English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ T ] / The story of my life

The story of my life traduction Turc

203 traduction parallèle
You're in for it, my lad. The story of my life.
Hayat hikayemi dinlemeye hazır olun bayım.
Perhaps the best way to tell you the story of my life... is to tell you about the women in my life.
Belki de, hayat hikayemi anlatmamın en iyi yolu hayatımdaki kadınları anlatmaktan geçiyordur.
Your Excellency, that's the story of my life... and I'd be grateful if you'd push the button and have it over with.
Ekselansları, hayat hikayem böyle ve o düğmeye basıp beni gönderebilirseniz çok memnun olacağım.
The story of my life, my biography.
Hayat hikâyem, biyografim.
The story of my life.
Hayat hikayemin.
That's the story of my life...
Benim hayat hikayeme çok benziyor...
I'll bet you'd like to hear the story of my life.
Hikâyemi merak ettiğine bahse girerim.
Would you like to hear the story of my life?
Hayat hikâyemi duymak ister misin?
I don't want to tell you the story of my life
Size hayat hikayemi anlatmak istemiyorum.
The story of my life.
Hayatımın hikayesi.
The story of my life.
Sadece izleyin.
It's the story of my life.
Bu benim hayatımın öyküsü.
That's the first time I ever told anybody the story of my life. Thanks.
İlk defa hayat hikâyemi birine anlatıyorum.
- The story of my life.
- Hayatımın hikayesi.
That's the story of my life.
Hayatım böyle geçti.
The story of my life?
Hayatımın öyküsüyle mi?
That is the story of my life.
İşte bu benim kitabım.
The story of my life. You'll have to cut "Specialisation".
"Uzmanlaşma" kısmını çıkarmak zorundasınız.
That's the story of my life.
İşte hayatımın hikayesi.
- All right, get set for the story of my life.
- Pekala, Hayatımın hikayesini dinlemeye hazır ol.
Boring you with the story of my life?
Hayat hikâyemle canını mı sıkıyor?
Want to leave now, or you want to stick around and hear the story of my life?
Şimdi gidecek misin yoksa kalıp hayat hikayemi dinlemek imi istersin?
# And that's the story of my life #
İşte yaşamımın öyküsünü
He's writing the story of my life.
Hayat hikayemi yazıyor.
You don't want the story of my life.
Hayat hikayemi istemezsiniz.
And now that I told you the story of my life, go take a walk.
Hayat hikâyemi de duyduğuna göre, ikile hadi!
Afraid I might tell this charming young lady the story of my life.
Bu sevimli genç hanıma hayat hikayemi anlatabilirim.
That's the story of my life, "Cinderella Bites The Dust!"
İşte hayat hikayem : "Sindirella Avucunu Yalıyor!"
You know the story of my life.
Nasıl bir hayatım olduğunu biliyorsun.
And I'm going to tell you the story of my life.
Ve sana hayatımın hikayesini anlatacağım.
That's the story of my life.
- Hayatımın hikâyesi o!
Gotta go, but first... here's the story of my life.
Şimdi gitmeliyim, fakat önce işte hayatımın hikâyesi.
That's the story of my life!
İşte bu benim hayat hikayem!
Well, Oprah, I mean... it's the story of my life.
Evet, Oprah... ama bu benim gerçek hayat hikayem.
All theory, no practise. The story of my life.
Sadece teori, pratik yok işte hayatımın hikayesi!
- The story of my life?
- Hayat hikayemi mi?
The story of my life.
İşte hayatımın özeti.
Yep, that's the story of my life, a dollar short and a week late.
Hayatımın hikayesi bu zaten. Bir dolar eksik, bir hafta geç.
It is the story of my life.
İşte, hayatımın hikayesi bu.
I've got a real humdinger for you. The story of my life.
Sizin için gerçekten olağanüstü bir şeyim var.
If I have to tell one more stranger the story of my life over Northern Italian cuisine, I'll choke on a breadstick!
Sorun flört etme kısmı. Eğer ilginç hayat hikayemi Kuzey İtalya yemekleri eşliğinde bir yabancıya daha anlatmam gerekirse grisini ile boğulacağım.
That, lady, is the sad story of my life.
İşte bayan, hayatımın acı hikayesi.
That's the whole story of my life.
İşte hayatımın bütün hikayesi.
She knows all my friends, the story of my paintings and my life by heart. See, she has no illusions.
Bütün arkadaşlarımı, resimlerimin hikayesini hayatımı ezbere biliyor.
Let me tell you the story of my father's life.
Babamın hayat hikayesini anlatmama izin ver.
At the moment I seem completely incapable of telling my own life story.
Şu an hayatımı yazma konusunda kendimi son derece yetersiz görüyorum.
And I ended up out here in San Francisco, unemployed... which is the entire story of my life... up until tonight.
ve sonunda buraya San Francisco'ya geldim, işsiz olarak... Bu tüm hayatımın hikayesidir... bu geceye kadar.
- To hear the story of my life?
- Hayat hikayemi dinlemek için mi?
I'm right in the middle of telling her my life story.
Tam da hayat hikayemin yarısındayım.
I'll tell you the true story of those maps, and how they changed my life.
Sana o haritalar hakkında gerçek bir hikaye anlatacağım. Ve hayatımı nasıl değiştirdiklerini.
The fucking story of my life.
Hayatımın iğrenç hikayesi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]