This is a crime scene traduction Turc
304 traduction parallèle
This is a crime scene.
Burası suç mahalli.
This is a crime scene.
Bu bir suç mahalli.
Hold on. This is a crime scene.
Burası bir suç mahali.
This is a crime scene.
Burası suç alanı.
May I remind you that this is a crime scene?
Burasının bir suç mahalli olduğunu, hatırlatmama gerek var mı?
Shouldn't even be here. This is a crime scene.
Olay yerinde olmamalısınız.
This is a crime scene.
Burası suç mekanı.
You do know this is a crime scene, don't you?
Burasının suç mahalli olduğunu biliyorsun, değil mi?
Ms Dixon, this is a crime scene.
Bayan Dixon, burası bir suç mahali.
This is a crime scene.
Burası suç mahali.
- This is a crime scene!
- Burası suç mahalli.
This is a crime scene.
Burası olay mahalli.
Terminal Entertainment, this is a crime scene, okay?
"Ölümcül Eğlence" burası bir suç mahali, tamam mı?
This is a crime scene.
Burası bir suç mahalli.
This is a crime scene.
Burası bir suç mahali.
Sara, this is a crime scene.
Sara burası bir olay yeri.
This is a crime scene. You don't belong here.
Burası bir suç mahalli.
- This is a crime scene.
- Burası olay mahalli.
We understand that, sir, but this is a crime scene.
Anlıyoruz bayım, ama burası olay yeri.
This is a crime scene like any other
Burası bir olay mahalli, aynı diğerleri gibi.
You know this is a crime scene.
Buranın suç mahalli olduğunun farkındasın değil mi?
Oh, oh, right, because now this is a crime scene
- Gururum okşandı. - Ben de Karen'a sormak istiyordum ve senin görüşünü alayım dedim.
I understand that. But this is a crime scene.
Anlıyorum, ama burası suç mahalli.
- Oh, I'm sorry this is a crime scene.
- Maalesef, olmaz.
Move those people back. This is a crime scene, not a keg party.
Şu insanları çek, burası suç mahalli parti vermiyoruz.
This is a crime scene.
Burası cinayet mahalli.
I'm the headmaster here. And this is a crime scene.
Burası da suç mahalli.
This is a crime scene.
Bu bir suç mahali.
This is a crime scene.
Burası olay yeri.
This is a crime scene
Bir saniye hanımefendi. Burası suç mahalli.
Oh, I imagine this is your worst nightmare... a crime scene on a roof.
Bu senin en kötü kabusun olmalı... çatıda bir suç mahalli.
Is this man removing evidence from the scene of a crime?
Bu adam olay mahallinden delil mi yok ediyor?
This is a crime-scene area!
Burası suç bölgesi!
If I can ask your indulgence. This is a restricted crime scene.
Burası girilmesi yasak bir suç mahallidir.
Folks, you mind stepping outside, please? This is officially a crime scene. Oh, my God.
Hemen dışarı çıkın lütfen, burası artık resmen suç mahallidir.
This is a mobile crime scene.
Burası seyyar bir olay yeri.
This is now a fresh crime scene.
Burası artık olay yeri. - Hemen işe koyulurum.
This is a shot of the crime scene.
Bu, olay yerinin resmi.
There is not an officer on this force... that would run away from the scene of a crime.
Bu birimde, suç mahalinden kaçacak... bir tane bile polis memuru yoktur. Bu tasavvur edilemez.
This is not a crime scene.
Burası bir olay yeri değil.
THIS is a crime scene.
Bak burası olay yeri.
This, Josh, is a crime scene photograph.
Bu fotoğraf olay yerine ait.
So, this boat slams into a bridge. Is that a crime scene?
Köprüye tekne çarpınca suç mahalli mi oluşuyor?
Only when they've eaten our evidence, and as of this moment, this place is officially a crime scene.
Sadece kanıtımızı yediklerinde, ve an itibariyle, bu mekan resmen suç mahalli.
Is this your idea of how to run a crime scene, Gunnery Sergeant?
Olay yerinin bu hale gelmesi senin fikrin mi Çavuş?
This is an enlargement of a crime-scene photo taken the night of Lilly's murder.
Bu resim, Lilly'nin öldürüldüğü gece çekilen fotoğraflardan birisinin büyütülmüş hali.
This is an enlargement of a crime-scene photo taken the night of Lilly's murder.
Lilly öldürüldüğü gece çekilen resimlerden birisinin büyütülmüş hali.
Too bad, this is still a crime scene.
Özür dilerim burası hâlâ suç mahalli.
This is our crime scene. So why don't do me a favor and stop busting my friggin'onions and fill me in on the dead woman behind you.
Neden şimdi bir iyilik yapıp aylaklık etmeyi kesmiyorsun ve arkadaki ölü kadın hakkında bildiklerini anlatmıyorsun.
So what is this, like, a crime scene or something?
Ne oluyor bu şimdi, suç mahalli falan mı?
Look, i know you think this patient / doctor thing is some kind of sacred cow, but it's a crime scene, and i know a judge who understands these things.
Bakın. Bu doktoru bir tür "kutsal inek" gibi gördüğünüzün farkındayım. Ama burası bir olay yeri ve ben de bu konularda anlayışlı bir yargıç.