This guy here traduction Turc
1,623 traduction parallèle
That's this guy here.
Tam buradaki adam.
This guy here is about to have one less appendage.
Bu adam kısa süre sonra bir ayağını kaybedecek.
But this guy here in the yellow, this guy right here, Terry Miller...
Fakat şuradaki sarı kıyafetli çocuk, Terry Miller.
Are you telling me you send this guy here to drink our booze and make the moves on my wife?
Bu adamı içki içip karımla dans etmesi için senin gönderdiğini mi söylüyorsun?
well, let me tell you something, you see this guy here?
Sana şunu söylememe izin ver. Şuradaki adamı görüyor musun?
Let me tell you something, you see this guy here?
Sana şunu söylememe izin ver, şuradaki adamı görüyor musun?
Well, let me tell you something, you see this guy here?
Sana şunu söylememe izin ver, şuradaki adamı görüyor musun?
How about this guy here?
Peki ya bu adam?
Where's this guy here?
Oradaki adam nerede?
Look at this guy here.
Şu adama bak.
Witnesses put the gold sedan here, so we know this is our guy.
Tanıklar altın rengi sedanı görmüş, bizim adamımız olduğunu biliyoruz.
Hey, here, this guy, he's our new guy.
Hey, burada, bu adam, o bizim yeni adamımız.
Here he was, this great guy.
Buradayken, mükemmel biriydi.
Not a lot of time for our bad guy to get out of here before this place was turned intothe Killing Fields.
Burası ölüm tarlasına dönmeden çıkacağı kadar zaman yokmuş.
get this guy out of here.
Götürün bu adamı.
THE SECOND YOU FIND THIS GUY, YOU BRING HIM RIGHT HERE IMMEDIATELY. DO YOU UNDERSTAND?
O adamı bir dahaki görüşünde derhal buraya getiriyorsun, anladın mı?
Bui, get in here. Help me with this guy.
Bui, buraya gel, bana yardım et lütfen.
I'm going to break this guy out of here, or I'm going to die trying.
Ya o adamı buradan çıkaracağım ya da bu uğurda öleceğim.
The company wanted you here in panama alive, but framed for murder, and then for some strange reason, you seemed to really care about the fate of this whistler guy, and I got to tell you something, he's really curious about you, too.
Örgüt Panama'da olmanı istedi. Canlı fakat cinayetten zanlı olarak. Sonra her nedense, Whistler'ın durumuyla çok fazla ilgilenmeye başladın.
I'm gonna break this guy out of here or I'm going to die trying.
Bu adamı buradan çıkaracağım Ya da bunu denerken öleceğim.
You see this guy right here?
Bak bu adamı görüyorsun değil mi?
Like this guy here.
Buradaki adam gibi.
All these beautiful women in here and you're staring at this guy?
Burası güzel kadın kaynıyor ama sen oturmuş o herifi kesiyorsun.
This guy over here just told us He Who Must Not Be Named's at the restaurant.
Şuradaki çocuk ismi lazım değilin ilerideki lokantada olduğunu söyledi.
And here you are carving up this guy into chum.
Ve şimdi de bu adamı parçalara ayırıyorsun.
This guy right here. He's new.
Kendisi aramızda yeni.
But this guy, Ivan, he's seen the inside of every prison from Moscow to Minsk, so I think the best approach here is, we know everything, we're rolling up his whole gang, and he's just a little fish.
Ama bu Ivan denen herif... Moskova'dan Minsk'e kadar her hapishanenin içini görmüş, Yani burada en iyi yaklaşım...,
They said this guy Michael lives around here.
Michael denen adamın burada yaşadığı söyleniyor.
You see any poets in this shit? We're all in a slaughter yard and there isn't a single guy here who knows why.
Hepimiz bir mezbahanın içerisindeyiz ve neden olduğunu bilen tek bir kişi bile yok.
Huh? This guy right here - he just saved your life.
Bu adam az önce hayatını kurtardı senin.
Just for your information, this guy's laughing over here.
Bilginiz olsun, şu adam orada gülüp duruyor.
Hey, hey, look at this guy up here.
Bir de şu adama bir bak, tamam mı?
This guy was here before!
Bu adama daha öncede buradaydı!
But here I am, trying to find the next of kin of this guy, somebody to talk to. You're talking to his brother behind my back.
Ben bu adamın yakınlarından konuşabileceğim birini ararken sen arkamdan onun kardeşiyle konuşuyorsun.
No, man, this fucking guy back here.
Hayır, adamım, arkadaki çocuk yapıyor.
Let's walk over here to this guy, see what he's gonna be doing... on the day of the hurricane.
Şimdi bu adama gidelim. Bakalım kasırga sırasında o ne yapacakmış.
What really gets me, is that you can go to this guy's place, and then you can come home here, all wet and flushed and excited and horny, and you can sit down with our son and do his homework.
Bu adamin evine gidebiliyorsun sonra tahrik olmus, kizarmis, heyecanlanmis ve azmis bir sekilde eve geliyorsun ve oturup oglumuzla onun ev ödevlerini yapabiliyorsun.
Here I am riding this hot, sad guy's thigh.
Orada, bu atesli, hüzünlü adamin aletini sürüyordum.
What really gets me is that you can go to this guy's place and then you can home here all wet and flushed and excited and horny, and you can sit down with our son and do his homework.
Beni gerçekten etkileyen şey o adamın evine gidiyorsun ve sonra, buraya, eve, ıslak heyecanlı uyarılmış, ve azgın bir halde dönüp, oğlumuzun yanına oturabiliyor, onunla birlikte ödevlerini yapabiliyorsun.
Abby, Connor... get this guy out of here.
Abby, Connor... Bu adamı dışarı çıkarın.
Let this guy stay here.
Bu adam biraz soğusun.
If we can get out of here and find this guy's wife... we can show that the kidnapping thing holds water.
Buradan gidip karısını bulabilirsek kaçırma olayının tutar tarafı olduğunu gösterebiliriz.
And now he's coming here? Robin, why do you want to see this guy?
Ve şimdi de buraya mı geliyor?
Here I was thinkin'your partner's was a drunk, just wanted to believe this guy was sober.
Partnerin de eskiden bir sarhoş olduğundan, sadece bu adamın ayık olduğuna inanmak istedim.
This guy leads us around all night by our nose and brings us back here.
Adam gece boyu bizi peşinde dolandırıyor ve buraya geri getiriyor.
It looks like this guy grabbed everything he could carry and got the hell out of here.
Taşıyabileceği her şeyi yanına alıp buradan çekip gitmiş gibi.
Every minute my guy sits in this hospital is putting him and everyone else here in jeopardy.
Adam burada olduğu sürece hem kendi..... hem de buradaki herkes tehlikede demektir.
I want this guy as much as you do, but we're scrambling here.
Herifi yakalamayı ben de istiyorum, ama boşa kürek çekiyoruz.
i was on my way to work, when - - bang, bang, bang! - no, i came from around that corner, found this guy laying here. - did you see the shooter?
İşe gidiyorum ki, tak, tak!
This guy right here.
Şuradaki adam.
I gotta go from here to your precinct to discuss whether we're gonna file charges against this guy.
Buradan senin merkeze gidip bu adama karşı suçlama başlatıp başlatmayacağımızı tartışacağız.
this guy 1059
this guy right here 37
this guy is good 19
this guy's good 38
this guy is 20
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
this guy right here 37
this guy is good 19
this guy's good 38
this guy is 20
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106