They're traduction Turc
251,483 traduction parallèle
No, no! They're holograms!
Hayır, hepsi birer hologram!
They're holographic simulations and the people in them, too!
Hepsi ve içlerindeki insanlar holografik simülasyondan ibaret!
So, he creates a shadow world... a world for him to practise conquering... full of shadow people who think they're real.
O da bir gölge dünya yaratıyor gerçek olduklarını zanneden insanlarla dolu bir dünyı ele geçirme alıştırması yapıyor.
They think they're real.
Onlar da gerçek hissediyor.
They're set to record.
Kaydetmek üzere tasarlandılar.
And they're the proper Martians right?
Onlar gerçek Marslılar, öyle mi?
They're not lying to you.
Sana yalan söylemiyorlar.
Now they're trying to reverse away from it.
Şimdi de ondan kurtulmaya çalışıyorlar.
Three lifts. They're coming.
Üç asansör, geliyorlar.
I'm so sorry. But you're the reason that they're coming.
Çok üzgünüm ama gelmelerinin sebebi sensin.
They're not even interested in you.
- İlgilendikleri şey sen bile değilsin.
- They're on your ship!
Senin gemindeler!
People, people, people, people, they're people.
İnsan, insan, insan, hepsi insan.
Are they ok? Well, they're fine. Look at them.
- Gayet iyiler, baksana işte.
Yeah, it is, they're not moving. Look at them.
Evet donmuş, hareket etmiyorlar baksana.
They're in pain.
- Ama acı çekiyorlar.
Do you think they're coming down here?
Sence buraya geliyorlar mıdır?
They're screaming in pain, every second they're alive.
Hayatta oldukları her an acıyla kıvranıyorlar.
They're coming!
Geliyorlar!
They're coming for us!
Bizim için geliyorlar!
These Cybermen are primitive... they're programmed to track human beings and convert them... they home in on human life signs only.
Bu Siberadamlar çok ilkel. İnsanların izini sürüp hepsini dönüştürmek üzere programlandılar. Sadece insan yaşam sinyallerini takip ederler.
Now they think that we count as humans... and they're going to fix that in a hurry!
Artık bizi insan zannediyorlar. Ve bunu acil olarak düzeltecekler.
They're not difficult, they're Cybermen.
- Zor falan değil, alt tarafı Siberadamlar.
They're looking for fresh meat, and you're it.
Taze et arıyorlar ve aradıkları sizsiniz.
It's Okay, they're just frightened.
Sorun yok, sadece biraz korktular.
They're announcing their arrival, they're coming.
Varışlarını haber veriyorlar, buraya geliyorlar.
They're Cybermen, there's no such thing as long enough.
Bunlar Siberadam, yeterince vakit diye bir şey sözkonusu değil.
They're robots, but they've got monkey brains.
Robot olsalar da maymun beyinliler.
That's why they're coming for your children... but now they think we're a military target.
Bu yüzden çocuklarınızı hedef alıyordular. Ama artık askeri bir hedef olduğumuzu düşünüyorlar.
They're moving back!
- Geri çekiliyorlar!
I don't think they're mine.
Benim olduklarını sanmıyorum.
They're going to starve you past the point of no return.
Seni geri dönüşü olmayan noktaya kadar aç bırakacaklar.
They're all my cases.
Hepsi benim davam yani.
They're usually murders or suicides.
Genellikle cinayet ve intiharda görülür.
They're starving don e until he turns romero and broadcasting it on a livestream.
Don E'yi Romero'ya dönüşene kadar aç bırakıp canlı yayına çıkaracaklar.
They're coming in fast now.
Hızla artıyor.
They're going to torture him now?
Ona işkence mi edecekler?
We're showing the world what they have to be afraid of.
Dünyaya korkmak zorunda oldukları şeyi gösteriyoruz.
Okay, they're gonna be there in a few minutes.
- Tamam, biz birkaç dakikaya... -... orada olacağız.
They're gonna be there in a few minutes.
Birkaç dakika içinde gelirler. Ben de şimdi geliyorum.
Baz and pope, they're paranoid.
Baz ve Pope, paranoyaktır.
Yeah, they're... they're good.
- Evet. İyiler. - Evet.
All right, they're closing up.
Tamam. Kapatıyorlar.
Once they're in there, you'll never get'em out.
Bir kere girdi mi, bir daha çıkaramazsın onları.
They're--they're probably dead.
Muhtemelen ölmüşlerdir.
They're right.
Onlar haklı.
If anybody moves, they're gonna die!
Kim kıpırdarsa ölür!
They're grown men. They can live wherever they want.
Nerede isterlerse orada yaşayabilirler.
They're idiots.
Geri zekalılar.
We're gonna have a small window before they get reported.
Haberi almalarından önce az bir zamanımız olacak.
If they're willing to kidnap, they're willing to murder.
Kaçırmaya hazırlarsa öldürmeye de hazırlardır.
they're not happy 17
they're not going anywhere 43
they're real 107
they're not yours 24
they're beautiful 332
they're right 150
they're here 1043
they're all gone 114
they're great 201
they're not here 176
they're not going anywhere 43
they're real 107
they're not yours 24
they're beautiful 332
they're right 150
they're here 1043
they're all gone 114
they're great 201
they're not here 176