Thigh traduction Turc
1,039 traduction parallèle
Mole on left thigh.
Sol kalçada ben.
Some duck or or a soft thigh?
Biraz ördek ya da... -... ya da yumuşak bir but?
A soft thigh stuffed to the hilt!
Tamamen dolgun, yumuşak bir but!
And when I find him, I'll smite him hip and thigh.
Bir bulsam kemiklerini kıracağım.
Just notice those purplish spots on the left thigh there.
Sol kalçanın üzerindeki morumsu lekelere dikkatle bakın.
Want the breast or the thigh?
Göğsünü mü, kalçasını mı istersin?
I want a breast and a thigh.
Ben hem göğüs, hem de kalça isterim.
I put my hand On her thigh
Elimi... kalçasına koyuyorum.
The Germans attacked. I've got a bullet in my thigh.
Almanlar bize saldırdı ve bacağımda bir kurşun var.
He once broke his right thigh-bone, maybe you can clip it.
Bir zamanlar sağ kalça kemiğini kırmış. Belki çıtlatabilirsiniz.
Or even my thigh...
Kalçalarımda olabilir...
Bit of flap in thigh, never would heal cowed him down for the rest of his life.
Uyluğu hasar gördü, asla iyileşmedi. Hayatının geri kalanında içine kapandı..
As it clung to her thigh
Dolanırken kalçasına
How I love the girls... a bit of thigh, a bit of breast... Don't debate.
Ne severdim o kızları... bir parça kalça, bir parça meme
If you could feel this silken thigh You'd know who has to win
Dokunabilseydiniz bilirdiniz kim kazanacak, işte ipekten kalçalar.
If you could feel this silken thigh You'd know
Dokunabilseydiniz bilirdiniz, işte ipek gibi kalçalar.
Just a bullet wound in the thigh.
Yalnızca kalçasında bir kurşun yarası var.
The Wing and the Thigh
Eti Senin Kemiği Benim
On the first, the pommel represents a chicken thigh on a wing.
İlkinin kabzasında tavuk kanadında tavuk budu var.
And on the second, it's a chicken wing on a thigh.
İkincisinde ise tavuk budunda tavuk kanadı var.
I could shoot you in the hand if I wanted, or in the thigh, in the soft part.
İstesem seni elinden vurabilirim. Ya da yumuşak yerinden, kalçandan.
I've always been a breast and thigh man myself.
Ben daha çok göğüs ve but tercih ediyorum.
The doctor said that the wound inside his thigh must have been the fatal one.
Doktor, kalçasındaki yaranın öldürücü bir yara olmuş olması gerektiğini söyledi.
You're supposed to put this foot up to this thigh, and this foot up to that thigh.
Bu ayağı bu baldırın üzerine koymalısınız, ve bu ayağı da o baldırın üzerine.
This foot on this thigh.
Bu ayak bu baldır üzerinde.
Externally, his body was normal, except for one thing on the inside of his right thigh.
Harici olarak, bedende bir şey yok gibi görünsede sağ kalçasında bir şey var.
Whose's this thigh?
Kimin bu but?
Look, she has further injuries on the thigh.
Baksana, uyluklarında başka yaralar var.
Well, when the thigh skin tissue is treated, it'll lose its specificity as both thigh tissue and skin tissue.
Uyluk derisi dokusu alındığında, özelliğini yitiriyor uyluk dokusu ve deri dokusu gibi.
For example, if it were grafted to a burned cheek, it wouldn't just be thigh skin with the color and texture of thigh skin it would actually develop as facial tissue.
Örneğin yanık bir yanak yerine uyluk derisi koyduğumuzda, yanak sertliğini ve rengini alıyor. Yüz derisi olarak gelişiyor.
They oughta cut the costumes up higher on the thigh, so you can see more ass.
Kostümlerin etekleri kısa olmalı ki biraz kıç görelim.
Rosa, you know that holding your thigh feels beautiful!
Rosa, bacağını tutmak çok güzel bir his!
You're hurt in the thigh
Bacakların zedelenmiş
- On my thigh
- Oh bacağımdan.
A little thigh to keep their attention... and then I'll say, "okay, Margaret, why don't you tell us about this one?"
Dikkat çekmek için biraz yukarı... Sonra ben sana, "Margaret, bu arabayı bir de sen anlatsana" diyeceğim.
Like a thigh, eh?
Güzel değil mi?
Move over to the bed then I'll rub each inner thigh, that would be four minutes.
Yatağa geçeriz sonra dört dakika kadar bacaklarını okşarım.
I don't think nail polish will work on a run this large and high up on one's thigh.
Bu büyüklükteki ve kalçama kadar giden bu yırtıkta oje işe yaramaz sanırım.
Urine and feces are processed in the thigh pads.
Sidik ve dışkı kalçadaki keselerde meydana gelir.
If you want to tighten up the thigh muscles, the only piece of equipment you want is a chair with legs.
Üst bacak kaslarınızı sıkılaştırmak istiyorsanız... ihtiyacınız olan tek alet ayaklı bir sandalyedir. SAVAŞ KİTABI - CİLT 1
I want your thigh.
Bacaklarının arasını istiyorum.
You would then just look for a bite on the inside of the thigh... like this one, piercing the artery.
Kasıkların bir ısırık izi olup olmadığına bakmalısın bunun gibi, atardamar ısırığı.
I need you to check his inner thigh for two little sores.
Kasık bölgesinde iki yara olup olmadığına bakmanızı istiyorum.
Want a thigh or a wing?
Kanat mı taktırdın ne?
30 inches of thigh-slappin', blood-pumpin'nuclear brain damage!
70 santimlik tansiyon artıran, kafa sallatan bir ses!
She's now crashing into my thigh.
Gelip bana yetişir diye korkarım...
Jesus Christ... thigh gets hit
Kutsal İsa... bacağımdan vurdu
The part of your leg that curves into your inner thigh.
Bacağının, iç uyluk kemiğine eğilen kısmı.
Her skirts run a little high on the thigh for my taste, but her people do come from across the lake, her and that hellion husband of hers.
Etekleri biraz fazla yukarı sıyrılmış bana sorarsan ama ailesi gölün karşı kıyısındandır onun o ve hergele kocasının.
- A thigh...
- But olsun.
I pricked my thigh with an awl but couldn't help falling asleep I did, madam!
Yaptım, hanımım!