There is no other way traduction Turc
394 traduction parallèle
There is no other way.
Başka yolu yok.
I know there is no other way.
Başka yolu olmadığını biliyorum.
Yes. If there is no other way, then I hope it in the name of the Lord.
Evet Tanrı adına umuyorum ki, başka yolu yoksa.
There is no other way. "
... başka yol yoktur. "
There is no other way.
Bir başka yol yok.
There is no other way.
Başka çare yok.
Believe me, there is no other way.
Başka bir yolu yok inanın bana.
- There is no other way!
- Başka bir yol yok!
Don't look, it's horrible, but there is no other way.
Bakma, korkunç ama başka yolu yok.
BELIEVE ME, THERE IS NO OTHER WAY.
- Hayır. - Hayır. Müsaadenle.
There is no other way, my dear.
Başka bir yolu yok, sevgili kardeşim.
There is no other way than hypnosis to reach the unconscious.
Bilinçaltına ulaşmanın hipnozdan başka yolu yok.
Yes, as there is no other way to get rid of you.
Evet, senden kurtulmamın başka yolu yok.
Anna, there is no other way.
Anna, başka yolu yok.
There is no other way.
Başka bir yolu yok.
There is no other way.
Başka bir şey olamaz.
There is no other way for us.
Başka yolu yok.
There is no other way
Başka bir yolu yoktur.
There is no other way.
Uyuduğu yer. Başka bir yol yok.
There is no other way.
Başka yol yok.
Revolution occurs only when there is no other way out.
Devrim ancak başka çıkış yolu olmadığında patlak verir.
There is no other way.
Başka olanak yok.
There is no other way?
Başka yolu yok mu?
There is no other way to pass the mountains.
Dağları aşmanın başka yolu yok.
There is no other way.
Başka çaremiz yok.
- There is no other way to pass.
- Geçmenin başka yolu yok.
There is no other way?
Başka birşey yapılamaz mı?
There is no other way.
- Başka bir yol yok.
You know there is no other way.
Ba? ka bir yol oldu? unu biliyorum.
Because there is no other way in the world by which justice can be gained.
Çünkü bu dünyada adaletin sağlanmasının başka bir yolu yok.
So today... we should have no more illusions about the Kwangtung Army, the Kwangtung Army relies on our bacterial war, there is no other way of winning it.
O halde bugün,.. ... Kwangtung Ordusu ile ilgili boş hayallar kurup, kendimizi kandırmamamız gerekir. Çünkü Kwangtung ordusu da, biyolojik silahlarımıza bel bağlamış durumda.
There is no other way out, my friend.
Başka kaçış yolun yok dostum.
If you are disloyal, there is no other way.
"bana ihanet edersen, cezan ölümdür..."
There is no other way now.
Artık başka yolu yok.
One... there is no other way out of here, so that means that droid is still in here somewhere.
Birincisi... Buranın başka bir çıkışı yok bu da demektir ki o droid hala buralarda bir yerde.
There is no other way to say goodbye.
Elveda demenin başka yolu kalmadı.
- Maybe there is no other way.
Belki başka bir yolu yoktur.
No, there is no other way.
Başka bir yolu yok.
- There is no other way.
Başka yolu olmalı. - Başka yol yok.
No way, there he is on the other side.
Olur mu öyle şey, bak işte polis öbür tarafta.
Is there no other way?
Başka yolu yok mu?
Is there no other way to explode the charges?
Dinamitleri başka türlü patlatamaz mısın?
Is there no other way?
Başka bir yolu yok mu?
There is no other possible way to...
Başka bir yolu yok...
- There's no other way.
- Olacak iş mi bu ya. - Başka çare yok.
Is there no other way than this?
Bunun başka yolu yok mu?
Is there no other way?
Başka bir yolu yok mu bunun?
Father, is there no other way but to leave our home?
Baba, evimizi terk etmekten başka bir yol yok mu?
There simply is no other way, lnspector.
Bunun başka bir yolu yok müfettiş.
There are no other Gods, but God and Muhammad is his messenger We have come into light, join us on the way to the Kabbah
HERŞEYE BESMELE İLE BAŞLAYIN! BİSMİLLAH DAVAMIZ İÇİN!
But the biggest barrier that kept our two worlds from interacting, is that there's no way to mix the blood of each other's race.
Ama iki tarafın etkileşmesinin önündeki en büyük engel ırklar arasında kan karışımının sağlanamamasıydı.