They're not my friends traduction Turc
96 traduction parallèle
They're not my friends.
Onlar benim arkadaşım değiller.
They're not my friends, José.
Onlar arkadaşlarım değil José.
- In any case, they're not my friends.
Büyük ihtimalle Fakat arkadaşlar benim değiller.
They're not my friends.
Onlar benim arkadaşım değil ki.
- They're not my friends, but though I despise them, I love them...
- Onlar benim dostum değil, ama ne kadar hakir görsem de seviyorum onları.
They're not my friends.
Onlar arkadaşım falan değil.
They're not my friends.
Arkadaşım değil onlar.
They're not my friends.
Dostlarım değiller.
They're not my friends.
Onlar arkadaşlarım değil.
They're not my boys, they're my friends.
Onlar adamlarım değil, arkadaşlarım.
No. They're not my friends.
Hayır, onlar benim arkadaşım değil.
They're not my friends.
Onlar benim arkadaşlarım olamaz.
They're not gonna know. Not your friends, not my friends.
Ne senin arkadaşaların, ne benim arkadaşlarım.
- They're not my friends.
- Onlar benim arkadaşım değil.
My sexual predilections may not be known to the readers of Page Six but they're known to my friends and my wife.
Cinsel tercihlerimi 3. sayfa okurları belki bilmez ama dostlarım ve eşim kesinlikle bilir.
They're not my friends.
Onlar benim dostum değil.
They're not my friends.
Onlar benim dostum değiller.
I'm waiting for my friends, but they're not here yet.
Ben de arkadaşları bekliyorum ; ama daha gelmediler.
Forgive my friends if they're not vying to meet you, but they're good like that.
Arkadaşlarım seninle tanışmaya sabırsızlanmadıkları için kusura bakma.
Not that they're my scene, but my friends there feel bored and cut off.
Benim tarzım olduğundan değil,... ama oradaki arkadaşlarım sıkıImış ve tecrit edilmiş hissediyorlar.
And they're not my friends anymore.
Ve artık onlar benim arkadaşlarım değil.
They're not my friends.
Onlar benim arkadaşım değil.
My friends at the DA's office are going to find whoever attacked Matt, and I can promise you they're not gonna keep it quiet.
Savcılıktan arkadaşlarım Matt'e kimin saldırdığını bulacaklar, ve sana söz veriyorum ki bunu gizli saklı tutmayacaklar.
They're not my friends!
Bunlar benim arkadaşım değil!
I mean, clearly they're not my friends.
Arkadaşım olmadıkları belli.
They're not my usual friends.
Normalde takılmıyoruz.
They're not really my friends.
Aslında onlar benim arkadaşlarım değil.
Those guys in my band, they're not my friends.
Grubumdaki çocuklar. Onlar arkadaşlarım değil.
They're not my friends.
- Onlar benim arkadaşım değil.
- They're not my friends.
- Onlar benim arkadaşlarım değil.
I hang out with your friends, but they're not my friends.
Senin arkadaşlarınla takılıyorum, ama onlar benim arkadaşım değil.
You're right. They're not my real friends.
Haklısın, gerçek arkadaşlarım değiller.
They're not just people. They're my friends.
Onlar herhangi biri değil, arkadaşlarımız.
My friends were here and now they're gone, and they're not gonna come back.
Arkadaşlarım buradaydı ama artık yoklar ve geri dönmeyecekler.
They're not my friends.
Onlar arkadaşım değil.
They're not my friends anymore.
Onlar artık arkadaşım değiller.
After what they did to my friends, I'm not sorry they're dead.
Arkadaşlarıma yaptıklarını düşününce ölmelerine hiç üzülmedim.
Oh, well, they're not actually all my friends.
Aslında hepsi arkadaşım değiller.
Oh, they're not my friends.
Arkadaşım değil ki onlar.
Oh, they're not my friends.
Onlar arkadaşım değil.
They're not my friends. They're- -
Onlar benim arkadaşım değil
They're not all my friends.
Tam olarak arkadaşım sayılmazlar.
They're not losers, they're my friends.
Onlar ezik değil, benim arkadaşlarım.
i've done it sometimes, they're not my friends anymore, are they?
Ama artık arkadaşım değiller, değil mi?
Well, they're not really my friends.
- Aslında pek arkadaşım sayılmazlar.
- They're not my friends.
- Oradakiler arkadaşım değil.
Because they're not my friends!
Çünkü onlar benim arkadaşım değil!
I'm not sure what to say, but my friends are here and I know they're worried about me.
Ne diyeceğimi bilmiyorum ama arkadaşlarım burada ve benim için kaygılandıklarını biliyorum.
I can not ask 18 of my friends to give up tenure and pension for a school where they're not even guaranteed a job.
18 arkadaşımdan kadrosundan ve maaşından vazgeçmesini isteyemem. Henüz okulu kurabileceğimiz bile belli değil.
They're not just friends, they're more like... my family.
Sadece arkadaşlarım değiller, daha çok ailem gibiler.
They're not my friends, they're my coworkers.
Onlar benim arkadaşlarım değiller. İş ortaklarım.
they're not happy 17
they're not going anywhere 43
they're not yours 24
they're not here 176
they're not stupid 24
they're not 686
they're not so bad 28
they're not mine 63
they're not bad 26
they're not the same 18
they're not going anywhere 43
they're not yours 24
they're not here 176
they're not stupid 24
they're not 686
they're not so bad 28
they're not mine 63
they're not bad 26
they're not the same 18