That's why i chose you traduction Turc
57 traduction parallèle
That's exactly why I chose it. How fit you look.
Bu yüzden burayı seçtim.
- That's why I chose you. - Yes, sir.
Bu yüzden seni seçtim.
That's why I chose you.
Bu yüzden seni seçtim.
Fury! That's why I chose you!
Seni bu yüzden seçtim.
I might wonder why, with so evident a desire to offend me, you chose to tell me that you like me against your will, your reason, and even against your character!
Acaba neden beni üzmekte bu kadar kararlısınız. Beni iradeniz, mantığınız ve karakterinize rağmen sevdiğinizi söylemeyi seçtiniz.
- That's why I chose you. - I know who you are when you try.
- Sen fırlatmışsın.
Well, that's why I especially chose you.
İşte bu yüzden özellikle seni seçtim.
That's why I chose you, you and your pathetic family.
Bu yüzden seni seçtim. Seni ve zavallı aileni.
That's why I chose you.
- Biliyorum. Bu yüzden seni seçtim.
I know that's why you chose me.
Biliyorum bu yüzden seçtin beni.
That's why I chose you.
Bu nedenle seni seçtim.
This is what I need you for. That's why I chose you
Bu yüzden sana ihtiyacım var, bu yüzden seni seçtim.
It's because you're the greatest force of good that I know, and that's why I chose you.
Bu çünkü Sen bildiğim iyi ki en büyük gücü olan, ve seni seçtim bu yüzden.
Of course. That's why I chose you.
Elbette, bunu biliyorum.
You know, he may not like you standing up to him... but I suspect that's why he chose you.
Bak, ona karşı olmanı sevmiyor olabilir... ama sanırım seni seçmesinin sebebi de bu.
That's why I chose you.
Seni bu yüzden seçtim.
That's why I chose you.
Bu yüzden seni seçtim zaten.
That's why I chose the extraordinary step of broadcasting to you tonight from this remote location.
Hepimizin bildiği gibi, senelik Stars Hollow Kış Karnavalı bu hafta sonu.
And that's why I chose you. For your insatiable distrust... and your propensity for covering all the bases.
Sınır bilmez güven eksikliğin... ve her şeyi örtbas etme eğilimin yüzünden seni seçtim.
That's why I chose you, you know - because of what you went through.
İşte bu yüzden seni seçtim. Yaşadığın şeyler yüzünden.
That's why I chose him to do it after you shot Derek.
Bu yüzden sen Derek'i vurduktan sonra onu seçtim.
That's why he chose me to do it after you shot Derek.
Bu yüzden sen Derek'i vurduktan sonra beni seçti.
That's why I chose you.
Seni seçmemin nedeni buydu.
That's why I chose you.
İşte seni bu yüzden seçtim.
- No, I can expect it. That's why I chose you.
İsteyebilirim.
I mean, that's why I chose you, but sometimes I feel like you police me too much.
Bu yüzden seni seçtim. Ama bazen fazla polislik yapıyormuşsun gibi geliyor.
That's why I chose you!
Bu yüzden seni seçtim!
That's why I chose Ash, not you.
Bu yuzden Ash'i sectim, seni degil.
That's why I chose you.
Sizi seçmemin nedeni de bu.
That's why I chose you both.
O yüzden ikinizi seçtim.
That's why I chose you...
Bu yüzden seçtim seni...
That's why I chose to train you.
Seni eğitmek için bu yüzden seçtim.
That's why I chose you to play my stuff.
Bu yüzden, şarkılarımı oynatması için seni seçtim.
That's an acceptable answer if I ask you why the sun come up each day or why God chose to give man dominion over the animals.
Eğer neden her sabah güneş doğuyor ya da Tanrı neden insanların hayvanlar üzerinde hâkimiyet kurmasına izin verdi diye sorsaydım, bu cevabı kabul edebilirdim.
I'm sure that's why he chose you as our wedding planner.
Dügünümüzü planlamak için sizi bu yüzden tuttuguna eminim.
That's why, you're the one I chose.
İşte bu yüzden, sadece seni seçtim.
That's why I chose you, because you're broad and strong.
Seni bu yüzden seçtim zaten güçlü kuvvetli olduğun için.
And that's why I chose you.
İşte seni o yüzden seçtim.
That's why he chose you, I think. Ooh.
Seni de bu yüzden seçti sanırım.
And that reminded me why I chose you as my partner. It's because you see the best in people.
ve bu bana neden seni partner olarak seçtiğimi hatırlattı çünkü sen insanların iyi yüzlerini görebiliyorsun.
Well, that's why I chose the Fontana- - because I knew you'd come.
Bu yüzden Fontana'yı seçmiştim geleceğini bildiğim için.
That's why I chose you.
O yüzden seni seçtim.
I thought that's why He chose you.
Seni bu yüzden seçti sanmıştım!
You did what needed to be done and that's why I chose you, Jackie.
Yapılması gerekeni yaptın ve ben de seni bu yüzden seçiyorum Jackie.
But that's why I chose you to protect our girl.
Ama kızımızı korumaya bu yüzden seni seçtim.
Coincidentally, that's also why I chose you as a roommate.
Tesadüfe bak ki seni de bu yüzden ev arkadaşım olarak seçmiştim.
So that's why I chose you.
O nedenle sizi tercih ettim.
I think that's why Arastoo chose me to reassure you.
Sanırım Arastoo bu yüzden size moral vermem için beni seçti.
We know that you're all at the top of your class, but any ideas on why I chose you for this rotation?
Hepinizin sınıfta en iyilerden olduğunuzu biliyoruz, ama niye bu rotasyona sizi seçtiğimi biliyor musunuz?
It's a long shot, but you're strong, that's why I chose you.
Küçük bir ihtimal ama sen güçlüsün, seni o yüzden seçtim.