There are people out there traduction Turc
907 traduction parallèle
So there are people out there.
Yani burada yaşayan insanlar var.
There are people out there.
Orada bir sürü insan var.
I mean, I feel there will be people, you know there are people out there that really don't dig it.
Demek istediğim, burada olmayıp burada olanı anlayamayacak bir sürü insan var dışarıda.
There are people out there from the New Yorker magazine!
Dışarıda New Yorker dergisinden adamlar var.
There are people out there, forces out there, who have a lot to lose!
Kaybedecek çok şeyi olan insanlar var büyük güçler var!
Do you know there are people out there waiting to see - And you've backed many a fine play... and I've written a lot of good ones, you know.
Dışarıda oyunu izlemek için bekleyen insanlar var sen çok iyi birçok oyuna para yatırdın ve ben de birçok iyi oyun yazdım, biliyorsun.
There are people out there who don't think you're gonna do it.
Dışarıda, bunu yapabileceğinize inanmayan insanlar var.
But there are those rare people who just can't be figured out with normal calculations.
Ancak bazen normal yollarla ölçülemeyecek insanlar olur.
My people are fortunately out of Poland... but there is someone in Warsaw.
- Evet. Çok şükür ki ailem Polonya dışında. Ama Varşova'da biri var.
Are there many people out on the lake today?
Bugün gölde çok insan var mı?
I know you're a soldier, but you're also a Jew... and all these people out there are Jews, too.
Asker olduğunuzu biliyorum. Ama aynı zamanda Yahudisiniz. Ve bu insanlar da Yahudi.
Right out there in that street, the people are smiling at one another.
Şu anda insanlar sokakta, birbirlerini görüklerinde gülümsüyorlar.
"Most of the townspeople have managed to get out, but there are still some isolated pockets of people."
"Şehirde yaşayanların çoğu çıkmayı başardı, ama halen bazı insanların yalıtılmış olarak orada kaldığı biliniyor"
It's possible for one man to get out through the wire, even get away, but there are in fact a considerable number of people besides yourself in this camp who are trying to escape.
Bir kişinin tellerden geçmesi hatta kaçması mümkün olabilir, oysa işin doğrusu bu kampta sizden başka kaçmaya çalışan oldukça fazla sayıda insan var.
People are lying injured out there and there is no one to help them?
Dışarıda yaralı yatan insanlar var ve onlara yardım edecek kimse yok mu yani?
There are still people out there.
Dışarıda hala birileri var.
The organization's getting stronger, but there are still too many drunks, whores, junkies, people who talk too much, people ready to sell us out.
Örgüt güçleniyor, Fakat hala çok fazla sarhoş, fahişe, esrarkeş var.. Çok konuşan insanlar, bizi satmaya hazır insanlar.
Some of those people out there are just nuts.
Disaridakilerin bazilari resmen deli.
We know that there are people going to commit this robbery, we know also that they must get out of the way the people who are trying to prevent them from committing this robbery.
Bazı insanların bu soygunu yapacaklarını ve bu soygunu yapmalarına engel olmak için önlerine çıkan insanlardan kurtulmak isteyeceklerini de biliyoruz.
Fascinating? Those people are friends of ours out there, if they're still alive.
Eğer hâlâ hayattalarsa, o insanlar bizim arkadaşlarımız.
- There are people with guns out there.
- Dışarıda silahlı insanlar var.
I have to get out of here because there are just too many people!
Buradan çekip gitmek gerekiyor çünkü çok fazla insan var ya!
There are some people on the paper who are just waiting for an excuse to kick me out.
Gazetede beni kovmak için bahane arayanlar var.
So we go out to see, and there are people there.
Bakmaya gittiğimizde, orada insanların olduğunu gördük.
The country's not ready to change because, like, there are all these people... who have dropped out, you know.
Ülke değişime hazır değil çünkü, lyani, böyle insanlar var... okula bırakanlar, biliyorsunuz.
Someday all the pigs are gonna be in here and all the people are gonna be out there.
Dinle, günün birinde bütün domuzlar buraya tıkılacak ve insanlar dışarıda olacaklar.
There are 10 people out there.
Neyse, en az on seyirci var.
You know - people are beginning to eat people out there.
Biliyor musun, dışarıda insanlar birbirlerini yemeye başladılar.
