That happens all the time traduction Turc
134 traduction parallèle
That happens all the time.
Bu her zaman olur.
That happens all the time. It doesn't mean that you gun it up to 80 and run the guy off the road.
Bu yüzden 130 basıp yetiştiğin adamı yoldan çıkarman gerekmez.
That happens all the time, people doing that.
Bu her zaman olur. İnsanlar bunu hep yapar.
That happens all the time in the big city, right?
büyük şehirlerde bu hep olur, değil mi?
Well, that happens all the time.
Şey, bu her zaman oluyor.
I know that happens all the time.
Bu tür şeyler her zaman olur.
And this isn't love that happens all the time
Bu aşk değil, bu her zaman olan şey.
Yeah, because that happens all the time.
Tabi, çünkü bu her zaman olur!
Oh,'cause that happens all the time in these situations.
Tabi, böyle durumlarda hep bunu yaparlar zaten.
I saw some chick climb onto the bed, but that happens all the time.
Pilicin tekinin yatağa çıktığını görmüştüm ama bu her zaman olur.
Oh, that happens all the time.
- Hep oluyor.
The studio is screaming but Brett says not to worry, that happens all the time.
Yapımcılar panikteler ama Brett endişelenmemelerini, bunun sıradan bir durum olduğunu söylüyor.
Right.'Cause that happens all the time.
Evet, böyle şeyler her zaman olur.
Oh, that happens all the time.
Her zaman olan şeyler
That happens all the time.
Her zaman olan bir şey bu.
That happens all the time.
Hep böyle olur zaten.
That happens all the time.
Her zaman olur bu.
But it's the kind of shit that happens all the time.
Fakat bu her zaman yaşanan şeylerdir.
That happens all the time.
Bunlar olabilecek şeyler.
That happens all the time, Natalie, for a million different reasons... different cell phones, terrain.
Bu her zaman oluyor, Natalie, Milyonlarca neden olabilir Farklı cep telefonları, arazi.
And that happens all the time, so why can't we fix this?
Bu her zaman olan bir şey, peki neden biz bunu düzeltemiyoruz?
"I'm sure that it happens all the time."
"I'm sure that it happens all the time."
The truth, that it happens all the time.
Gerçeği, bunun her zaman olabileceğini.
This is the first time the O'Haras have ever been over for dinner and I think, maybe, it's not such a good idea that, you know, they think this kind of thing happens all the time.
O'Hara'lar evimize ilk kez yemeğe geldi ve bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum, bunu her zaman yaptığını düşünecekler.
That kind of thing happens all the time in L.A.
Sandra Bernhard da oradaydı.
That kind of thing happens all the time.
Her zaman olan şeyler.
We're well aware that this kind of thing happens... all the time with terminal patients.
Ölümcül hastalarda bu tür şeylere her zaman rastlanabilir.
I think what we're trying to tell you is that it happens all the time.
Sanırım size anlatmaya çalıştığımız bunun her zaman olacağı.
That stuff happens all the time.
Böyle şeyler sürekli olur.
Yeah, that's because it happens to you all the time.
Çünkü her zaman oluyor.
There's a guy, he jumps that doesn't bother me, it happens all the time.
Adam atladı. Bu beni rahatsız etmiyor çünkü olağan bir durum.
Gee, you strangle him all the time and that never happens.
Tanrım, onu hep boğazlıyorsun ama şimdiye kadar hiç böyle olmamıştı.
That's where it happens all the time.
Her zaman olduğu yerde.
Listen, I know there's a lot of stuff... that happens in casinos all the time.
Nasıl yaptığımı biliyor musun? Bak, kumarhanelerde her zaman garip şeyler olduğunu biliyorum.
I'm sorry about that. This happens all the time.
Üzgünüm, böyle şeyler hep olur.
And I suddenly realized that life wasn't going to start later, that it is... you know, it starts at dot and it happens all the time, and then... at any point you can grasp the reins and start guiding your own destiny.
Ve fark ettimki hayat sonradan başlamayacak başladı bile. Dizginleri yakaladığınız noktada... kendi kaderinizi belirlersiniz ve bu benim için büyük bir olaydı. Bir yerde başlar ve devam eder.
But that shit happens all the time, apparently.
Ama böyle saçmalıklar devamlı olabiliyormuş.
That's where it happens all the time.
- Her zaman olduğu yerde.
From what I've seen, that happens around here all the time.
Gördüğüm kadarıyla burada hep öyle oluyor.
That cut on your face, happens all the time.
Yüzünüzdeki kesik her zaman oluyor.
Any homicide cop will tell you that sort of thing happens all the time.
Cinayet masasından bir polise sorsan, bunun her zaman olduğunu söyleyecektir.
That probably happens all the time.
Her zaman bu tip şeyler oluyordur.
- That happens to me all the time.
- Bu benim başıma hep gelir.
Stuff happens all the time that's not pertinent to here.
- Daima buraya ait olmayan bir şeyler oluyor.
That happens to me all the time.
Bana da sık sık olur.
What, now that you're a big celeb, I'm sure this shit happens to you all the time, right?
Ünlü biri olduğuna göre, bu tür şeyler hep başına geliyordur, öyle değil mi?
'Cause that happens to me all the time.
Çünkü bu bana her zaman olur.
Lucy, Lucy, that kind of thing, that happens to kids all the time.
Lucy, Lucy, bu çeşit şeyler çocukların başına hep gelir.
Road kill, that sort of thing happens all the time.
Yolda ezilmek çok olağandır.
I gotta finesse that... do you see what happens when you act like a Jackass all the time?
İncelikle belirtmeliyim ki... her zaman bir budala gibi davrandığında ne olduğunu görüyor musun?
That Happens All The Time.
Bu, hep olur.