görmek istedim.
That's why I came to you. Now my runners say your boys are playing rough!
Sana bunun için gelmiştim ama adamlarım seninkilerin sorun çıkardığını söylüyor.
Well, Rose, we've walked about a mile around this boat deck... chewed over how great the weather's been and how I grew up... but I reckon that's not why you came to talk to me, is it?
Rose, güvertede neredeyse bir buçuk kilometre yürüdük.. havadan sudan, çocukluğumdan konuştuk... ama benimle bunları konuşmaya gelmedin, değil mi?
That's why I came here, to thank you.
Bu yüzden geldim. Sana teşekkür etmek için.
- will be in charge of its authentication. - That's why I came to you.
-... dikkatli bir şekilde hasıraltı edenler, aynı zamanda bunu onaylamaya yetkili olacaklar.