This is a waste of time traduction Turc
458 traduction parallèle
Your Honor, this is a waste of time.
Sayın Yargıç, bu bir zaman kaybıdır.
This is a waste of time and money.
Bu hem zaman hem de para kaybı.
This is a waste of time.
Boşa zaman harcayamam.
- This is a waste of time.
- Bu boşu boşuna zaman kaybı.
This is a waste of time, you know.
Bunun zaman kaybı olduğunu biliyorsun.
This is a waste of time.
Bu konuşma sadece zaman kaybı.
This is a waste of time.
Bu zaman kaybı.
This is a waste of time.
Bu tam bir vakit kaybı.
This is a waste of time.
Bu tam bir zaman kaybı.
- This is a waste of time.
Bu tamamen vakit kaybı.
I guess this is a waste of time.
Vaktimizi boşa harcıyoruz.
You know, this is a waste of time.
Yalnızca vakit kaybı.
This is a waste of time, Baran.
Bu bir zaman kaybı, Baran.
This is a waste of time.
Bu vakit kaybı.
This is a waste of time.
Zaman kaybediyoruz.
This is a waste of time.
Bu bir zaman kaybı.
This is a waste of time.
Vakit kaybından başka bir şey değil.
Doctor, this is a waste of time.
Doktor, bu zaman kaybı.
So this is a waste of time.
Bu yüzden zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
This is a waste of time, right?
Boşa zaman harcıyorum, değil mi?
General, this is a waste of time Kawalsky does not have.
General, bu Kawalsky'nin sahip olmadığı zamanın boşa harcanması.
Well, it's important to me, and this is a waste of time!
Bu sınav benim için çok önemli ve şu anda boşuna zaman kaybediyorum.
This is a waste of your time and mine.
Hem sizin hem benim için zaman kaybı bu.
All this walking... is it just a waste of time?
Bunca yürüdüğüm yol boşu boşuna mıydı?
This is the harmony of nature and not a waste of time.
Bu doğanın uyumudur, zaman kaybı değil.
This is a complete waste of time!
Bu tamamen bir zaman kaybı!
This lying is such a waste of time.
Yalanlarla zaman kaybediyoruz.
This really is a waste of time
Bu gerçekten zaman kaybı.
An order like this- - 30 pieces- - is really a waste of time for me.
Böyle 30 parçalık... bir sipariş... benim için gerçekten zaman kaybı.
This is a complete waste of time.
Bu tam bir zaman kaybı.
this is just a waste of time those rebels will never get inself at
Bu sadece vakit kaybı.
This is a farcical waste of time, but still, if nothing else will satisfy you, it shall be done.
Aptalca bir zaman kaybı, fakat hâlâ, sizi tatmin edecekse eğer, bu denenebilir.
This is turning into a waste... of my time and money.
Bu olay artık zaman ve para kaybına dönüştü.
If you ask me, this second-chance stuff is a total waste of time,
Şayet bana soracak olursan, bu ikinci şans zımbırtısı tamamen boşa zaman harcama,
This murder... is a waste of time... a frivolous personal gesture... in contradiction to my system.
Bu cinayet bir zaman kaybı. Önemsiz, kişisel bir şey. Benim sistemimle asla uyuşmuyor.
Well, is this a waste of time?
Peki bu zaman kaybı mı?
- This is a total waste of time.
- Bu tamamen bir vakit kaybı.
Well I'm beginning to think that this thing is a waste of my time.
Bu işin vakit kaybı olduğunu düşünmeye başladım.
- I think this is gonna be a waste of time,..... like all the other X-Files on entity rape.
- Bence diğer tüm hayalet tecavüzleriyle ilgili Gizli Dosyalardaki gibi, bu da boşa vakit kaybı olacak.
This is a complete waste of time.
Bu boşuna vakit kaybı.
This is a waste of our time.
Bu sadece zaman kaybı.
You know, it's starting to feel like this whole thing is a big waste of time.
Biliyor musun bütün bu olanlarbüyük bir zaman kaybına dönüşmeye başladı.
But I think this is a big waste of time because I have been walking since I was one.
Ama bence bu büyük bir zaman kaybı, çünkü ben bir yaşımdan beri yürüyorum.
This is probably a total waste of my time.
Bu benim için tam bir zaman kaybı.
Well, this is a waste of my time.
Peki, bu zamanımı boşa harcamaktır.
I know i dragged you out here, but i'm beginning to think this is just a waste of time.
Seni buraya sürüklediğimi biliyorum, Scully ama bütün bunların zaman kaybı olduğunu düşünmeye başlıyorum.
Brian, I'm sorry to be the one to have to tell you this, but what started off as an interesting experiment... has quite frankly descended into a demeaning waste of your time and mine.
Brian, Bunu sana söyleyen kişi olmak istemezdim ama ; ilginç bir deneme olarak başlayan bu iş, açıkça söylemek gerekirse zamanımızı harcayan boktan bir işe döndü.
This is a total waste of time.
Bu tamamen bir zaman kaybı.
And if you can't give me those things, Michael... then this is all a big waste of time.
ve sen bana bunları veremezsin, MichaeI... ozaman bunların hepsi zaman kaybı olur.
Nor do I assume that this case is just a waste of our time.
Bu davayı zaman kaybı olarak mı görmeliyim?
All this talk is a waste of time.
Tüm bu konuşmalar, zaman kaybı.