The end of the world traduction Turc
2,157 traduction parallèle
"'In one month's time there will be the great game at the end of the world.
"'Bir ay süre içinde olacak Dünya sonunda büyük oyun.
"'Then you must take it to the great game at the end of the world.
"'Büyük götürün gerekir sonra oyun dünya sonunda.
'But the kid told him he could come to the great game at the end of the world.
'Ama çocuk o gelmek söyledim Dünya sonunda büyük oyun.
It's not like it would be the end of the world.
Ne kadar kötü olabilir ki...
Can ride it to the end of the world.
Seni dünyanın sonuna kadar sürebilir.
This is the end of the world.
Bu dünyanın sonu.
I would have followed him to the end of the world.
Onunla dünyanın sonuna kadar giderdim.
- I can go to the end of the world.
- Dünyanın diğer ucuna bile giderim.
It's not the end of the world, hair grows back!
Dünyanın sonu değil ya, saçlar yeniden uzar!
The multiple eruptions in Egypt have religious groups... claiming it is the end of the world.
Birden çok patlama sonucu Mısır'daki bazı dini gruplar bunun dünyanın sonu olduğunu iddia ediyor.
It's not the end of the world.
Dünyanın sonu değil.
But it's not the end of the world.
Ama bu dünyanın sonu değil, Miles.
More of that if we prevent the end of the world?
Bundan sonra hep dünyanın sonu gelmiş gibi davranalım mı?
I figure, if I'm responsible for the end of the world, I get to name it.
Dünyanın sonunu getirdiysem ismi koymak da hakkım bence.
It's the end of the world, okay?
Dünyanın sonu.
It's not the end of the world.
- Dünyanın sonu olmaz yani.
See, it may not be the end of the world to you, but I don't have a Stanford degree, Chuck.
Senin için belki dünyanın sonu olmayabilir ama benim Stanford'dan derecem yok, Chuck.
It's not the end of the world.
Böhü! Dünyanın sonu değil ya bu.
Nai. This isn't the end of the world.
Bu dünyanın sonu değil, bunu aşacaksın.
Hey, Thomas, what do you think the end of the world will look like?
Thomas, sence dünyanın sonu nasıl olur?
"What do you think the end of the world will look like?"
"Dünyanın sonu sence nasıl olacak?"
Uh, just one final question... what do you think the end of the world will look like?
Son bir soru kaldı. Sizce dünyanın sonu neye benzeyecek?
I mean, this is the end of the world.
Demek istediğim, bu dünyanın sonu.
It's the end of the world.
Dünyanın sonu.
It's the end of the world.
- Bu, dünyanın sonu.
It's not the end of the world.
Dünyanin sonu degil.
It's not the end of the world.
Dünyanın sonu değil ya.
You're acting like this is the end of the world.
Dünyanın sonuymuş gibi davranıyorsunuz.
So we didn't have cable - not the end of the world.
Kablolu yayınımız yoktu ama dünyanın sonu değildi.
This is not the end of the world.
Bu dünyanın sonu demek değil.
It's only the end of the world.
Bu sadece dünyanın sonunu getirecek.
Well, she is dead, but it's not the end of the world.
Öldü ama bu dünyanın sonu değil.
Well, it is the end of the world.
Bu dünyanın sonu tabii.
It's the end of the world!
Dünyanın sonu!
Now that the end of the world is here,
Artık dünyanın sonu geldiğine göre, şunu söylemek isterim :
And, Lord, thank you for letting me see this wonderful place where the end of the world will soon begin.
Bence öyle! Ve Tanrım, yakında kıyametin başlayıp yayılacağı bu harika yeri görmeyi bana nasip ettiğin için sana şükürler olsun.
until the end of the world.
Hiç durmadan dünyanın sonuna kadar.
Now, the world is looking for a hero to step in and put an end to his reign of terror.
Şu an, dünya bir kahraman bekliyor. Oraya çıkıp bu korku krallığını yok etmesi için.
Even from the other end of the world.
Dünyanın öteki ucunda olsan bile.
And, with the end of the dinosaurs, it was also the end of the reign of the reptile in the sea world.
ve dinozorların ortadan kalkmasıyla sürüngenlerin denizlerdeki krallıkları son buldu.
So we must accept the deaths of a few more innocent people, in order to end murder around the world.
Bu yüzden birkaç masum insanın ölümünü dünyadaki ölümleri sonlandırmak için kabul etmeliyiz.
This is... Kids look at the world and they make certain predictions based on the evidence they are receiving from their peers, from their parents and from their teachers. From their perspective, the world is a heartless, cold-blooded place, because they realize they've been given the short end of the stick, and they don't know why.
Bu... çoçuklar çevrelerine bakıyorlar ve onlar çevrelerinden edindikleri ailelerinden ve öğretmenlerinden edindiklerine dayanarak bazı öngörülerde bulunuyorlar onların bakış açısından, dünya kalpsiz, soğuk kanlı bir yer, çünkü onlar kısa sopayı aldıklarını farkediyorlar, ve neden olduğunu anlamıyorlar.
Look, if you want to drop out of High School and just travel the world, You'll end up way smarter than all those other stupid kids.
Liseyi bırakıp dünyayı gezmeye karar verirsen. bu seni diğer aptal çocuklardan çok daha zeki biri hâline getirir.
And from birth to birth, we'll each end up bringing to the world the child of God that we are.
Bu doğumlardan doğumlara da her birimiz tanrının çocuklarını dünyaya getirmiş oluyoruz.
In fact, the end of the 16th century was the world's first great energy crisis.
Hatta, 16. yüzyıl sonlarında dünyanin ilk büyük enerji krizi yaşandı.
It was the beginning of a transition that would end up changing Britain and the world.
Bu, Britanya'yı ve dünyayı değiştirecek bir geçişin başlangıcıydı.
Mind you, it wasn't the worst set of rapids in the world, but it makes you realise that if you're taking a bulky cargo like coal down here, then either it or us are going to end up in the drink, at the bottom of the river.
Hatırlatayım, bunlar dünyanın kötü çırpıntıları değildi ama eğer kömür gibi büyük bir kargo taşıyor olsaydınız kömürlerin veya sizin suyun dibine batacağınızı farketmenizi sağlıyor.
It found itself at the end of a wind pattern that delivered some of the finest-quality soil in the world.
Kendini rüzgar kalıbının sonunda dünyanın en kaliteli topraklarına sahip buluverdi.
- It's like a vignette from the end of world war ii.
II. dünya savaşının sonundan silik bir fotoğraf gibi.
Seeker, without my help, you will never find the scroll, your quest will fail, and the world of the living will come to an end.
Yardımım olmadan, o parşömeni asla bulamazsınız Arayıcı. O zaman da görevinde başarısız olursun ve Yaşayanlar Dünyası nihayetine ulaşır.
If you take the Stone out of this valley and fail to stop the Keeper, the world will end and you and the Confessor will die.
Taş'ı bu vadiden çıkarır da Gardiyan'ı durduramazsan dünya nihayete erer ve hem sen hem de Confessor ölür.