It's true that law enforcement is being driven to deplorable extremes, but those guns are out there. And believe me, if the people who have them get organized, no one will stand a chance.
Kanun güçleri, sonuna kadar yasayı uygulamakta kararlı ama o silahlar dışarıda ve bana inanın onlara sahip olan insanlar organize oluyorlarsa, kimsenin bir şansı olamaz.
But I'm part of all this There are better people than me Most of them are being killed out there
Benden çok daha iyi insanlar var ve birçoğu orada ölüyor.
Though Scorpion will leave town... there are many people here One less or one more How can we figure it out?
hazineyi bulmuşsa, O zaman buradan ayrılacaktır ama çok insan var burda nasıl anlayacağız?
Do you realize what people are shelling out up there for a few miserable rooms off a common elevator.
Yukarıda, asansörle çıkılan birkaç berbat oda için... millet kaç para ödüyor farkında mısın?
WE HAVE NO CHOICE BUT TO MAKE OUR STAND OUT WEST. AND I WANT YOU TO MAKE SURE THAT OUR MILITARY PEOPLE OUT THERE IN THAT REGION UNDERSTAND AND ARE AWARE
Silahlı kuvvetlerin sorumluluğunun önemini anladığından emin olmalıyım.
I've been involved in the law for over 30 years, and I tell you, I can't find five people out there who are willing to believe that I'm innocent.
30 yıldır hukukla uğraşıyorum. Ve masum olduğuma inanan beş kişi bulamıyorum.
Every day defense lawyers are out there protecting guilty people and getting them off and they're not affected by it.
Avukatlar her gün suçluları sokağa salıyor ve bundan etkilenmiyorlar.
- What are those people doing out there?
- O insanlar dışarıda ne yapıyorlar?
Those people out there are following him because they believe in him.
Oradaki insanlar onu takip ediyorlar çünkü ona inanıyorlar.
Out of the ruins of our cities... there will arise a new hatred... for those people who are... ultimately responsible.
Şehirlerimizin yıkıntılarından savaşın gerçek sorumlusu olan insanlara karşı yeni bir nefret filizlenecektir.
You'd be amazed how many sick people there are out there.
Orada ne kadar hastamız var. Bilseniz şaşırırsın.
There are some bad people out there.
İnan bana, sokaklarda çok kötü adamlar dolaşıyor.
Striker wipes out his entire squadron over Macho Grande, and now those people's lives up there are in his hands.
Striker, Macho Grande üzerinde tüm filosunu yok etti ve şimdi insanların hayatı onun ellerinde.
Remember, there are still people who will kill you if they find out you're alive.
Ayrıca şunu unutma ; dışarıda seni canlı gördüklerinde öldürecek insanlar var.
Now, honey, in this day and age, there are a lot of people out there... that would love to get their hands on a rich man like you.
Hayatım, son zamanlarda dışarıda senin gibi zenginlere dokunmak isteyen her türlü insan var.
There are a lot of sick people out there.
Dışarıda çok fazla hasta insan var.
People are out there fighting in the streets for rice.
İnsanlar sokaklarda pirinç için kavga ediyor.
They got guys out there that are mugging people in the subways, stabbing people, throwing people onto the tracks and all that, and they're wasting their bullshit money trying to get us.
Onlar metrolarda soygun yapan bazı elemanlara sahipler, bıçaklayan kişiler, raylara atılan kişiler, bizi para karşılığı satın almak için boşa nefes tüketiyorlar.
Do you think all those people left alive out there are going to say...
Dışarıda hayatta kalan insanların, tüm bu insanların...
...... Hiroshima was peanuts Hiroshima was peanuts the landscape this is Lawrence, Kansas, anybody out there? ...... people are crazy, but not that crazy...
Hiroshima önemsizdi.
" Norman, I don't care if there are only three people out front.
" Norman, önümde yalnız üç kişi bile olsa umurumda değil.
I know what a lot of you people out there are thinking.
Sizin orada ne düşündüğünüzü biliyorum.
Honey, there are lots of people out there... who ain't happy unless you live and think the same way they do.
Tatlım, dışarıda tıpatıp onlar gibi düşünüp yaşamanı isteyen onlar gibi olmanı isteyen o kadar çok insan var ki!